RIHA - GGM’lerde yaşanan duruma ilişkin değerlendirmelerde bulunan DEM Parti Riha Milletvekili Dilan Kunt Ayan, son süreçlerde Harran Geçici Barınma Merkezi ve Urfa GGM’de yaşananlara ilişkin Meclis İnsan Hakları Komisyonu’na başvuracaklarını söyledi.

 

AKP iktidarının mültecilere yönelik politikaları sonucunda mülteciler her geçen gün farklı bir hak ihlali ile karşı karşıya kalmaya devam ediyor. Geri Gönderme Merkezleri (GGM) ve Geçici Barınma Merkezleri’nde kalan kadınların sayısına dair net bir rakam bilinmezken, bakanlığın buna dair yaptığı açılamalar ise kafalarda soru işaretlerine neden oluyor.

 

Son olarak ajansımızın ulaştığı mülteci kadınlar evrak alma sürecinde ve bu merkezlerde kaldıkları süreçlerde yaşadıkları taciz, tecavüz ve işkenceyi anlatmıştı. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Riha Milletvekili Dilan Kunt Ayan Meclis’e Araştırma Komisyonu kurulması talebinde bulunmuştu.

 

Konuya dair DEM Parti Riha Milletvekili Dilan Kunt Ayan, Türkiye’nin göçmenlere ilişkin izlemiş olduğu politikalara ve GGM ve Geçici Barınma Merkezleri’nde yaşanan durumlara ilişkin yaptıkları çalışmalara ilişkin konuştu.

 

Vakaların benzerliği

 

2011 yılından bu yana Geri Gönderme Merkezleri’nden sürekli buna benzer haberin geldiğinin altını çizen Dilan Kunt Ayan, “2011 Suriye iç savaşının başlamasıyla birlikte Türkiye’ye düzensiz göçmenlerden kaynaklı mevcut siyasal iktidarın hiçbir politika üretmeden sınırsız bir şekilde kapıları açtı. Tabi bunu Avrupa’ya belli başlı kozlar altında yaptı. Yaşanan bu durumlarda düzensiz göçmen politikasının bir sonucu olarak da bakmak gerekiyor aynı zamanda. Sadece bu tür olaylar Urfa’da değil Van’dan tuttun Tekirdağ’a, Karadeniz’den tutun Hatay’a, Nizip’e kadar GGM’lerde bu ve buna benzer vakalarla karşı karşıya kalıyoruz. Bu vakaların hiçbiri devletin müdahalesi ile öğrendiğimiz durumlar olmuyor. Basından arkadaşların çabası, Barolara gelen başvurulardan öğreniyoruz. Mevcut kapatma yerlerinde genellikle dejavantajlı gruplar bulunuyor. Dil bilmeyen, savaştan kaynaklı göç etmek zorunda kalanlardan genelde oluşuyor” diye ekledi.

 

GGM’de yaşananlar

 

Göçmenlere ilişkin iktidarın belli yükümlülüklerinin olduğunun söyleyen Dilan Kunt Ayan, “Devlet bırakalım bu anlamda koşulları oluşturmayı aynı zamanda oradaki memurlar, orada bulunan göçmenlere karşı maalesef hoyratça yaklaşmakta. İnsan onuruna yakışmayacak bir şekilde yaklaşmaktadır. Elbette bu durum kurumların denetilmemesinden kaynaklanıyor. Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nda bakanlıklar gelip belli sunumlar yapıyor. Geçtiğimiz günlerde İçişleri Bakanı gelip orada bir sunum yaptı. Yaptığı sunumda GGM’lerde muazzam imkanlardan bahsetti. Fakat biz de soruyoruz madem GGM’ler bu kadar muazzam neden o zaman Van’da jandarma tarafından tecavüze uğruyor, Urfa’da memurlar tarafından kadınlar nasıl istismara maruz bırakılıyor. Nizip’te buna benzer olaylar oluyor. Kaldı ki böylesi vakaları bakanlığa sorduğumuz zaman bizden öğrenmiş oluyorlar” diye konuştu.

 

‘Türkiye’de var olan kanunlar uygulanmıyor’

 

“Türkiye’de kadın olmak öteki, ikincil, şiddete maruz kalma potansiyeli olmak demektir” diyen Dilan Kunt Ayan, devamında şunları söyledi: “İstismar ve tecavüz vakalarının çok olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Türkiye’de kadınlara ilişkin var olan kanunlar bile uygulanmıyor. Türkiye’de kadın olmak bu kadar zor iken; mülteci kadın olmak daha da zordur. Kadınlar kimi zaman GGM’lerde sistematik bir şekilde istismara ve şiddete uğruyor. Urfa örneğinde kadının bedeni üzerinden bir pazarlık durumu söz konusu. İşte evraklarını hızlandırırım, geri gönderme ile tehdit etme durumu vs. yaşanıyor.”

 

‘Duyumlar alıyoruz’

 

GGM’lerde tercüman eksikliğinin yaşandığını sözlerine ekleyen Dilan Kunt Ayan, “GGM’lerde çalışan kadın sayısına baktığımız zamanda ciddi bir sorun var. Kadına dair birçok şiddet vakalarıyla karşı karşıya kalıyoruz. Mültecileri Avrupa’ya karşı bir tehdit aracı ve hazine olarak gören bir durum söz konusu. Öte yandan cezaevinden tahliye olan mültecilerin sınır dışı edilerek çetelerin bulunduğu bölgelere gönderildiğine dair duyumlar alıyoruz. Ancak bakanlığa sorduğumuzda böyle bir şeyin olmadığı dair cevaplar verdi. Ancak biz Türkiye’de Zorla Geri Gönderme diye bir şey olduğunu çok iyi biliyoruz. Her ne kadar devlet yetkilileri bu durumu inkar etseler de bize gelen başvurulardan biliyoruz. Harran Geri Barınma Merkezi ve Urfa Geri Gönderme Merkezi’nde yaşanan duruma ilişkin Meclis İnsan Hakları Komisyonu’na başvuru yapacağız. Ve Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nun bu kurumlara bir ziyaret gerçekleştirmesini isteyeceğiz” diye kaydetti.