Dîlok’ta halk buluşması: Umut biziz!

  • 16:17 16 Aralık 2025
  • Güncel
DÎLOK - Dîlok’ta düzenlenen halk buluşmasında konuşan TJA aktivisti Ayla Akat Ata, sürecin öncülerinin kadınlar olması gerektiğini vurgulayarak, “Sayın Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat deklarasyonundan bugüne kadar ortaya koymuş olduğu irade, işte bu var olan sürecin toplamının bilgisidir. Bu bilgiye uygun örgütlülüğü ortaya koymak durumundayız” dedi.
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın önerisi üzerine Kürdistan'ın 22 merkezinde planlanan “Barış ve Demokratik Toplum Buluşmaları” sürüyor. Buluşmalardan biri de bugün Demokratik Kurumlar Platformu tarafından Dîlok'un (Antep) Şehitkamil ilçesinde bulunan bir düğün salonunda gerçekleştirildi. Buluşmaya, İmralı Cezaevi’nde bir süre kalan Çetin Arkaş, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Ayla Akat Ata, Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Raziye Öztürk katıldı. Buluşma boyunca sık sık “Bijî Serok Apo”, “Selam selam İmralı’ya bin selam”, “Jin, Jiyan, Azadî” ve “Bijî berxwedana zindanan” sloganları atıldı.
 
Buluşma, özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler için yapılan 1 dakikalık saygı duruşu ile başladı.
 
‘Sayın Öcalan diğer muhataplarla görüşebilmeli’
 
Burada ilk olarak konuşan Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Raziye Öztürk, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın selamlarını iletti. Raziye Öztürk, yapılan her buluşmada Kürt Halk Önderi’nin Kürtlerin haklarının anayasal güvence altına alınması gerektiğini belirttiğini aktardı. Raziye Öztürk, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiğini kaydederek, “Abdullah Öcalan Kürtlerde kolektif bir yansımasını bulan bir önderliktir. Dolayısıyla bu sürecin yürütülmesinde de tarafların eşit koşullarda olması gerekiyor. Bu yüzden biz aynı zamanda Sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğünü önemsiyoruz, özgür çalışır koşullarda olmasını önemsiyoruz. Yani nasıl devlet tarafı gidip herkesle istişare edebilecek, görüşebilecekken Sayın Öcalan’ın da diğer muhataplarla görüşebilmesi, onlara ulaşabilmesi gerekiyor” dedi.
 
‘Gündemimizi biz belirleyeceğiz’
 
Ardından söz alan TJA aktivisti Ayla Akat Ata, sürecin öncülerinin kadınlar olması gerektiğini vurguladı. Ayla Akat Ata, her zamankinden daha derin bir örgütlenmeye gidilmesi üzerinde durarak, “Kürt Halk Önderliği, Sayın Abdullah Öcalan 1993’ten beri sürecin içinde, devletle bu görüşmeleri yaptığı, değerlendirdiği ve sonuçlarını bildiği bir yerde duruyor. Bugün ortaya koymuş olduğu irade, 27 Şubat deklarasyonundan bugüne kadar ortaya koymuş olduğu irade, işte bu var olan sürecin toplamının bilgisidir. Başkan bu bilgiyle hareket ediyor. O zaman biz de bu bilgiye uygun örgütlülüğü ortaya koymak durumundayız. Adada görüşmeler olur, olmaz. Adada belli bir mutabakat sağlanır, sağlanmaz. Onları dinleyeceğiz ama gündemimiz ada değil. Hatta ve hatta gündemimiz devletin ne yaptığı, ne söylediği değil. Önemli olan bizim ne söylediğimizdir. Ne istiyoruz? Biz ne istiyoruz? Anneler ne istiyor? Babalar ne istiyor? Kadınlar ne istiyor? Gençler ne istiyor? Gündemi biz belirleyeceğiz” ifadelerini kullandı.
 
‘Umut bizde, umut biziz’
 
27 Şubat çağrısından sonra halkla yapılan buluşmalara hatırlatmalarda bulunan Ayla Akat Ata, “Eğer demokratik çözüm, demokratik toplumun inşası ve barış diyorsak, o zaman onun sözünü ortaya koyacağız. Kendimize güveneceğiz. Umut bizde, umut biziz. Umut tam da bugün bu salonları dolduran halkımızdır. Buraya gelme iradesini gösteren, bizi dinleyen halkımızdır. 27 Şubat’tan bugüne kadar toplantılar yapılıyor. Belki bütün toplantılara gittiniz, katıldınız. Süreci anlamaya, anlamlandırmaya çalıştınız. Haklısınız. Çok kaygı var, çok endişe var ama önemli olan sizin ne düşündüğünüzdür. Önemli olan sizin iradenizdir. Başkan da bunu merak ediyor. Bu toplantıların yapılmasının amacı da budur. Başkan, buradan sorulan soruyu, buradaki endişeyi, buradaki kaygıyı, buradaki heyecanı ve buradaki sevinci anlamak istiyor. O, yılların, on yılların bilgisiyle ve bin yılların Kürt halk gerçekliğiyle bu süreci örgütlüyor, öncülüğünü yapıyor ve biz bu salonları doldurarak onun çözüm üretebileceği mekânları açığa çıkarıyoruz. Kendi gündemimizi belirleyerek, o gündemi pratikleştirerek, sonuca ulaşana kadar çalışarak başarabiliriz” sözlerini kullandı. 
 
‘Birbirimizi tanırsak barışı getirebiliriz’
 
Çetin Arkaş da sürecin ana muhatabı olan Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Çetin Arkaş, “Önder Apo, inandığı şeyleri en zor şartlar altında dile getiren biri; tarih bilinci çok güçlü, ne yaptığını çok iyi bilen, zeki biridir. Büyük bir özgüvenle şunu diyorum: Abdullah Öcalan aldatmayan, aldatılamayandır. Biz bunu tarihte çok gördük, deneyimledik. Kürtlerin varlığını bir halkın onuru olarak gören bir anlayış gelişirse, bizler onlarla kucaklaşmaya varız. Geçmişi kin tutmak için değil, bir daha yaşamamak için unutmayacağız. Bize entegrasyondan söz ediliyor ancak kayyım atamaları devam ediyor, cezaevlerinde arkadaşlarımız esir durumda, adada tecrit kalkmış değil. Bazı şeyler değişmek zorunda. Kürt-Türk ilişkileri son yüz yılda yaralı ve sorunluydu. Kültürel acılar, ekonomik zararlar yaşandı. Birbirimizi tanırsak barışı getirebiliriz” diye konuştu.
 
‘Hakikatlerle her iki taraf da yüzleşmeli’
 
Savaş süreci boyunca hem Kürtlerde hem de Türklerde çok fazla kayıp yaşandığını, artık bu kayıpların yaşanmaması için barışın sağlanmasının şart olduğunu vurgulayan Çetin Arkaş, “Birbirimizi anlayarak barış yapacağız, tek taraflı dayatmalarla bu iş sağlıklı bir yere gitmez. Bunu önemle bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Hakikatlerle her iki taraf da yüzleşmeli” ifadelerine yer verdi.
 
Buluşma, yurttaşların sorduğu sorulara verilen cevaplar ile sona erdi.