Birlikte yaşam için demokratik entegrasyon yasaları
- 09:02 1 Kasım 2025
- Güncel
Semiha Alankuş
HABER MERKEZİ – Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın, Kürt sorununun çözümü için belirttiği “demokratik entegrasyon” yasalarının çıkarılması, aynı zamanda tüm halkların, inançların ve kadınların birlikte, ortak ve eşit bir sistem inşasını ve yaşamı ifade ediyor.
2024 yılının Ekim ayında MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik Meclis’e gelip konuşmasına ilişkin sözlerinin hemen ardından Kürt Halk Önderi, Kürt sorunun çözümüne ilişkin insiyatif alarak “Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim" mesajı verdi. Bu mesajın ardından Kürt sorununun çözümüne ilişkin yeni bir süreç başlamış oldu.
27 Şubat tarihinde de Kürt Halk Önderi, “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısı yaptı, akabinde PKK Mayıs ayı başında gerçekleştirdiği kongresi ile örgütsel yapısını feshetti, 11 Temmuz tarihinde de 30 kişilik bir gerilla grubu Kürt sorununun demokratik çözümü için silahlarını yakarak imha etti. Böylece sorunun çözümü için yeni ve tarihi bir sürecin önemli bir adımı atılmış oldu.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum” manifestosunda ortaya koyduğu “demokratik entegrasyon” anlayışı ile İmralı’ya giden Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Heyeti ile yaptığı görüşmelerde dile getirdiği “demokratik entegrasyon ve özgürlük yasaları” çerçevesi, Kürt sorununun çözümüne ilişkin esas çerçeveyi ve ana halkayı oluşturuyor.
Kürt Halk Önderi’nin ortaya koyduğu bu iki önemli husus, Kürt halkı, kadınlar ve demokratik kamuoyu tarafından tartışılıp anlaşılmaya çalışılıyor.
Bu yazımızda “demokratik entegrasyon” konusunu genel hatları ile ele alacağız.
Asimilasyon ve entegrasyon farkı
Kürt halkı ve Kürt siyaseti açısından, devletin yıllardır uyguladığı politikalardan dolayı “entegrasyon” kavramı çoğu zaman, hatta neredeyse tamamen “asimilasyon” olarak algılanıyor. Bu da, ulus-devlet aklının egemen ulus yani Türklük içerisinde eritme, kimliği ve kültürü inkâr etme politikalarını çağrıştırıyor. Oysa Kürt Halk Önderi’nin “entegrasyon” tanımlaması bundan çok farklıdır. Kürt Halk Önderi, “Entegrasyon, demokratik toplumun ulus-devletle birliğini ifade eder” der. Bu, toplumun kendisini bir devlet olarak örgütleyip başka bir devlete bağlaması anlamına gelmez; tersine, toplumun kendisini demokratik bir toplum olarak örgütleyip demokratik cumhuriyete entegre olması anlamına gelir. Entegrasyonun eşitliği içerdiğini vurgulayan Kürt Halk Önderi, bunun müzakereyle gelişeceğini ve bu şekilde tesis edileceğini ifade eder. Demokratik müzakerenin, demokratik toplum ile ulus-devletin bütünleşmesini sağlayacağını belirtir. Manifestoda ise devletin şu anda uyguladığı politikanın asimilasyon olduğunu açıkça vurgular.
Kürt Halk Önderi’nin, asimilasyon ile entegrasyon arasındaki farkı ortaya koyduğu manifestodaki şu değerlendirme, kavramın doğru anlaşılması açısından oldukça önemlidir: “Demokratik müzakere, demokratik toplum ile ulus devletin bütünleşmesini sağlar. Ulus devlet şu an asimilasyon uyguluyor. Bazıları entegrasyonu asimilasyon olarak anlamak isteyebilir, ama biz de tam tersine asimilasyona karşı direneceğiz. Entegrasyon, asimilasyonun tersidir. Demokratik müzakereyi gerektirir, başka türlü olmaz. ‘Devlet güçlüdür, devlet her şeyi dayatır, baskıyla uygular’ yaklaşımı kabul edilemez. Bütün bunlar faşist yaklaşımlardır. Hepsi reddedilmek durumundadır. Yapılması gereken demokratik müzakere ile demokratik toplumun ulus devlete entegrasyonudur.”
Entegrasyon ve asimilasyonun nasıl anlaşılması gerektiğine dair bu genel çerçevenin ötesinde, Kürt Halk Önderi’nin vurguladığı “demokratik entegrasyon” yasalarına ilişkin bir perspektif ortaya koymak da mümkün.
Birinin diğerine üstünlüğü yok
“Demokratik entegrasyon” yasaları, anlaşıldığı üzere, yasal ve hukuki boyut ile alakalıdır. Yani, yasal olarak bu coğrafyada yaşayan halkların ve inançların, toplulukların kendi kimliklerini koruyarak, özgünlüklerini yaşayarak ortak bir demokratik sistem içerisinde varlıklarını korumaları, geliştirmeleri ve sürdürmeleridir. Birinin diğerine üstünlük sağlamadan, birlik ve eşitlik içinde birbirlerinin farklılıklarını tanımasıdır.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu “demokratik ulus” çözümü ve perspektifi de özünde “demokratik entegrasyonun” ana eksenini ve zihniyetini ortaya koyuyor. Ulus-devletin dayattığı tekçi kimlik ve vatandaşlık tanımına karşı, demokratik ulus çoğul ve çoklu kimliklerle bir arada eşit yaşamayı esas alır. Bu da, demokratik entegrasyon yasalarını bir ihtiyaç olarak, olmazsa olmaz kılar.
