SES 27 Ağustos’ta iş bırakacağını duyurdu
- 17:33 25 Ağustos 2021
- Emek/Ekonomi
ANKARA - SES, TİS görüşmelerinde öngörülen yüzde 26 maaş artışına karşı 27 Ağustos’ta “iş bırakma eylemi” gerçekleştireceğini duyurarak, “Acil durumlar dışında sağlık hizmeti sunmayacağız. 27 Ağustos günü aile sağlığı merkezlerine, hastanelere, sosyal hizmet kurumlarına hizmet almak için değil haklı mücadelemize destek olmak için gelmenizi talep ediyoruz” dedi.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Türkiye İşçi Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinin sonuçları için 27 Ağustos Cuma günü gerçekleştirecekleri 1 günlük iş bırakma eylemi dolayısıyla yazılı bir açıklama yayımladı.
‘Toplu sözleşmeyi salgını ortasında hazırladı’
“Yoksulluk sınırı altında sefalet ücretini devam ettiren satış sözleşmesini de ASM’lerdeki ceza yönetmelerini de kabul etmiyoruz. 27 Ağustos’ta hizmet üretmiyoruz. Sağlık ve Sosyal Hizmet iş kolunda çalışan tüm emekçileri ve örgütlerini destek vermeye ve hizmet üretmemeye davet ediyoruz” başlıklı açıklamada pandemi süreci hatırlatıldı. Bu durumdan en az kayıpla çıkılması için her türlü eylem ve etkinlikleri düzenlediklerini ve toplu sözleşme taleplerini salgının ortasında hazırladıklarının belirtildiği açıklamada, “Sesimizi duymayanlara inat taleplerimizi toplu sözleşme masasına kadar gönderdik. Bir sendika olmanın sorumluluğuyla mali, özlük, sosyal ve demokratik haklarımızın yanı sıra çalışma ortamının iyileştirilmesi, iş güvenliği, çocuk ve ebeveyn hakları, olağanüstü dönemlere özgün talepleri de toplu sözleşme masasına götürdük. Karşımızda 4688 Sayılı grev hakkı olmadan toplu sözleşme yaptıran sendika ve Toplu Sözleşme Kanunu ve onun besleyip büyüttüğü bir konfederasyon olmasına rağmen 2021 bütçe görüşmelerinden bu yana devam edecek şekilde, son bir ayda da yoğunluğunu arttırarak, işyerlerimizde, emekçilerle TİS taleplerimizi tartıştık ve tartıştırdık. Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini TİS taleplerimizin masaya taşınması için ortak mücadeleye, birleşmeye çağırdık” denildi.
‘5,5 milyon emekçi kaderine terk edildi’
6’ncı dönem Toplu Sözleşme masasında Memur-Sen ve Kamu-Sen tarafından yapılan gizli pazarlık ve satış sözleşmesinin 22 Ağustos’ta imzalandığı kaydedilen açıklamada, “Daha önceki satış sözleşmelerinde de sergilenen oyunun baş aktörlerinin kimi değişse de ana karakter oyuncuları değişmeden kendini tekrar etti. 5,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisi bir ‘oldu bitti’ durumuyla yine sefalet haline ve kendi kaderine terk edildi. ITUC ve ETUC kapısından her yıl geri çevrilen, sadece 4688 Sayılı Sendika Yasası'na göre sözde yetkili olan ama bu yetkiyi her TİS masasında kamu emekçisinin çıkarlarını değil kendi çıkarlarını ve koltuklarını korumak için kullanan bir sendikanın metne imza atması, bununla milyonlarca kamu emekçisini, emeklisini yok sayması asla kabul edilemez. Memur-Sen, sadece kendi yöneticilerinin kazandığı, memurun kazanamadığı bu uzlaşma için ‘tarihi kazanım’ açıklaması yaptı” ifadeleri kullanıldı.
SES, TİS görüşmelerinde karşılanmayan taleplerini şöyle sıraladı:
“*Kamu emekçilerinin yıllardır yaşadığı gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesi, emekli olduğumuzda maaşlarımızın yarı yarıya düşmemesi için ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, yoksulluk sınırı üzerinde temel ücret talebimiz,
*Farklı adlar altında güvencesiz istihdam edilenlerin kadrolu-güvenceli istihdama geçirilmesi,
*’4/C’li 4/B’liler’ olarak bilinen kamu emekçilerinin ek ödeme, emeklilik gibi temel sorunlarının çözümü,
*Sayıları yüz bini aşan Yardımcı Hizmetler Sınıfının yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesi,
*Torpilin, kayırmanın kapsını sonuna kadar açan mülakat sitemine son verilmesi.
