Kayyıma karşı günlerdir alanda

  • 09:02 12 Eylül 2025
  • Güncel

         

 
Neslihan Kardaş
 
WAN – Kayyım tarafından işten çıkarılan ve 40 günü aşkın süredir alanlarda direnen emekçilerden biri olan Berivan Tibelik, “Alanda tek bir kişi bile kalsak, sonuna kadar, bizden çalınan emeğimizi geri alana dek direneceğiz ve sokaklarda olacağız” dedi.
 
Kürdistan ve Türkiye’de 2016’dan bu yana yaşanan kayyım atamaları ile birlikte gerçekleşen işçi kıyımları devam ediyor. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden sonra da kayyım atamaları sürerken, 10’u Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ve 3’ü CHP olmak üzere toplam 13 belediyeye kayyım atandı. Wan Büyükşehir Belediyesine de 15 Şubat’ta kayyım atanmıştı. Üç dönemdir kayyım yönetiminde olan Wan Büyükşehir Belediyesi’nin kentte ve halkta yarattığı tahribatlar giderek artıyor. Kayyımın değişmeyen uygulamalarının başında ise kapattığı kadın kurumları ve işten çıkarılan işçiler geliyor.
 
İşçilerin eylemi sonuç verdi: 9'u iade edildi
 
Wan Büyükşehir Belediyesi’ne atanan kayyım, 29 Temmuz’da 223 belediye çalışanını hiçbir gerekçe göstermeden işten çıkardı. İşten çıkarılanlar arasında 14 kadın ve 7 engelli yurttaş yer aldı. Belediye çalışanlarına herhangi bir tebligat gönderilmediği gibi, telefonla aranarak, “Arşiv soruşturmanız olumsuz çıktı, bu nedenle iş hakkınız feshedilmiştir” denildi. İşçilerin aralıksız devam eden direnişleri sonucunda ise 9 işçi işlerine geri alındı.
 
Bir ayı aşkın süredir her gün alanlarda ve meydanlarda olan işçiler, haklarını geri alana kadar direnmeye devam edeceklerini belirtirken, işten çıkarılan işçilerden biri olan Berivan Tibelik, 29 Temmuz’dan bu yana sürdürdükleri mücadeleyi ve eylemleri anlattı.
 
‘Wan’da ciddi anlamda özel savaş politikası yürütülüyordu’
 
Kayyım politikalarının halkta olumsuz etkilere neden olduğunu ifade eden Berivan Tibelik, 2024 yerel seçimlerinde DEM Parti’nin 14 belediyenin tamamını kazanmasının iktidarda bir kabullenememe hali yarattığını söyledi. Mazbata verilmeme girişimini hatırlatan  Berivan Tibelik, “Halkın direnişiyle, halkın sokaklara çıkması sonucunda bir geri adım atıldı ve bu tarihe yazıldı. Bu yüzden ben bu zaferi ‘14-0’ değil, ‘15-0’lık bir zafer olarak adlandırabilirim. Sonrasında gerçekten kabul edilemez bir durum yaşandı. Wan üzerinde ciddi anlamda özel savaş politikası yürütülüyordu” dedi.
 
‘Kayyım gelir gelmez bizi ötekileştiren bir tutum sergiledi’
 
Bir belediye çalışanı olarak yaşadıklarını anlatan Berivan Tibelik, “İşe başladıktan bir buçuk ay sonra kayyım geldi. Kayyım gelir gelmez bizi ötekileştiren, bize karşı farklı bakışlarla yaklaşan bir tutum sergiledi. Bir buçuk ayımı tamamladıktan sonra beni sürgün ettiler. Başka kadın arkadaşlarımızı da sürgün ettiler. Mevcut işçilere yönelik ciddi bir baskı vardı. İşçiler, çalışma alanı olmayan yerlere, evlerinden ve adreslerinden uzak kurumlara sürgün edildiler. Kayyımın ilk icraatlarından biri kadın kurumlarını kapatmak oldu. Kadının var olduğu yerde yaşam alanı vardır. Kayyım politikalarını bu anlamda çok kötü buluyorum” ifadelerine yer verdi.
 
'Sosyal yaşamımız da kısıtlandı’
 
Kendisiyle birlikte toplamda 223 işçinin, altı ayı dolduktan sonra geçersiz bir gerekçeyle işten çıkarıldığını belirten Berivan Tibelik, “Arkadaşlar telefonla aranmış, hatta tenezzül edilip yüz yüze bile görüşülmemiş. Cevap vermeyenlere dönüş yapılmamış, cevap verenlere ise ‘Arşiv kaydınız olumsuz geldi, iş hakkınız feshedildi’ denilmiş. Ardından hepimize SGK tarafından 22 kodlu işten çıkış bildirisi mesajı geldi. Araştırdığımız kadarıyla bu kod, ‘bilinmeyen nedenlerle fesih’ anlamına geliyor. İşten çıkarılmamız yetmiyormuş gibi sosyal yaşamımız da kısıtlandı” diye konuştu.
 