Kürt sorununun çözümü, Kürt halkı açısından bakıldığında, demokratik entegrasyon yasaları; Kürtlerin dilleri, kültürleri ve siyasal açıdan örgütlenme haklarının güvence altına alınmasını içerir. Anadilin resmî olarak tanınması, her yerde serbestçe konuşulması ve geliştirilmesi, yine kültürün yaşamın her alanında özgürce yaşanması ve geliştirilmesi, bunun için her türlü örgütlenme alanının açık olması demokratik entegrasyon ile ilgilidir. Türk kimliği dışında hiçbir kimliğin tanınmaması, herkesin aynı potada “Türk” olarak görülmesi entegrasyon ve birlikte yaşam önünde temel bir engel olurken; demokratik entegrasyon yasalarının yapılması durumunda Kürt halkının, diğer halkların ve inançların da varlıkları ile kimlikleri tanınmış olur.
Yerel yönetimler
Demokratik entegrasyon yasalarının bir yanı da yerel yönetimlerin güçlendirilmesi esasına dayanır. Yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılması, idari yapılanmasının güçlendirilmesi; merkeziyetçiliğin aşılmasını ve sorunların yerelden çözülmesini esas alır. Güçlendirilmiş yerel yönetimler aynı zamanda güçlendirilmiş demokratik toplum, demokratik ulus anlamına gelir. Demokratik entegrasyon yasaları ile yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, aynı zamanda yerelin kendi sorunlarını çözmesinin yanında halkın karar alma süreçlerine katılımını ve yaşadığı yer için söz sahibi olmasını sağlar. Yine, kaynakların söz konusu yerele aktarılması ile halk için yapılacak olan hizmetlerin daha hızlı ve etkili olmasına vesile olur. Yaşanan sorunu halk kendisi tespit eder, dolayısıyla çözümünü de kendi iradesi ve kararı ile geliştirir. Demokratik entegrasyon yasaları ile yerellerin güçlü hale gelmesi, aynı zamanda merkezin de yükünü hafifletir. Böylesi bir yasal düzenleme ile demokrasi toplumun tüm kesimlerine yayılır; kendi kendini yönetme kapasitesi artar, hizmetlerin niteliği gelişir ve adil, eşitlikçi bir sistem inşa edilmiş olur.
Erkek egemen zihniyetin aşılması
Demokratik entegrasyon yasalarının en önemli ayaklarından biri, hatta başında geleni de kadın özgürlüğü ile ilgili olmasıdır. Yani sadece hukuki açıdan bir hak ve eşitliği esas almayan ki bu önemli, bunun yanı sıra toplumsal dönüşümün yönünü belirleyen ideolojik ve paradigmasal bir içerik taşır. Kadın özgürlüğü perspektifinden bakıldığında, Kürt Halk Önderi’nin, kadın özgürlüğünün toplumsal özgürlüğün esasını oluşturmasına ilişkin yaptığı tespitlerden ele alındığında da dönüştürücülük ve eşitlik yanları olduğunu belirtmek mümkün. Kadınların yaşamın her alanına aktif, dinamik birer öncü olarak katılımları olmazsa olmazdır. Kadınların her alanda kendi öz örgütlenmelerini, komünlerini, meclislerini, kooperatiflerini kurabilmelerini güvence altına alan düzenlemeler, demokratik toplumun gelişmesi açısından önemlidir. Yine, her alanda eşit temsiliyet; çıkarılacak her yasa, atılacak her adımda bunun kadınlar üzerindeki etkisini ve ortaya çıkacak sonuçları ele alacak, öngörecek bir mekanizma demokratik toplum inşasında daha ön açıcı ve yol gösterici olur. Demokratik entegrasyon yasalarının çıkarılması, kırım boyutuna varan kadına yönelik şiddet konusunda da, şiddeti sadece cezalandıran değil, önleyici mekanizmalarla desteklenmiş bir sistemi içerir. Bu temelde, demokratik entegrasyon yasaları sadece devlet ve toplum ilişkisinin düzenlenmesi anlamında değil, aynı zamanda erkek egemen zihniyetin aşılmasını da temel alır.
Son tahlilde, kısa ortaya konulan bu çerçeve; Kürt sorununun çözümünde, demokratik entegrasyon yasalarının çıkarılması ve adım adım uygulanmasının, asimilasyon politikaları ve algısının ortadan kalkmasını sağladığı gibi, halkların, kimliklerin, inançların ve kadınların kendi özgünlüklerini koruyarak birlikte, ortak ve eşit bir sistemde yaşamasını esas alır. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “demokratik entegrasyon” yasalarının çıkarılmasını önemsemesi de bundan dolayıdır.







