Rojwelat Kızmaz’ın ailesi: Sorumlulardan hesap sorulsun
- 14:19 12 Şubat 2025
- Güncel
ÊLIH – Rojwelat Kızmaz’ın şüpheli ölümünün üzerinden bir yıl geçerken, ailesi tüm başvurularına rağmen üç gün boyunca tek bir arama yapılmadığını hatırlattı. Aile, Rojwelat Kızmaz’ın ölümünde ihmaller zinciri olduğuna dikkat çekerek, sorumlulardan hesap sorulmasını istedi.
Êlih’in (Batman) Petrol Mahallesi'nde 9 Şubat 2024’te kaybolan ve cenazesine 12 Şubat 2024 günü Hasankeyf Barajı’nda ulaşılan Rojwelat Kızmaz’a ilişkin basın açıklaması gerçekleştirildi. Batman Adliyesi önünde gerçekleştirilen açıklamaya Rojwelat Kızmaz’ın ailesi görevden alınarak yerlerine kayyım atanan Êlih Belediye Eşbaşkanları Gülistan Sönük, Yeşil Işık, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Êlih il Örgütü temsilcileri katıldı.
‘3 gün boyunca tek bir arama dahi yapılmadı’
Rojwelat Kızmaz’ın fotoğraflarının taşındığı açıklamada konuşan abi Mehmet Kızmaz, kardeşinin 9 Şubat günü bir yere arkadaşlarının yanına gittiğini belirterek, “Evinden çıktıktan 6 saat sonra aile tarafından yetkili kurumlara can güvenliğinden endişe ettiğimizi belirterek bildirdik. Ama görevliler tarafından Roj'un bulunması için üç gün boyunca tek bir arama dâhi yapılmadı. Tam da bu dakikalarda ise cenazesi Hasankeyf Baraj’ından çıkarıldı. Rojwelat, kavram olarak dâhi intihara çok uzaktı” dedi.
‘3 gün boyunca bir kurtuluş eli beklemiş’
Otopsiye giren adli tıp uzmanı doktor ile yaptıkları iki ayrı görüşmede net olarak Rojwelat Kızmaz’ın evden çıktığı Cuma günü değil pazar gününe kadar yaşadığı bilgisinin paylaşıldığını dile getiren Mehmet Kızmaz, “Boğulmanın pazar günü olduğunu söyledi. Yani 3 gün boyunca bir kurtuluş, bir yardım eli beklemiş. Bedeni de kıyafetlerinin bulunduğu yerde değil de suyun akış yönünün tersi yönünde 35 metre gerisinde, suyun direk metrelerce derinlikte olduğu yerde değil de suyun 3 adım sonra derinleştiği yerden çıkarıldı. 3 gün boyunca orada aç karına soğukta kalıp kendinde olmama halinden ve içinde bulunduğu ruh hali ile suya birkaç adım atmak, düşünmek isteyip ayağı kaymış olabilir. Veya suyun 3 adım sonra derinleştiğini bilmeden yürümüş ve suya düşmüş olabileceğini düşünüyoruz. Yoksa o suyun yıllarca yaşadığı Dersim'de ki Munzur gibi olmadığını biliyor. Tüm bunlar gösteriyor ki Roj o suya atlamadı” sözlerine yer verdi.
‘Devlet ölümden sorumlu’
Devletin kurumlarının Rojwelat Kızmaz’ın ölümünden sorumlu olduğunu kaydeden Mehmet Kızmaz, Rojwelat'ın kıyafetlerini bulduğumuz ve bedenin çıkarıldığı yer, yakın mesafede bulunan jandarmaya ait gölet üzerinde limandaki sahil güvenliğine ait kulübe ve botun bakış açısında. Rojwelat'tan sonra o kulübeye gidip kendisiyle görüştüğümüz jandarma, orada 7/24 nöbet tutulduğunu, etrafı gözetleyip denetlediklerini ve hatta günde birkaç kez de botla gölet üzerinde tarama yapıp acil veya göze çarpan bir durum olduğu takdirde müdahale edildiğini belirtti. Peki, nasıl oluyor da üç gün boyunca yanı başlarındaki Roj'u hiç mi görmemiş, fark etmemişler mi? Pazar günü de aynı o kulübedeki jandarmaya botu çalıştırıp gölet etrafına bakılması gerektiğini söylediğimiz de ise ‘botu çalıştıran komutan ilçe dışında birkaç saate anca gelir’ diyerek arama başlatmamıştı. Bu cevaptan ve yaklaşımdan sonra yine kendimiz ilçeye gölet kenarına dağılarak arama yaptık. Ve kısa bir süre sonra Roj'un kıyafetlerini bulduktan hemen sonra ise bir anda bot çalıştırıldı” ifadelerini kullandı.
Ölüme terk edildi
Savcılığın görevini yerine getirmeyen kişi ve kurumlar hakkında aile tarafından yapılan şikayetlere kovuşturmaya yer olmadığı yönünden karar verdiğini kaydeden Mehmet Kızmaz, “Ama gelin görün ki kovuşturmaya yer olmadığı yönünde verilen karar dosyasında, adli tıp raporunda açık bir şekilde Roj'un nasıl ölüme terk edildiğini gösteriyor” dedi.
