Tülay Hatimoğulları: Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı hayati öneme sahip

  • 19:06 2 Mayıs 2025
  • Güncel
WAN - Wan’daki gençlik buluşmasında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısının anlamı itibariyle de faşizme karşı birleşik, demokratik, gençlik mücadelesini yürütmek, hem Kürt halkı için hem bütün halklar için hayati öneme sahiptir” dedi.   
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Wan Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Demokratik Öğrenci Birliği’nin (Wan-YYÜ-DÖB) düzenlediği “Demokratik Toplum” buluşmasına katıldı. KESK Aziz Yural Salonu’nda düzenlenen buluşmada Tülay Hatimoğulları, açıklamalarda bulundu. 
 
3 milyon ev ziyaret edilecek
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nı toplumun tüm kesimleriyle konuştuklarını ve buna devam edeceklerini söyleyen Tülay Hatimoğulları, “Yine 3 milyon haneyi hedefleyen ev ziyaretlerimiz olacak. Gençler bu sürecin en önemli gücüdür. Önümüzde Deniz ve arkadaşlarının idam edildiklerinin yıldönümü var. Onları saygı ile anıyorum. Hem yurtsever hem de sosyalist gençlik açısından Denizler önemli bir köprüdür. İdam sehpasında giderken sözlerini bir kez daha hatırlamak gerekiyor. Gençler, verdikleri mücadelede büyük bedel ödediğini biliyoruz. Aydın Erdem, Şerzan Kurt ve Kemal Kurkut’u saygıyla anıyorum” dedi.   
 
Dünyada büyük krizlerin yaşandığını söyleyen Tülay Hatimoğulları, “Sayın Abdullah Öcalan’ın yapmış olduğu bu açıklamanın küresel ölçekteki siyasal gelişmelerin bir yansıması olduğunu, bunun okuması olduğunu ve biz dünyadaki bu gelişmeleri en iyi şekilde idrak ederek aslında bu çağrının ne anlama geldiğini daha fazla bilince çıkarabiliriz. Bu çağrının hem Türkiye’deki Kürt sorununun çözümü için, hem dört parça Kürdistan için, hem yanı başımızdaki Suriye ve Rojava için oldukça büyük bir önemi var. Ama biz şunu bilmeliyiz ki Irak, İran, Suriye ve Türkiye’deki gelişmelerin ve hatta daha geniş ölçekte bahsedersek Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki gelişmelerin tüm bunlarla bağı sıkı sıkıyadır. Yine aynı şekilde Hindistan Pakistan ve  Çin, Tayland arasındaki gerilim Rusya Ukrayna arasında devam eden savaş bütün bunlar yine küresel ölçekte yaşanan krizlerin sonucudur” ifadelerini kullandı.
 
‘Sayın Öcalan bu dönemi çok iyi okuyor'
 
Küresel sermaye, kapitalist sistemin çok derin bir buhran içine girdiğini söyleyen Tülay Hatimoğulları, şöyle devam etti: “Şu anda bu savaşlar öyle bir boyuta geldi ki en son Trump’un yapmış olduğu açıklamalar ve getirmiş olduğu özellikle yeni ticari yaptırımlarla ticaret savaşları başka bir boyuta taşındı. Şunu biz gayet iyi biliyoruz ki özellikle ikinci dünya savaşından sonra dünya tek kutuplu bir dünya olarak yapılandı ve fakat Çin ekonomisinin büyümesi, Asya sermayesinin yükselmesiyle birlikte aslında artık tek kutuplu dünyadan çok, çok kutuplu bir dünyadan bahsettiğimiz bir dönem yaşamaktayız. Şimdi bugün bütün dünya ölçeğinde kapitalizmin yaşadığı krizden sermaye bir çıkış arıyor. Ama sermaye kendi çıkarı çerçevesinde bir çıkış arıyor. Dünya ölçeğinde milyonlarca işçiyi, emekçiyi ezerek, insanı ezerek gerektiği yerde savaş çıkartarak kendi krizlerini aşmaya ve yönetmeye çalışmaktadır. Dünyada teknolojik gelişmelerin yeni dönemde üretim ilişkilerini, üretim biçimlerini ve sermaye birikimine yeni bir boyut katmaya başlamıştır. Aslında yepyeni bir uygarlığın yeniden oluşmaya başladığını görebiliriz. Böylesi dönemler, tarihsel kırılma anlarıdır. Böylesi dönemlerde halklar örgütlenirse, bu gerilimleri biz pozitif olarak kendi lehimize dönüştürme şansına sahip oluruz. O bakımda da Sayın Abdullah Öcalan bu dönemi bence çok iyi okuyan, önemli bir lider ve bu yaptığı okumalarla aslında Ortadoğu’ya da ve Türkiye’ye de yepyeni bir perspektif de sunmaktadır.”   
 
