
20 cezaevine dair ihlal raporu
- 13:27 23 Mayıs 2025
- Güncel
AMED - Hukuk ve sivil toplum örgütlerinin 20 cezaevine dair hazırladığı raporda, çıplak arama, tedavi hakkına erişim ile işkence ve kötü muamele gibi birçok ihlale yer verildi. Ayrıca bazı cezaevlerinde 2 tutsağın 1 ranzada yatmak zorunda kaldığı aktarıldı.
Tutuklu Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER), Amed Barosu, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ile İnsan Hakları Derneği (İHD), Amed, Xarpêt, Erzîngan ve Erzirom'da bulunan cezaevlerine dair hazırladığı raporu açıkladı. ÖHD Amed Şubesi'nde açıklanan rapor, Ocak ve Şubat aylarında yapılan ziyaretlerde tespit edilen hak ihlallerini kapsadı.
‘Umut hakkı kapsamında yasal düzenleme yapılmalı’
ÖHD Amed Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Ahmet Güler, cezaevlerindeki ihlallerden önce Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride değindi. Ahmet Güler, İmralı tecridinin kaldırılması, ağırlaşan infaz koşullarının düzeltilmesi, AİHM'in verdiği ihlal kararları dikkate alınarak "umut hakkı"nın sağlanmasını istedi. Ahmet Güler, "umut hakkı" kapsamında yasal düzenleme yapılması gerektiğini vurguladı.
Ahmet Güler, “Hapishanelerde mahpuslara yönelik işkence ve kötü muamele uygulamalarından derhal vazgeçilmeli, hukuka aykırı fiiller gerçekleştiren kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma mekanizmaları işletilmelidir” dedi.
Sağlık hakkı ihlali
Ahmet Güler, raporun Diyarbakır Kampüs Cezaevleri (7), Elazığ Kampüs Cezaevleri (5), Erzincan T Tipi Cezaevi, Erzincan L Tipi Cezaevi, Erzincan Kadın Cezaevi, Erzincan Yüksek Güvenlikli Cezaevi, Erzurum Dumlu 1 v 2 No’lu Yüksek Güvenlikli, Erzurum Oltu ve H Tipi olmak üzere toplam 20 cezaevini kapsadığını söyledi. Söz konusu cezaevlerinin 40 defa ziyaret edildiğini söyleyen Ahmet Güler, yaşanan ihlallerin başında sağlık hakkı ihlalinin geldiğini söyledi.
Raporun detayları
Raporda, tutsakların revir ve hastaneye sevk taleplerinin geciktirildiği, hasta tutsakların devam eden tedavilerinde aksaklıklar yaşandığı, tutsakların saatlerce ring araçlarında bekletildiği, çift kelepçe uygulandığı, doktor muayenesinde jandarma personelinin dışarı çıkarılmadığı aktarıldı.
Sosyal etkinliklerin "güvenlik" gerekçesiyle kısıtlandığına dikkati çekilen raporda, tutsakların ailelerinden uzak cezaevlerine sevk edildiği, sevk edilen tutsakların eşyalarının alınmasına izin verilmediği kaydedildi. Ayrıca sevk talebi olan tutsaklara aylar sonra dönüş yapıldığı belirtildi.
İşkence ve kötü muamele
3 kişilik odada 1 kişiye yetecek kadar yemek verildiği, yemeklerde hijyen kurallarına uyulmadığı, suyun yetersiz olduğu, tutsakların dilekçelerine cevap verilmediği, kantin fiyatlarının dış piyasa fiyatlarının üzerinde olduğu, ürünlere 1 hafta içinde 2 kez zam yapıldığı, tutsakların cezaevlerine giriş çıkışlarda usulsüzce aramaya maruz kaldığına, tutsakların çıplak aramaya maruz kaldığı ve bunu kabul etmeyen tutsakların işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı ifade edildi.
Mektuplara sansür
Tutsakların yanında bulunan eşyalara el konulduğu, herhangi bir yasakj kararı olmamasına rağmen kitap ve dergilere el konulduğu, Kürtçe mektup ve kitaplara kimi cezaevlerinde izin verilmediği ya da geç verildiği kaydedildi. Ayrıca tutsakların gönderdiği mektupların içeriklerinin sansürlendiği belirtildi.
