'Çalışma yaşamındaki eril zihniyeti değiştirmek elimizde'
- 09:12 4 Ağustos 2018
- Emek/Ekonomi
VAN - Çalışma yaşamındaki eril zihniyete rağmen kadınların var olma mücadelesi verdiğini söyleyen Ahtamara Kadın Platformu üyesi Ayşe Minaz, "'Biz kadınlar, bu mutfağa girerken sadece yemek yapmıyoruz. Toplumun bütün alanlarındayız. İşin, ekonominin, ithalatın, ticaretin mutfağındayız" dedi.
Kadınlar, sosyal ve kültürel alanlarda olduğu gibi ekonomi alanında var olabilmek için mücadele ediyor. Van Ahtamara Kadın Platformu üyesi Ayşe Minaz, kadınların çalışma yaşamında karşılaştıkları zorluklara rağmen, "buradayız" diyerek verdiği mücadeleyi değerlendirdi.
Kadınların çalışma yaşamında en fazla karşılaştığı sorunların başında erkek bakış açısının olduğuna dikkat çeken Ayşe, bu bakış açısının olduğu her yerde, kadınların bir yere kadar ulaşabildiğine işaret etti. Çalışma yaşamına katılma konusunda kadınların ancak erkeklerin kontrolünde yönetim kademelerine dahil olabildiğini dile getiren Ayşe, "Bağlı olduğumuz odaların başkanları kadınları tabir ederken, yalnızca anne sıfatını kullanıyor. 'Kadınlar annelerimizdir' ifadesini kullanıyorlar. Biz kadınlar bunu kabul etmiyoruz. Evet, ben bir kadınım, anneyim, eşim, işverenim, aynı zamanda bir sivil toplum kurumu yöneticisiyim. Bu kadar çok rolümüz varken, onlar sadece bizi tek bir sıfatla anıyorlarsa bu bizim niteliğimizi, becerimizi ortadan kaldırıyor" dedi.
'Erkek zihniyeti kadınları pasifize etmek istiyor'
Bu zihniyetin oda seçimleri yapılırken hiçbir zaman kadınların dahil olmasını istemediğini kaydeden Ayşe, "Dışarıdan lobi çalışmaları yürütüyorlar. Seçim zamanı geldiğinde toplamda 5 kişi herkes aynı kişiyi öneriyor. Böyle olunca da erkekler seçilmiş oluyor. Biz kadınlar, katılım alanlarına giremedikçe, karar alma mekanizmalarında yer almadığımız sürece maalesef bu sorunlar devam edecek" diye konuştu.
Kadınların çalışma yaşamında yaşadığı sorunlardan birinin de en yakın çevresinde ortaya çıktığını dile getiren Ayşe, bu sorunları şu şekilde özetledi: "Sizi engelleyen eşiniz oluyor, aileniz oluyor, kimi zaman çalışma arkadaşlarınız oluyor. Kadınlar iş hayatında bu engellemeler yüzünden maalesef çok aktif rol alamıyorlar. Bunu, kadınların iş yaşamına ilişkin üniversitede kadın sorunları araştırma biriminin ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) raporlarında da gördük. TÜİK, raporunda şunu söylüyor; 'iş arayan kadın hangisi? İş arayıp da bulamayan kadın işsizdir.' Oysa bunlar rakamlarla ve kelimelerle oynamaya giriyor. Örneğin üniversite bitirmiş herkes iş başına hazır ve çalışmaya hazırdır. Ancak kadını iş hayatına dahil etmemek için her türlü şey yapılıyor. Örneğin bir kadın sabah kalktığında o evin bütün işleyişi, çocuklarla ilgili bütün düzenden tutuluyor. Kadın bunları yaptığında iş hayatına katılmakta zorlanıyor. Kadın bu sorumluluklarla iş hayatında nitelikli iş bulmakta zorlanırken bir yanıyla da erkek zihniyetinin engellemeleriyle karşılaşıyor. 'Zaten çok az para alacaksın çalışmana gerek yok' anlayışı kadını pasifize etmek için kullanılıyor."
'Değiştirmek elimizde'
Çalışma yaşamındaki bu zihniyetin değişip dönüşmesinin kadınların elinde olduğunu belirten Ayşe, şöyle dedi: "Biz kadınlar, toplumun her alanının mutfağında yer alıyoruz. Biz bu mutfağa girerken sadece yemek yapmıyoruz, toplumun bütün alanlarındayız. İşin, ekonominin, ithalatın, ticaretin mutfağındayız. Bizi görebilmeleri için çok fazla bağırmamız gerekiyor. Bu noktada örgütlülüğümüz çok önemli. Biz kadınlar olarak örgütlülüğümüzü büyütmeye devam edeceğiz."