
1 Mayıs’a katılanlar: Kadın her alanda yok sayılıyor
- 09:07 2 Mayıs 2025
- Güncel
AMED- 1 Mayıs İşçi Bayramı’na katılan emekçi kadınlar, yaşanılan bütün krizlerin ülkenin yapısıyla alakalı olduğuna dikkat çekerek, krizlerden en çok etkilenen kesimin kadınlar olduğunu aktararak, “Her alanda kadın yok sayılıyor” dedi.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ile Amed Tabip Odası tarafından, 1 Mayıs İşçi Bayramı dolayısıyla “Emeğin özgürlüğü ve demokratik toplum için 1 Mayıs’ta alanlardayız” şiarıyla dün İstasyon Meydanı’nda miting düzenledi. Mitinge, binlerce kişi katılırken, halk miting alanına kortejler halinde slogan ve açtıkları pankartlarla yürüdü.
Yaşamın her yerinde büyük emek sarf eden kadınlar, isyanlarıyla, talepleriyle alanda yerini aldı.
‘İnsanlar artık soluk alamayacak duruma geldi’
Öğretmen Müyesser Gülcemal, ülkede insanların neredeyse yoksulluk sınırında yaşadığına dikkat çekerken, “Bütün dünyada kutlanan 1 Mayıs işçilerin, emekçilerin, sömürülen insanların bir araya gelip dayanışma sergilediği bir gün. Biz de bu amaçla istasyon meydanında ve dayanışma içerisindeyiz. Ülkede bildiğiniz gibi ciddi anlamda bir ekonomik kriz var. Bu kriz ülkede yaşayan bütün kesimleri etkiliyor. Neredeyse insanlar artık soluk alamayacak bir duruma gelmiş. Bir poşet alışveriş yaptığınızda bin liradan aşağı bir ödeme yapmıyorsunuz. Asgari ücrete baktığımızda çok komik rakamlarda. Bu ülkede yaşayan insanlar, asgari ücrete tabi ve asgari ücretle geçimini sağlıyor. İnsanca yaşamak sadece makarna veya ekmekle karın doyurmak değil. Bütün insanlar insani koşulda yaşamalıdır. Bu da nedir işte barınma, beslenme, seyahat, sağlıktır. Bunların tamamından eşit bir şekilde yararlanabilmeli. Ama görüyoruz ki buradan bir kesim sadece yararlanabiliyor” sözlerine yer verdi.
‘Sürecin doğruya evrilmesini umut ediyoruz’
Yaşanılan süreçteki gelişmelerin her kesimi etkilediğini söyleyen Müyesser Gülcemal, “Eğitime baktığınızda eğitim çok kötü durumda. İnsanlar eğitim, beslenme, sağlık ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Bunun gerekçelerinden biri de son 50 yıldır ülkemizde yaşanan bir çatışma süreci mevcut. O çatışma süreci biz emekçileri ve yaşayan diğer kesimleri ekonomik anlamda etkilemiştir. Güzel bir süreçten geçiyoruz. Bu sürecin doğruya evrilmesini umut ediyoruz. Bu süreçle birlikte ekonomik olarak da hayatımızın düzene gireceğini düşünüyorum. Bu ülkede yaşayan emekçiler olarak meydanlarda sesimizi yükseltiyoruz ama bunun kalıcılaşmasını düşünüyorum. Bunun için de sendikalarımızda, demokratik örgütlerde örgütlenmeliyiz, daha çok dayanışma içerisinde olmalıyız” şeklinde konuştu.
Kadın hem evde hem de iş yerinde şiddetin hedefinde
Ülkede yaşanan krizin en büyük nedenini savaşa harcanan bütçe olarak açıklayan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği üyesi (TMMOB) Yasemin Noyan, “Ülkemizdeki derin kriz artık bütün hanelerin içine girmiş durumda. Maalesef ki bu krizin en büyük nedeni de savaşa harcanan bütçeden kaynaklanıyor. Birde bunun yanında kadın arkadaşların yaşadığı problemleri, iş alanlarından uzaklaştırılmaları, emek alanına dahil edilme noktasında yaşadığı problemleri bütün olarak ele aldığımız zaman kadın arkadaşlarımız bu süreçten en çok etkilenen kesim olmuşlardır. Maalesef ülkenin içinde bulunduğu kriz ve baskı ortamı en çok da kadın arkadaşların hem hane içerisinde hem iş hayatında yaşadığı problemler olarak karşımıza çıkıyor. Kadınların iş ortamında, toplumsal ortamda ve aile hayatında yaşadığı şiddet katlanarak artıyor. Toplum olarak yaşadığımız baskılardan bu hanenin içerisinden kadına yansıyan şiddet olarak açığa çıkıyor maalesef” ifadelerini kullandı.
‘Yoksulluk ve kriz birleşmiş durumda’
Eğitim Sen Amed 1 Nolu Şube Eşbaşkanı Saliha Zorlu, Türkiye’de emek üretme hakkını elde etmiş çok kısmi bir kesimin olduğunu belirterek, “Nüfusun büyük bir bölümü şuan işsiz. Emek hakları ellerinden alınmış. Bunlar dışında emek üreten insanlar da desteksiz, güvencesiz iş üretmek zorunda kalıyor. Geçmişten bu güne kadar söylediğimiz şey güvence, kadrolu ve tam zamanlı iş istiyoruz. Taleplerimizi 1 Mayıs’ta dilendiriyoruz. Yoksulluk ve kriz birleşmiş durumda. Bu yıl işsizlik, oranını artacağıyla ilgili bir öngörü var. Bir enflasyon kriziyle baş başayız. Alım gücümüz çok fazla düştü. Türkiye’de çok büyük konut, barınma krizi var. Kadın emekçiler için büyük bir handikap baş gösterdi. Türkiye’deki işsizlik oranı en büyük bölümü kadın işsizliği, genç kadın işsizliğinin yüzde kırk yediye ulaştığını görüyoruz. Bu işsizlik Kürtlerin yaşadığı ilerde iki katını gösteriyor. Genel işsizliğin mutlaka çözülmesi gerekiyor. Herkese iş, emek, özgürlük ve barış taleplerini iletiyoruz” dedi.
‘Kadına yönelik emek sömürüsü var’
Terzi Remziye Çalan, kadın emeğinin hiçe sayıldığına dikkat çekerek, “Ben çalışan bir anne olarak burada görünmek istedim. Her yıl 1 Mayıs İşçi Günü’ne katılırım. Kadının emeği görmezlikten geliniyor. Ben çocukluğumdan beri çalışıyorum. Gecekonduda kalıyorum, sigortam yok. Çalışan bir anne olarak emeğimi kimse görmüyor. Ben hastayım ve hastalığım için rapor alamıyorum. Yıllardır terzilik yapıyorum, kadına yönelik emek sömürüsü var. Kadın yok sayılıyor” sözlerine yer verdi.