
‘Toplumun barışa ihtiyacı var’
- 09:02 1 Mayıs 2025
- Güncel
Neslihan Kardaş
WAN – Kadın Zamanı Derneği üyesi Esra Kahraman, kadınların yaşadığı yoksulluk ve şiddetin, savaş politikalarının sonucu olduğunu söyledi. Esra Kahraman, bu politikalara karşı çözüm yollarından birinin de toplumsal barış olduğunu vurguladı. Esra Kahraman, “Bu toplumun gerçekten barışa ihtiyacı var” dedi.
Geçmişten bugüne barışın inşa edilmesinde kadınlar her zaman önemli rol oynadı. Barış talebinde en ısrarcı ve mücadeleci olanlar ise yine kadınlar oldu. 27 Şubat’ta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısı da, dünya genelinde birçok kesimden destek alırken, yapılan çağrıyı en çok sahiplenenler arasında yine kadınlar oldu.
26-27-28 Nisan tarihlerinde Wan’da, Star Kadın Derneği ev sahipliğinde gerçekleşen Mor Çatı Kadın Sığınakları ve Dayanışma Merkezleri’nin 28’inci Ara Kurultayı’na katılan Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi ve Kadın Zamanı Derneği üyesi Esra Kahraman, kadının barıştaki rolü üzerine ajansımıza konuştu.
‘Şiddetin temel sebeplerinden biri toplumsal cinsiyet eşitsizliği’
Sözlerine Star Kadın Derneği’ne teşekkür ederek başlayan Esra Kahraman, kadın sığınakları ve dayanışma merkezleri ara kurultayında, şiddet başvurusu alan kadın danışma merkezleriyle bir arada olduklarını belirterek, “Kadına yönelik şiddetin temel sebeplerinden birisi toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve bu eşitsizliğe dayalı kurumsallaşmış politikalardır. Yine aynı şekilde cezasızlık politikaları. Tüm bu eşitsizlik ve cezasızlık politikalarının son bulması umuduyla bir aradayız ve bunun için de mücadele ediyoruz” dedi.
‘Çağrıdan önce de barış mücadelesi veriyorduk’
27 Şubat'ta yapılan “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısını hatırlatan Esra Kahraman, kadınların her zaman barış için bir mücadele içerisinde olduklarını söyledi. Çağrının kadınlar için çok değerli olduğunu ifade eden Esra Kahraman, “Biz kadınlar bu çağrıdan önce de barış mücadelesi veriyorduk. Çünkü savaşlar militarizmi ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini beslerken, kadınlar yaşadıkları toplumda bu eşitsizliklere karşı mücadele ediyor ve bu hakikatle bir yaşam inşa etmeye çalışıyorlar. ‘Toplumsal barış’ kavramına gelirsek; bu iki kelimenin yan yana gelmesi bizim için çok anlamlı. Barışın toplumsallaşması, herkesin barışa ihtiyaç duyması anlamına gelir.
Peki, barış kavramı özellikle biz kadınlar için ne ifade ediyor? Neden barışı toplumsallaştırmak için kadınlar özne olmalı diyoruz? Dünya deneyimlerine baktığımızda, birçok barış sürecinde kadınların sürecin dışında bırakıldığını görüyoruz. Kadınların talep edeceği barış, taraflar için çıkar sağlamayabilir. Bu yüzden dışlanabiliyorlar. Ancak Birleşmiş Milletler’in kararları ve Türkiye’de 2013–2015 süreçlerinde kadınlar bu kararlara dayanarak sürece dahil olma talebinde bulundular. Bugün ise kadınlar bu sürecin öncüsü ve öznesi olarak ilerliyor diyebiliriz” sözlerini kullandı.
‘Savaşların en çok kadınları etkilediğini biliyoruz’
“Barış” kelimesinin sadece savaşın bitmesi anlamına gelmediğini, militarizmin, psikolojik savaşın ve eşitsizliklerin sona ermesi anlamına da geldiğinin altını çizen Esra Kahraman, “Bu nedenle barış politikalarının gündeme gelmesi gerekir. Savaşların en çok kadınları etkilediğini biliyoruz. Örneğin Şengal Katliamı’nda binlerce kadın esir düştü, tecavüz ve istismara maruz kaldı. Kobanê’de IŞİD’le mücadele eden kadınlar, Filistin ve Gazze’de savaşların kadınlar üzerindeki etkisi açıkça görüldü. Kadın bedeni savaş meydanlarında bir ganimet olarak görülüyor” dedi.