‘Gülistan bulunsaydı…’
Rojwelat Kızmaz’ın Gülistan Doku’nun yakın arkadaşı olduğunu dile getiren Mehmet Kızmaz, “Yakın arkadaşlarındandı, kimi zaman birlikte okul harçlığını çıkarmak için çalışır kimi zaman da ısınmak için aynı sobanın önünde otururlardı. Böyle bir arkadaşınızın başına bir şeyler geliyor ve yıllarca bulunmuyor, ne kadar etkilenirdiniz diye sormaya bile gerek yok. Gülistan'ın başına gelenler yaşanılmasaydı, Gülistan bulunsaydı su, Roj'un bilinçaltında kalmaz hep sudan bahsetmez, üzerinde bir travma yaratmazdı” diye konuştu.
İhmalkarlık
İhmalkarlığın hesabını sormaya devam edeceklerini kaydeden Mehmet Kızmaz, “Cevabını biliyor olmamıza rağmen yine de soruyoruz; bu umursamazlığın, yaklaşımın, görmezden gelmenin, yok saymanın, 3 gün boyunca sorumlulardan bir telefon dahi almamamızın sebebi ne? Adli tıp raporuna neden özellikle ölüm saat-tarihine dair bir bilgiye yer verilmedi? Roj'un aranmamasının nedeni ailesinin, iktidarın istemediği çizgide ki bir Kürt aile, eşitlik için emek ve bedel verdiği bir aile olduğu için miydi, devlet tarafından yakından ‘tanınıyoruz’ olmamız mıydı, o kimliğe de yazdırılan isim miydi, kimliğini geri mi istiyorlardı? Evet o kimlik de artık yok, Rojwelat da! Ve şimdi ise ailem, ülkemiz karanlıkta, güneşimiz Roj'umuz yok. Başka Rojwelat'ların da ailelerin de ışığı söndürülmemesi ‘ölü yaşamamaları’ için” ifadelerini kullandı.
‘Kadın şiddetinin ve katliamının sebebi devlet politikasıdır’
Ardından konuşan yerine kayyım atanan Êlih Belediye Eşbaşkanı Gülistan Sönük, Kürdistan’da adın katliamlarının artmasının, erkek şiddetinin kendinde güç ve hak bulmasının devletin bir politikası olduğunu belirterek, “Bu kentte 3 gün boyunca genç bir kadın kayboldu ve hiçbir arama yapılmadı, hiçbir mobese kamerası izlenmedi. Burada genç kadınlar olmak üzere ve hiçbir insan hayatının hiçbir önemi yok. Çünkü bu iktidarın gözünde her birimiz birer terörist olarak değerlendiriliyoruz. Hayatlarımızı ne kadar çok kaybedersek ve bu coğrafyada ne kadar insan hayatını kaybediyorsa onlara göre o kadar örgüt zayıflıyor. Kayyım sürecinde bir slogan atan, en meşru hakkını kullanarak protesto hakkını gerçekleştiren yurttaşlara jet hızıyla soruşturmalar açıldı, mobese kameralarından tespitler edilip şafak operasyonuyla evleri basılıp gözaltına ve tutuklandı. Ama ailenin tüm ısrarına rağmen hiçbir insan bir dakikalık mobese kaydına bakma ihtiyacı duymadı. Çünkü bu coğrafyada Kürtsün. Çünkü öyle veya böyle Kürtleri bu coğrafyadan arındırmak istiyorlar” ifadelerini kullandı.
‘Rojvelat aslında Kürdistan’ın bir prototipiydi’
Êlih’te 2016’dan sonra atanan kayyımlarla birlikte kadına yönelik şiddet, fuhuş, uyuşturucunun artığına dikkat çeken Gülistan Sönük, “Bizler seçim döneminde seçim çalışmalarımızda halkımıza bir kadın dayanışma merkezi vaat ettik ve ismini Rojwelat koyduk. Çünkü Rojwelat’ın hikayesi bütün Kürdistan’ın hikayesiydi. Yerinden yurdundan edilerek, beton kentlere sıkıştırılan bütün sorunlarla yüzyüze bırakılıp ölüme terk edilmiş bir halk gerçekliği gibi. Rojwelat aslında Kürdistan’ın bir prototipiydi. Bizler hiçbir kadın ölüme intihar demiyoruz. Bütün intiharlarda bir erkek şiddeti ve görevini yapmayan devlet gerçekliği var. Bizler Kürt kadınları olarak sesi kesilmiş tüm kadınların sesi olacağız. Ölüme terk edilen, katledilen ve şiddete uğrayan bütün kadınlar bizim mücadele gerekçemiz olacak. Biz buradan Rojwelat ve bütün yoldaşlarına da söylüyoruz; sözümüzü burada yineliyoruz. Bu mücadele hepimizin mücadelesi. Bu olayda görevini yapmayan ve ortak olan bütün herkesin açığa çıkarılması, cezalandırılması için de dayanışma içerisinde olacağız” sözlerine yer verdi.
Dönüş yapılmadı
Son olarak konuşan anne Taybet Kızmaz ise çocuğunun yaşamının yitirmesinde devletin sorumluluğunun olduğunu belirterek, yaptıkları başvurulara dönüş olmadığını söyledi. Çocuğunun kaybolmasından 6 saat sonra günde 3 defa mahalle karakoluna başvurduğunu ancak herhangi bir şekilde kendisine dönüş yapılmadığın dile getiren Taybet Kızmaz, sorumlulardan hesap sorulması çağrısında bulundu.