ANKARA - Cezaevlerinde yaşanan sorunlar ve hak ihlallerine ilişkin Adalet Bakanlığı önünde açıklama yapan DEM Parti, “Öyle bir süreçteyiz ki bu süreçte infaz rejiminden kaynaklı ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını istiyoruz. Sorunlarının çözümü noktasında daha hızlı işleyen bir sürece ihtiyaç var” denildi. 

 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) “Barış ve Demokratik Toplum Süreci”ne denk düşmeyen cezaevi uygulamaları,  hasta tutsakların durumu, cezaevlerinde yaşanan sorunlar, infaz yakmalar ve hak ihlallerine ilişkin Adalet Bakanlığı önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya DEM Parti milletvekilleri, DEM Parti Ankara il eş başkanları, Özgür Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD) ile birçok kurum ve tutsak yakınları da katıldı. 

 

İlk olarak söz alan DEM Parti Eş Genel Başkanı Yardımcısı ve Hukuk Komisyonu Eş Sözcüsü Öztürk Türkdoğan, süreç boyunca Adalet Bakanlığı ile bir dizi görüşme yaptıklarını belirtti. Sürecin bekledikleri hızda gitmediğini ifade eden Öztürk Türkdoğan, hasta tutsakların ailelerinin her gün çeşitli başvurularla, şiddet ve cezaevindeki haksız uygulamalarla kendilerini ulaştıklarını söyledi. 

 

‘İnsanlar pişman olsaydı 30 yıl yatmazdı’

 

Öztürk Türkdoğan, “Geçen hafta Bolu Cezaevinin önünde bir protesto yapıldı. Niye? Çünkü Cezaevi İdare Gözlem Kurulu diye bir kurul var, infaz yasasına göre koşullu salıverilme süresi biten mahpuslarla ilgili olarak sürekli olarak uzatma kararı veriyor. Bunu bakanlık yetkililerine de aktardık. Bu uygulama 2021 yılında başladı. Bizim sosyolojimize, kültürel ahlakımıza uygun bir uygulama değil. Siz 30 yıl hapis yıl yatmış bir insanı çeşitli bahaneler ile özellikle ‘pişman mısın değil misin’ sorusu ile sürekli olarak infazını uzatarak içerde tutamazsınız. İnsanlar pişman olsalardı 30 yıl yatmaz, bu kadar hapis cezası da verilmezdi. Bu sorunlar maalesef çözülmüyor. Bizler muhatapları ile görüşmeye bu sorunları demokratik zeminde çözmeye devam edeceğiz” sözlerini kullandı. 

 

‘Ayrımcı infaz yasası kaldırılsın’

 

“Emin olun bugüne kadar kimseye ayrıcalık talep etmedik” diyen Öztürk Türkdoğan, “Hak neyse onun yapılmasını istedik. Hasta mahpuslarla ilgili süreç çok yavaş ilerliyor. Bugün Sayın Cumhurbaşkanı af yetkisini kullanarak bazı hasta mahpusları affetti. Ama sırada emin olun tespit ettiğimiz kadarı ile yüzlercesi ağır olmak üzere binlerce hasta mahpus var. Bu hasta mahpusların sorunlarının çözümü noktasında daha hızlı işleyen bir sürece ihtiyaç var. Öyle bir süreçteyiz ki bu süreçte infaz rejiminden kaynaklı ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını istiyoruz. İnfaz rejimimiz çok ayrımcı hükümler içeriyor. TMK kapsamındakiler birçok haktan mahrum bırakılıyor. Oysa zaten cezalar buna göre verilmiyor mu? Bir de infaz süresini uzatarak, koşulları ağırlaştırarak işin içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Dolayısıyla bu süreçte infazda ayrımcılık olmak üzere birçok ayrımcı düzenlemenin kaldırılmasını istiyoruz. Ama en başta da İdare ve Gözlem Kurulu denilen adeta mahkeme yetkisi kullanan kurumun ortadan kaldırılması gerek” ifadelerini kullandı. 

 

 ‘Taleplerimizi bakanlıkla görüşmeyi sürdüreceğiz’

 

Kuyu tipi cezaevlerine deki koşullara da dikkat çeken Öztürk Türkdoğan, “Bir insan bu koşullarda ne kadar dayanabilir? Temiz havanın, ışığın girmediği bir odada ne kadar yaşayabilirsiniz? Yaşayamazsınız. Böyle bir acımasız infaz rejimi olabilir mi? Bu tarz hapishanelerin kapatılması gerekiyor. Sesimizi bir kez daha duyuruyoruz. Sorun yaşanan yerlerde hukuk, insan hakları örgütleri ve aileler ile bu talepleri sokakta ifade edeceğiz. Ama bir yandan bakanlıkla bütün bu konuları görüşerek hızlı ve kalıcı çözüm yöntemlerini talep edeceğiz” diye konuştu.