‘Kazanımların güvencesi yoktur’
Barışın kadınlar için önemine değinen Esra Kahraman, şu ifadeleri kullandı: “Barış sadece silahların susması değil; toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi savaş politikalarının da sona ermesi demektir. Bu da eşitliğe ve özgürlüğe dayalı, şiddetsiz bir yaşam demektir. Bizim barış talebimiz; demokratik bir zeminde, şiddetsiz, eşit ve özgür bir yaşamla birlikte var olmalıdır. Türkiye’de Kürt sorunu demokratik ve barışçıl bir zeminde çözülmediği sürece, demokratik kazanımların güvencesi yoktur diyebiliriz. Türk Kadın Hareketi uzun yıllardır var. Türkiye feminist hareketleriyle Kürt Kadın Hareketi'nin ilk teması 1994’te ‘Arkadaşıma Dokunma’ kampanyasıyla başlamıştı. O günden bugüne oluşan ortak hafıza, birlikte barışı inşa etme çabasının bir ürünü. Kürt Kadın Hareketi’nin her zaman gündeminde özgürlükçü ve eşit bir yaşam vardı.”
‘Demokrasi, tüm halkların hakkıdır’
Her zaman eşit ve özgür bir yaşam için mücadele ettiklerini belirten Esra Kahraman, kadın hareketinin temel gündemlerinden birinin de barış olduğuna işaret etti. Esra Kahraman, 22–23 Şubat tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen “Kadınlar Barışı Konuşuyor” adlı çalıştayı hatırlatarak, “Ben de çalıştayın hazırlık ekibindeydim. Bu çalıştayda Türkiye Kadın Hareketi, sosyalist hareket ve farklı kadın grupları bir araya geldi. Şu sorular üzerine konuştuk: Biz nasıl bir barış istiyoruz? Bu barışı nasıl toplumsallaştırabiliriz? Kimlerin, nasıl bir barışa ihtiyacı var?
Ortaya birçok gündem çıktı. Bugün yaşadığımız yoksulluğun, baskıların ve adaletsizliklerin birer savaş politikası sonucu olduğu açıkça görüldü. Bu güvenlikçi ve baskıcı siyaset son bulursa, bunun olumlu etkileri sadece Kürtler için değil, tüm Türkiye halkları için geçerli olacaktır. Demokrasi, sadece Kürt hareketinin değil, tüm halkların hakkıdır” dedi.
‘Toplumsal barış inşa etmeyi amaçlıyoruz’
“Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi”ni ilan ettiklerine değinen Esra Kahraman devamında, “Ben de bu inisiyatifin bir üyesiyim. Ana hedefimiz, barışı toplumsallaştırmak ve kadınların bu sürecin öznesi olmasını sağlamak. Taraflar kendi aralarında bir barış zemini oluşturabilir; fakat asıl önemli olan, bu barışın nasıl bir barış olduğudur. Biz kadınlar olarak bu sürecin sadece taraflar arasında değil, toplum genelinde, özellikle kadınların katılımıyla şekillenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle önümüze açık bir yol koyduk. Kadınların öznesi olduğu bir toplumsal barış inşa etmeyi amaçlıyoruz. Farklı illerde, ilçelerde kadınların bir araya geldiği toplantılar yapılıyor. Bu süreçte biz kadınlar nerede duruyoruz? Sürecin öznesi olacak mıyız? Evet, olmalıyız. Çünkü kadınların öznesi olduğu bir barış süreci, gerçek bir toplumsal barışın inşasını daha olanaklı kılar” diye belirtti.
‘Duramamalıyız!’
Kadınların hem siyasi hem de toplumsal düzeyde daha görünür daha etkili olması gerektiğine işaret eden Esra Kahraman, “Bu çok önemli. Günlük hayatımda yürürken bile düşünüyorum; yoksulların, şiddet görenlerin, bize başvuran kadınların hepsinin bir barışa ihtiyacı var. Çünkü onların yaşadığı yoksulluk, şiddet ve adaletsizlikler aslında savaş politikalarının bir sonucudur. Biz kadınlar olarak bu savaşlardan en çok etkilenen kesimiz. Dolayısıyla barışı toplumsallaştırmak için mücadele etmeyi bırakmamalıyız. Bu mücadele; çalıştaylarla, toplantılarla, dayanışmayla ve örgütlü bir şekilde yürütülebilir” diye konuştu.
'Herkese hitap etmeliyiz'
Esra Kahraman son olarak sözlerine şunları ekledi: “Bir araya gelebilmek için ortak bir zeminde çalışmalar yürütülebilir. Ancak burada önemli olan, yalnızca belli gruplarla sınırlı kalmamak. Tüm kadınlara, tüm topluma ulaşmamız gerekiyor. Siyasi görüş ya da yaşam tarzı fark etmeksizin herkese hitap etmeliyiz. Çünkü barış ancak bu şekilde toplumsallaşabilir. Sadece feminist hareket, sosyalist kadın hareketi ya da Kürt Kadın Hareketi olarak değil, toplumun tamamının sürece katılması büyük önem taşıyor. Yürütücü olmak kadar, herkesi bu sürecin bir parçası haline getirmek de çok değerli. Çünkü gerçekten, tüm toplumun barışa ihtiyacı var.”