Abdullah Öcalan ileyaptıkları görüşmeyi aktardı
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile yaptıkları görüşmeye de değinen Tülay Hatimoğulları, “Sayın Öcalan ile heyet olarak yaptığımız görüşmede, artık ulus devlet yapılanma biçiminin kendi zamanını ve miadını tamamladığını ve böylesi tarihsel kırılma anlarının yaşandığı bir dönemde bahsini ettiğimiz bütün bu krizli anlarda ulus devlet anlayışının yıkılmaya mahkum olduğunu ama bunu yıkabilmek için de alternatifini yaratmak gerektiğini söyledi. Alternatif nedir? Demokratik toplumdur, demokratik toplum için örgütlenmektir. Bunun yanı sıra bu enternasyonalist mücadele kapsamında da Sayın Öcalan’ın söylediği çok temel bir şeydi. Eğer bu silahsızlanma dönemi somut bir biçimde ilerler ve bu konuda bir yol alınırsa kendisinin en büyük hayalinin bir enternasyonalist siyasi oluşum; bu bir siyasi parti olabilir bir enternasyonel tarzı örgütlenme olabilir ama enternasyonalist bir siyasi  yapılanmanın oluşmasıyla ilgili de kendisi bizimle uzun uzadıya fikirlerini paylaştı. Bizim de bu konuda görüşlerimizi de aldı” diye aktardı.
 
Güçlü bir ideoljik donanım vurgusu 
 
Abdullah Öcalan’ın “Yalnız birey yoktur, toplumu yıkılmış birey olabilir ama en azından bu birey de yıkılmış bir toplumun anılarıyla birliktedir” sözlerine hatırlatan Tülay Hatimoğulları,  “Bütün mücadele tarihlerine dönüp baktığımız zaman gerek Türkiye gerek dünya ölçeğindeki mücadele tarihlerine, devrimci mücadele tarihlerine dönüp baktığımızda karşımıza hepsinin motor gücü olarak gençler çıkmıştır. Bu açıdan gençlik örgütlenmesinin demokratik toplumun örgütlenmesinde sisteme karşı verilecek güçlü örgütlenme mücadelesinde elbette çok önemli bir yere sahiptir. O nedenle gençlik ne zaman örgütlenmeye kalksa ne zaman varlık göstermeye kalksa ne yazık ki sistemin en ceberrut çehresiyle karşılaşır. Buna karşı çok güçlü bir mücadeleyi yürütmenin yolu da ciddi anlamda eğitim, ideolojik donanım. Bunlara biz sahip olduktan sonra sistemin tüm bu saldırıları gelir ve sert bir kayaya çarpmışçasına geri gider. O bakımdan gençliğin bir demokratik toplum örgütlenmesinin önünü açabilmesi ve buna öncülük edebilmesinin temel yolu örgütlülük, eğitim çalışmaları, bilinç yükseltme faaliyetleri ve ideolojik donamımızı güçlü bir biçimde içselleştirerek hissederek hayata geçirmektir” diye belirtti.
 
‘Demokratik toplumu örgütleyecek gençlerdir'
 
Abdullah Öcalan’ın gençlikten beklentilerinin çok büyük olduğunu ifade eden Tülay Hatimoğulları, “Bugün Demokratik toplumu yürütecek ve örgütleyecek olan aynı zamanda neden gençler diyoruz. Bir kere kültürün devamı için, anadilin devamını sağlamak için, kendi kültürümüzü yaşatabilmek için bu konuda gençlikte bir kesinti oldu mu bilelim ki sonraki kuşaklara bir şey kalmaz. Şu an Türkiye’de içinde bulunduğumuz bütün mücadele alanlarında motor gücü olarak sizlerin olmasının böyle sağladığı çok önemli bir katkı var.  Barış ve Demokratik Toplum Çağrısının anlamı itibariyle de faşizme karşı birleşik, demokratik, gençlik mücadelesini yürütmek bugün hem Kürt halkı için hem bütün halklar için hayati öneme sahiptir. Çünkü gençlik dinamiktir, gençliğin örgütlendiği yerlerden sonuç alınıyor, gençliğin eylem ve bilinç hattından sonuç alınıyor. O bakımdan Sayın Abdullah Öcalan’ın bu çağrıda ifade ettiği herkesin kendi öz örgütlenmesini sağlaması, kendi öz örgütlenmesiyle toplumu dönüştürmek ve demokratikleştirmek. Bu anlamıyla genç arkadaşlarımıza elbette çok büyük görev ve sorumluluk düşüyor. Bunu pratik eylemin yanı sıra aynı zamanda kendi ideolojik hattını ve bilincini kurmak, kendi teorisini geliştirmek, bilincini geliştirmek ve bu bilinçle birlikte aynı zamanda pratik hattı örgütlemek gibi hepimizin bir görev ve sorumluluğu var” diye konuştu.  
 
Buluşma ardından basına kapalı olarak devam etti.