Kadın tutsakların yaşadığı sorunlar
Açılan disiplin soruşturmaları üzerinden tutsaklara hücre cezaları verildiği ve infazların yakıldığı bilgisi raporda yer aldı. Raporda, kadın tutsaklara hijyen paketinin verilmediği, sadece kalitesiz bir ped verildiği ve bu pedleri kullanan tutsakların hastalandığı belirtildi. Yine kadın tutsakların bulunduğu cezaevlerinin erkeklere göre dizayn edildiği, bu nedenle kadınların kimi zorluklar yaşadığı raporda yer aldı.
Raporda bazı cezaevlerinde 2 tutsağın bir ranzada yattığı aktarıldı.
Öneri ve talepler
Raporun sonuç bölümünde şu öneri ve talepler sıralandı:
“* Cezaevlerinde mahpuslara yönelik hukuka aykırı tutum ve davranışta bulunan görevliler hakkında etkin soruşturma mekanizmaları işletilmelidir. Cezaevlerinde yaşanan sorunlar hakkında ilgili ulusal ve uluslararası kurumlara bilgilendirilme ve gerekli başvuruların yapılması gerekmektedir.
* Ağır hasta mahpusların yaşamlarını tek başına idame ettirememelerinden kaynaklı olarak serbest bırakılarak infazları ertelenmeli, tutuklu olanlar serbest bırakılmalıdır. Hasta mahpusların değerlendirmeleri her koşulda sadece klinik yaklaşım ile değerlendirilmeli, alıkonulmasının uygun olmadığına dair tıbbi raporları olan mahpuslar ivedilikle salıverilmelidir.
* İnfaz Kanunun 16. Maddesi hasta mahpusların ihtiyacı doğrultusunda değiştirilmelidir.
* İnsanlık onuru ile bağdaşmayan ağız içi arama uygulamasına ve diğer yasaklı arama usullerine derhal son verilmeli, hasta mahpusların hastaneye sevkleri sağlanmalıdır.
* Mahpusların yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmesi sağlanmalı, vitamin takviyesi yapılmalıdır.
* Hapishanelerde düzenli ve yeterli sayıda sağlık personelinin bulunması (sayının artırılması) sağlanmalıdır. Mahpusların sağlık kurumlarına ve hastanelere ring araçlarıyla değil daha hijyenik ve sağlığa uygun araçlarla taşınması sağlanmalıdır.
* Birçok hapishanede en temel ihtiyaçlardan olan su ihtiyacının uzun süredir çözümlenememesi sağlığa erişim hakkının ihlali boyutuna varmıştır. Mahpusların kişisel temizliği için acilen hijyen malzemelerine ücretsiz olarak erişimi sağlanmalı ve öncelikli olarak su sorununun çözülmesi gerekmektedir.
* Hapishanelerde kalan mahpusların sağlıklı bir ortamda kalmaları için gerekli temizlik araçları kendilerine verilmeli; olası hastalıkları ve salgınları önlemek amacıyla temizlik ve sağlık konularında titiz davranılması gerekmektedir.
* Mahpusların iletişim ve yazılı başvuruları konusunda yaşadıkları sorunların çözümü sağlanmalı, hapishanelerde yaşanan olağanüstü durumlarda (son süreçte cezaevlerinde yapılan sevk/sürgünler ve bulaşıcı hastalıklar vb.) mahpusların, aileleri ve avukatları ile sağlıklı iletişim kurabilmelerinin koşulları oluşturulmalıdır.
* Mahpuslara ve ziyaretçilerine ulusal ve uluslararası mevzuatın gereği olarak insan onuruna yaraşır bir muamele gösterilmeli; güvenlik gerekçesiyle dahi olsa hapishane girişlerinde yapılan aramalar onur kırıcı olmamalıdır. Söz konusu uygulamayı gerçekleştiren personeller hakkında yasal işlemler ilgili hapishane savcılığıyla gerçekleştirilmelidir.
* Hapishanelerde mahpuslara yönelik işkence ve kötü muamele uygulamalarından derhal vazgeçilmeli; hukuka aykırı fiiller gerçekleştiren kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma mekanizmaları işletilmelidir.
* İnceleme yapan kurum üyeleri ve yetkilileri; hapishane rejimi, fiziki koşullar ve mahpuslara uygulanan hukuka aykırı muameleler hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlanması gerektiğini tespit etmiştir. İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezanın Önlenmesi Sözleşmesi Seçmeli Protokolüne uygun şekilde ‘bağımsız’ ulusal denetim mekanizmalarının oluşturulması için hükümeti derhal gerekli çalışmaları başlatmaya davet etmektedir.”