Çiğdem Kılıçgün Uçar: Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlüğü perspektifini esas aldık

  • 15:58 18 Kasım 2025
  • Güncel
ERZİROM - DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, "1998 yılında Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlüğüne dair perspektifini esas aldık. Biz de atölyelerimizi başlatırken özgür kadınla demokratik topluma diye başladık. Her birimizin emeği, çabası ve düşüncesiyle bu süreci sahiplenip büyütebiliriz" dedi. 
 
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Kadın Meclisi, DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar’ın katılımıyla hazırladıkları “Kadın Kurtuluş İdeolojisi” atölyelerinin sonuç raporunu yaptıkları basın açıklamasıyla duyurdu. Erzirom'un (Erzurum) Qereçoban (Karaçoban) ilçesine bağlı Kirimkeya (Kırımkaya) Mahallesi’nde bir bahçede yapılan açıklamada, raporun okunmasının ardından Çiğdem Kılıçgün Uçar konuştu.
 
Berivan Kutlu'yu andı
 
Konuşmasına dün akşam saatlerinde yaşamını yitiren ve "demokrasi şehidi" ilan edilen Tevgera Jinên Azad (TJA) akivisti ve eski Cizîr Belediye Eşbaşkanı Berivan Kutlu'yu anarak başlayan Çiğdem Kılıçgün Uçar, "Bu mücadelede birlikte yıllarca mücadele verdiğimiz Berivan Kutlu arkadaşımızı dün kaybettik. Hem kendi halkının mücadelesine ve hem de Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesine büyük emekler kattı. Onu unutmayacağız" dedi.
 
'25 Kasım kadın duraklarından biri'
 
25 Kasım'ın kadınlar açısından önemli bir tarih olduğunu ifade eden Çiğdem Kılıçgün Uçar, "Bu tarih bizim açımızdan da kadın duraklarından bir tanesi. Biz biliyoruz ki Erzirom’da bir kadının yaşadığını İstanbul'da da bir kadın yaşıyor. Orada yaşanan Avrupa'da ve Afrika'da yaşanıyor. Biz kadınların yaşadıkları sorunları evrensel görüyoruz ve buna karşı ortak mücadele yürütülmesi gerektiğini savunuyoruz" diye konuştu.
 
'Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlüğüne dair perspektifini esas aldık'
 
"Bu ülkede kadınlar hem fiziksel hem psikolojik şiddetle karşı karşıya" diyen Çiğdem Kılıçgün Uçar şunları söyledi: "Hatta kadınlar burada yaşam hakları için mücadele ediyor. Türkiye'de yaşayan 3 kadından biri şiddet görüyor. Katil için de çok uzağa bakmaya gerek yok. Katiller yanı başımızda yer alıyor. Biz toplumsal cinsiyet eşitsizliği için mücadele verirken, AKP iktidarı bu 10 yılı aile yılı ilan etti. Yani kadını aile içerisinde görülmeyen bir yere hapsetti. Kadınların özgürlüğü evet aileden başlamalı ama yasal mevzuatlarla güvence altına almak zorunda. Toplumun kılcal damarlarına kadar sızan bir zihniyet var. Kadının yaşamına dair sınırları kendilerinin belirleyeceğini söyledikleri bir sitem bu. Biz bu yıl kadın meclisimizle birlikte kadın kurtuluşunu her yerde anlatan atölyeler yapma kararı aldık. Onlarca kentte binlerce kadınla bir araya geldik. Bahsettiğimiz şey 1998 yılında Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlüğüne dair perspektifini esas aldık."
 
'Etik birlikte yaşama iradesidir'
 
Kadın Kurtuluş İdeolojisi'nin ilk ilkesinin yurtseverlik olduğunu vurgulayan Çiğdem Kılıçgün Uçar, "Yurtseverlik ilkesi kadın özgürlüğüne sahip çıkmayı kendi coğrafyasına ve toprağına sahip çıkmakla eş değer olarak gördüğü için ilk maddedir. İkincisi kadınların özgür irade ve özgür düşünceye sahip olması. Neolitik diye andığımız süreçte kadınların eliyle yaşam buldu. Bu dönemde kadınların varlığı ellerinden alındı, devletli sistemler kuruldu. Bu sistem içerisinde kadının adı yoktu. Biz erkek arkadaşlarımızı da özgür bir toplumu inşa etmeye davet ediyoruz. Üçüncüsü örgütlülük. Herhangi basit bir sorunda bile kadının sözü yok hükmündeydi. Ancak kadınlar köylerde mahallelerde örgütlendikten sonra sesleri çok oldu, seslerinin bir manası oldu. Ancak devletin en korktuğu şeylerden biri kadınların örgütlenmesiydi. Çünkü biz özgürlüğümüz için örgütlendik. Devlet buna karşı çıkmaya çalıştı. Dördüncüsü mücadele. Bu ilkenin en güçlü yürütücüsü biz kadınlarız. Emin olun verdiğimiz her emek bir mücadeledir. Yeter ki bu mücadele kadınların özgürlüğünün kapısını aralayan bir sese dönüşsün. Son olarak da etik-estetik. Toplumun tüm değerleri ahlak üzerinedir. Tüm değerleri ortak yaşamı birlikte inşa ettiği için ortak kararlarla aldığı kararlar üzerinedir. Bu sistem bize 'estetik' adı altında kadınların fiziki ve dış görünüşünün öncelenerek ruh, düşünce, emek güzelliğinin ikinci plana atıldığı bir yere sürüklüyor bizi. Bizim açımızdan etik birlikte yaşama iradesidir. Bizim açımızdan etik kadınlar eliyle oluşturulan tüm değerleri sahiplenmedir" şeklinde konuştu. 
 
'Mücadelemiz tek bir kadının tırnağına bir taş gelmemesi içindir'
 
Son olarak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat çağrısını hatırlatan Çiğdem Kılıçgün Uçar, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu tarih çok önemli bir tarihti. Bu çağrı, yüz yıl süren inkar ve asimilasyon sisteminin boşa düştüğünün bir göstergesidir. Biz de atölyelerimizi başlatırken, 'Özgür kadınla demokratik topluma' diye başladık. Her birimizin emeği, çabası ve düşüncesiyle bu süreci sahiplenip büyütebiliriz. Bakın dün Wan'da kadınların eliyle bir sergi yapıldı. Serginin adı 'Tarihe Yaşam Katan Kadınlar'. Kullanılan resimler Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesinde önemli misyon ve kazanımları olan kadın arkadaşlardı. Sırf o resimler olduğu için devlet sergiyi bastı. Ama biz oradaki kadınların bu sergiyi yine de yapacaklarını biliyoruz. Budur karşılaştığımız tablo. Korktuğumuz şey erkek egemenliği değil, mücadelemiz tek bir kadının tırnağına bir taş gelmemesi içindir."
 
Konuşmanın ardından açıklama, "Jin, jiyan, azadî" sloganıyla son buldu.