Türkiye'de ekonomik kriz derinleşiyor: Çözüm demokratikleşme
- 09:09 3 Ağustos 2018
- Emek/Ekonomi
Evrim Kepenek
İSTANBUL - Dolar’ın 5 TL’yi geçmesi sonrası ekonomik verileri değerlendiren eleştirel iktisatçı Gaye Yılmaz, derin bir krize girecek ülkeler arasında bulunan Türkiye’nin borç bulma konusunda elinin zayıflayacağını söyledi. Türkiye'nin kısa ve orta vadede ciddi bir iktisadi bunalıma girdiği tespitini yapan Gaye, çözüm için de demokratikleşmeye işaret ediyor.
ABD, Türkiye'de tutuklu olan ve geçen hafta ev hapsine alınan rahip Andrew Brunson'ın serbest bırakılması için Adalet ve İçişleri bakanlarına yönelik aldığı yaptırım kararı sonrası Dolar karşısında sürekli olarak değer kaybeden TL’nin bu yılki kaybı yüzde 30’a yaklaştı. Karar sonrası atağa geçen Dolar, yeniden rekor kırarak 5 TL'yi geçti.
ABD Merkez Bankası (FED) , geçtiğimiz Ekim ayında bilanço küçültme operasyonunu başlatmış ve bu operasyon her 3 ayda bir 10 milyar Dolar artarak devem ediyor. Avrupa Merkez Bankası ve İngiltere Merkez Bankası ise, eş zamanlı olarak yılsonuna doğru parasal gevşemeyi durdurup, faiz artırma sinyalleri verdi.
Ekonomideki gidişatı değerlendiren akademisyen Dr. Gaye Yılmaz, ekonomik krizin derinleşeceği görüşünde. Gaye, çözüm için de demokratikleşmeye işaret ediyor.
'Türkiye'nin eli zayıflayacak'
Gaye, tüm bu gelişmeleri önümüzdeki 6 ayda dünyada mevcut sermayeyi merkez ülkelere çekmek için atılmış son derece önemli adımlar olarak nitelendirdi. Bunların aynı zamanda ülkelerin ulusal paralarının döviz karşısındaki beklentilerini de belirlediğini söyleyen Gaye, "Bu gelişmeler bir yandan da 2018'in ikinci yarısı ve 2019 yılında borç bulma konusunda Türkiye'nin elinin zayıflayacağı ve daha da önemlisi borçlanmasını döviz cinsinden hem de çok daha yüksek faizlerle yapmak zorunda kalacağı anlamına geliyor" dedi.
'Türkiye ekonomisi derin bir krize girecek'
Türkiye'nin Ağustos ayından itibaren güçlü bir "borç-döviz sarmalı"na düşeceğinin altını çizen Gaye, bu sürecin Türkiye'yi diğer benzer ölçekteki ülkelerden çok daha fazla etkilediğini söyledi. Gaye, "Başka bir deyişle, gelişmekte olan ülkeler arasında cari açığı görece daha az olan, dış ticaret açığı vermeyen, kalkınmasını finans veya inşaat gibi üretken olmayan sektörler yerine imalat sanayine borçlu olanlar bu süreçten büyük yara almadan çıkacak. Türkiye gibi imalat sanayi şirketlerinde kapağı yurt dışına atmaya çalışan ülkeler derin bir krize gireceklerdir" diye belirtti.
Gaye, bu öngörünün sadece kendisine ait olmadığını, uluslararası pek çok analizde de bu risklerin altının çizildiğini söyledi.
'Ekonomi Bakanı tespitini destekleyecek veri sunmadı'
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın sarf ettiği "Türkiye özellikle dünyanın umut ve ümit kapısı aradığı yeni iklimde bütün dünyanın parmakla gösterdiği ülke olmaya doğru hızla ilerliyor" sözlerine değinen Gaye, "Ülke olarak birbirine tamamen zıt iki durumda da parmakla gösterilebilirsiniz. Yani ekonomisi sizinki kadar kötü giden başka bir ülke olmadığında da; kalkınma potansiyeli son derece parlak bir ülke olduğunuzda da parmakla gösterilebilirsiniz. Kuşkusuz Bakan Berat Albayrak iyi bir duruma işaretle bu deyimi kullanmıştır. Ancak bu tespiti destekleyecek hiçbir veri sunmadığı unutulmamalıdır. Oysa uluslararası kredi kuruluşlarının raporları, saygın iktisatçıların analizleri, bütün istatistikler ve hatta Türkiye'nin TCMB gibi ulusal kurumlarının yayınladığı raporlar tam tersini göstermektedir" ifadelerini kullandı.
'İşsizlik artacak'
"Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye'nin kredi notunu 'BB+'dan 'BB' seviyesine indirdi. Kredi notunun düşmesi, hem dış kaynakların pahalanmasına hem ülke içinde döviz faiz dengesinin bozulmasına yol açar" diyen Gaye, yabancı yatırımcı girişinin azalacağını belirtti.
Gaye, aynı zamanda cari açığı da büyüten kredi notunun düşmesinin topluma yansımasının ne şekilde olacağını şöyle anlattı: "Tıpkı bugün olduğu gibi fiyatlar genel düzeyinin (enflasyon) yükselmesi, ücret, kira ve emekli aylığı gibi gelirlerin enflasyon ve TL'nin değer kaybı karşısında erimesi, yeni yatırım yapılmadığı ve yükselen girdi maliyetleri yüzünden iflasa sürüklenen firmaların varlığı dolayısıyla işsizliğin artması şeklinde olacaktır."
Çözüm: Demokrasi
Ekonomik sorunları çözmenin en etkili yönteminin demokrasi olduğunu vurgulayan Gaye, Olağanüstü Hal (OHAL) koşullarında yönetilen Türkiye'de, OHAL'in kaldırılmasının dahi ekonomiye olumlu katkısı olmadığını söyledi.
‘Türkiye kısa ve orta vadede ciddi bir iktisadi bunalıma girdi’
"Zira ortadan kalkan sadece OHAL'in adı olmuş; pratikte ise hiçbir açılım ve demokratikleşme ihtimalinin olmadığı görülmüştür" diyen Gaye, şöyle dedi: "Nitekim OHAL'in kaldırılmasının ardından ne TL'nin değer kaybında bir yavaşlama, ne yabancı yatırım akışlarında bir artış ne de enflasyonda bir azalma görülmemiştir. Başka bir deyişle, yeni hükümetin programında bir demokratikleşme hedefine de yer verilmediği bu koşullarda Türkiye'nin kısa ve orta vadede ciddi bir iktisadi bunalıma girdiği tespitini yapmak mümkündür."
Gaye Yılmaz kimdir?
İstanbul'da doğan Gaye Yılmaz, bütün eğitimini İstanbul'da tamamladı ve Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezun oldu. Uzun süre finans piyasaları alanında çalışıp emekli olduktan sonra 1996-2008 yılları arasında DİSK-Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu ve DİSK-Birleşik Metal İş Sendikası'nda uluslararası ilişkiler uzmanı olarak çalıştı. Yüksek Lisansını 2004-2005 yıllarında Kassel ve Berlin'de Global Labour University'de tamamladı ve Hizmet emeği ve Marxist Değer Teorisi üzerine bir yüksek lisans tezi yazdı. Doktorasını 2006-2009 yıllarında Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde yaptı ve doktora tezinde su kaynaklarının metalaşması konusuna yoğunlaştı. Gaye Yılmaz'ın başta küreselleşmenin ekonomi politiği ve Suyun Metalaşması olmak üzere çeşitli kitap çalışmaları var.