4 Kasım’a doğru: Kopyala-yapıştır mantığı ile açılan davalar…

  • 09:10 2 Kasım 2017
  • Hukuk

DİYARBAKIR - DBP'li belediyeler 11 Eylül 2016 tarihinden itibaren kayyımlara teslim edilirken 4 Kasım 2016 tarihinde ise HDP ve DBP’li siyasetçiler de tutuklanarak cezaevine konuldu. Avukat Cemile Turhallı Balsak tutuklanan siyasetçilerin davalarına değinerek, “Soruşturma aşamasından itibaren katılmış olduğumuz davalarda ortada bir suçun ve iddianın olmadığını gördük” ifadelerine yer verdi.

 
15 Temmuz darbesiyle başlayan süreç OHAL’in ilan edilmesiyle birlikte AKP hükümetinin saldırılarının meşru zemine oturtulması için kaçınılmaz bir fırsat olarak tüm kamuoyuna lanse edildi. KHK’ler çıkararak tüm muhalif kesimleri işlevsiz hale getirmeyi amaçlayan iktidar, 11 Eylül 2016 tarihide yayımladığı KHK ile Batman ve Hakkâri’nin de aralarında olduğu 28 belediyeye kayyım atayarak halkın iradesini yok saydı. Belediyeleri gasp etmekle yetinmeyen iktidar ayrıca 4 Kasım’da da HDP ve DBP’li siyasetçileri tutukladı. 4 Kasım 2016’dan itibaren yaşananları değerlendiren Avukat Cemile Turhallı Balsak, daha öncede bu tür hukuksuzlukların yaşandığını ancak 4 Kasım’la bunun görünür hale geldiğine dikkat çekti.
 
‘Ortada herhangi bir suç yok’
 
Cemile, 4 Kasım sonrasında özellikle siyasi partilere yönelik baskı ve gözaltıların sıklaştığını kaydetti. Cemile, 4 Kasım öncesinde de devam eden bir sürecin olduğunu söyleyerek, hak ihlallerinin yeni olmadığını bildiklerini ifade etti. HDP eş genel başkanlarının gözaltına alınarak tutuklandığını hatırlatan Cemile, “Soruşturma aşamasından itibaren katılmış olduğumuz davalarda ortada bir suçun ve iddianın olmadığını gördük. Düşünün siyasi partinin eş genel başkanısınız ama suç yok ve nasıl bir suçlama ile karşı karşıya kaldığınızı bilinmeyerek bir gaflet ve telaşın içerisine giriliyor” dedi.
 
‘Olaylar vahim ve ironidir’
 
Sebahat Tuncel’in ve Gültan Kışanak’ın iddianamelerinin ortak hazırlandığını söyleyen Cemile, ‘kopyala yapıştır’ mantığı ile davaların açıldığına dikkat çekti. Cemile,  “Davaların bir kısmında gizlilik kararı vardı ama birçoğunda yoktu. Hepsi de olağan siyasi faaliyetlerdi, tabi bundan ne anlıyoruz? Bir siyasi partinin varlık sebebi nedir? Kendini anlatabilmesidir. Kendi seçmenine ve kendisini iktidara taşıyabileceği bakış açısını ve perspektifini halka anlatabilecek propaganda yapmasıdır. Gerekçe olarak bunlar gösteriliyor. Söz konusu HDP olunca yapılmış olan açıklamaların hepsi kriminalize edilerek bir suçmuşçasına iddianamelere konu ediliyor. Buda gerçekten vahim ve ironik bir durumdur” ifadelerini kullandı.
 
‘Bu yöntemle ayrı bir ceza verilmek isteniyor’
 
Seçilmişlerle ilgili olan yargılama süreçlerine değinen Cemile, “Son dönemde yürürlüğe koydukları SEGBİS sistemi uygulaması... Kişi Kandıra, Ankara ya da başka bir yerde cezaevinde ise görüntülü bağlantı yapılıyor ki zaten seçilmişlerle ilgili olarak vekillerin neredeyse hepsi Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor. Ancak bakıldığında tutukluların hiçbiri Diyarbakır’da değil. Esas olan kişilerin yargılandığı yere en yakın yerde olmalarıdır. Fakat Adalet Bakanlığı’nın yetkisi ile batının birçok farklı iline gönderilmişlerdir. Bunun üzerinden de bir cezalandırma yapılmaya çalışılıyor” diye konuştu.