*OHAL KHK’leri ile sorgusuz-sualsiz işinden, ekmeğinden edilen kamu emekçilerinin görevine iadesi,
*Kadın kamu emekçilerine yönelik ayrımcılığın önüne geçilmesi için kadın taleplerinin kadın emekçiler tarafından görüşülmesi ve mutabakat metninde ayrı bir başlık altında yer alması,
*COVID-19’un meslek hastalığı ve iş kazası sayılması için illiyet bağı aranmasından vazgeçilmesi,
*Sosyal hizmetlerde meslek çalışmaları, mesleklerin sorumluluk alanları ve sınırları çerçevesinde tanımlanmalı talebimiz,
*Sağlık hizmetlerinden alınan katkı-katılım payı ve ilave ücretlerin kaldırılması için çalışma yürütülmesi,
*Çalışma yaşamının demokratikleşmesi,
*Kamu kurumlarında ücretsiz kreşler açılması, söz konusu kreşler açılıncaya kadar kreş yardımı verilmesi taleplerimizden hiçbirisine yer verilmemiştir.”
‘Emeğimizin yok sayılmasına dayanacak gücümüz de kalmamıştır’
Toplu sözleşmenin uzlaşı ile imza altına alınması için verilen tekliflerle, sunulan teklifler arasında sadece 1-2 puanlık fark olduğunun belirtildiği açıklamada, ortada emekçilerin ve emeklilerin kabul edebileceği bir sözleşmenin olmadığının altı çizildi. Açıklamada, “2022 için yüzde 21 maaş artışı, yüzde 3 refah payı, 600 TL önceki dönem kaybı ile birlikte 2022 yılı için toplamda yüzde 39 maaş artışı. Fakat 2022 yılı için altışar aylık dilimler halinde yüzde 5, yüzde 7 maaş artışına imza atmışlardır. 2023 için yüzde 17 maaş artışı, yüzde 3 refah payı teklifine karşılık altışar aylık dilimler halinde yüzde 8, yüzde 6 oranına imza atmışlardır. Kısacası iki yıl için toplamda yüzde 67,2 maaş artışı teklif eden ‘yetkili’ konfederasyon iki yıl için toplamda yüzde 26 oranına imza atmış, arkasından da ‘tarihi kazanım’ diye açıklama yaparak tüm kamu emekçilerinin aklı ile dalga geçmiştir. Söz konusu yönetmeliğin geri çekilmesi ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için 16 Ağustos’ta iş bırakmıştık. O günden bu zamana ceza yönetmeliği geri çekilmemiştir. Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları istifa etmeye ve birinci basmak sağlık hizmetlerinden çekilmeye başlamıştır. Acil önlem alınmazsa birinci basamak sağlık hizmetleri yürütülemeyecek hale gelecektir. Bu nedenle 27 Ağustos’ta yeniden iş bırakıyoruz. Sorunlarımızın çözümü için üretimden gelen gücümüzü kullanmaktan başka çaremiz de kalmadığı gibi bizim ve emeğimizin yok sayılmasına dayanacak gücümüz de kalmamıştır” denildi.
Açıklama şu ifadeler ile sonlandırıldı:
“Komşularımız, arkadaşlarımız, hemşerilerimiz, dostlarımız; her başınız sıkıştığında arayıp danıştığınız, ne kadar çok çalıştığımızı gördüğünüz için halimize üzüldüğünüz bizler, sağlık ve sosyal hizmet emekçileri tüm ülke gibi artık nefes almakta ve yaşamakta zorlanıyoruz. Tıpkı sizin gibi enflasyonla, vergi yüküyle, hayat pahalılığıyla daha da yoksullaşıyoruz. Çalışma koşullarımızın iyileşmesi ve sizlerin daha nitelikli sağlık ve sosyal hizmetten faydalanmanız için mücadele ederken sizin desteğinize çok fazla ihtiyaç duymaktayız. Bu nedenle aile hekiminiz, hemşireniz, ebeniz, veri hazırlayıcınız, sekreteriniz, dahiliyeciniz, göz doktorunuz, fizyoterapistiniz, sosyal hizmet uzmanınız, bakıcı anneniz yani sağlık ve sosyal hizmeti sunan ekibiniz olarak sizden 27 Ağustos’ta sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin iş bırakma kararını desteklemenizi istiyoruz. Acil durumlar dışında sağlık hizmeti sunmayacağız. 27 Ağustos günü aile sağlığı merkezlerine, hastanelere, sosyal hizmet kurumlarına hizmet almak için değil haklı mücadelemize destek olmak için gelmenizi talep ediyoruz. Hiç olmadığı kadar birlikte hareket etmek zorundayız.”