Eylemler aralıksız sürüyor
 
İşten çıkarılanlar arasında ciddi borçları olan, ailesine bakmakla yükümlü olan, kirada oturan arkadaşlarının da olduğunu vurgulayan Berivan Tibelik, “Özel sektörde işe başlayan birkaç arkadaşımız, SGK kayıtlarında 22 kodunu gören işverenler tarafından tekrar işten çıkarıldılar. Biz 28 Temmuz akşamı işten çıkarıldık. O günden beri eylemlerimizi sürdürüyoruz. Bütün medyada, Türkiye ve dünya genelinde ses getiren eylem etkinliklerimiz oluyor” ifadelerini kullandı.
 
‘Savaşın olduğu yerde işçi sınıfı için ölüm ve sömürü vardır’
 
Barışın ve demokratik çözümün konuşulduğu bir dönemde işçi kıyımının kabul edilemeyeceğine dikkat çeken Berivan Tibelik, “Bu haksızlık ve hukuksuzluğa karşı alanlardaydık. İlk işten çıkarıldığımız gün, üç dört kişilik farklı komisyonlar kurduk. Bu komisyonlar Wan’da siyasi partilerle, STK’larla ve diğer kurumlarla görüşmeler yaptı. Bize destek oldular, ziyaretlerde bulundular. Haklı olduğumuz sokaklarda bile görülüyor. Wan caddelerinde eylemlerimizi sürdürürken halktan ciddi anlamda destek alıyoruz. Çok farklı ve ses getiren eylemler yaptık: dövizlerle yürüyüşler, oturma eylemleri, insan zinciri, bildiri dağıtımı… En önemlisi de 1 Eylül Dünya Barış Günü yürüyüşüne katıldık. Çünkü biz işçiler, emekçiler barıştan yanayız. Savaşın olduğu yerde işçi sınıfı için ölüm ve sömürü vardır. Bu nedenle barışı desteklemek amacıyla 1 Eylül’de de alanlardaydık” sözlerini kullandı. 
 
‘Direnişimiz sonucunda engelli arkadaşlarımız işe alındı’
 
İşten çıkarılmalarının ardından kurdukları komisyonlardan birinin de Ankara’ya gittiğini belirten Berivan Tibelik, “Orada siyasi partilerle, İHD Genel Merkeziyle, Barolar Birliğiyle, ILO ile görüşmeler yapıldı. Sonuç olarak görüştüğümüz bütün kurumlar bize dayanışma ve desteklerini ilettiler. Eylemimizin sloganları ‘Direne direne kazanacağız’ ve ‘Direne direne direnişten zafere’ sloganlarıdır. Yedi engelli, 13 kadın olmak üzere toplam 223 işçi arkadaşımız işten çıkarıldı. İlk adımda engelli arkadaşlarımız için geri alım girişimi oldu. Ama bu direnişimizin sonucuydu. Çünkü bu arkadaşlarımızın engelli olduğu biliniyordu, buna rağmen çıkarılmışlardı. Aramızda emekliliğine sekiz ay kalmış yaşlı insanlar da vardı. Onlar da göz ardı edildi” dedi. 
 
‘Açıkça suç işleniyor’
 
Berivan Tibelik, işten çıkarılan emekçiler olarak gasp edilen işlerine iade edilmeleri gerektiğini kaydederek, bu haksızlıktan geri adım atılmasını istediklerinin altını çizdi.  Berivan Tibelik, “Şu an açıkça suç işleniyor. Genç insanların, aile yükümlülüğü olanların, çocukları olan arkadaşlarımızın bu süreçte yaşadığı mağduriyetler çok fazla. Okul sezonu başlıyor, eğitim desteğine ihtiyaçları var. Eğer burada iş bulamazlarsa farklı yerlere, metropollere göç etmek zorunda kalacaklar ya da inşaatlarda çalışıp iş kazalarıyla karşı karşıya kalacaklar. Bu nedenle alanlarda olacağız” ifadelerine yer verdi.
 
‘Bizden çalınan emeğimizi geri alana dek direneceğiz’
 
Berivan Tibelik, son olarak şunları söyledi: “Alanda tek bir kişi bile kalsa, son noktaya kadar bizden çalınan emeğimizi geri alana dek direneceğiz ve sokaklarda olacağız. Hukuki süreci de başlattık. Avukat arkadaşlarımız davaları takip ediyor. Onlarla iletişim hâlindeyiz. Biz işçiler, sokaklarda ve alanlarda olacağız. Hakkımızı, emeğimizi, işimizi geri alana kadar mücadeleyi sürdüreceğiz.”