Ev eksenli çalışan kadınlar: Sömürüye karşı birlikte hareket etmeliyiz
- 09:07 28 Eylül 2020
- Emek/Ekonomi
Melike Aydın
DENİZLİ - Güvencesiz ve ucuz işgücü olarak görülen, sadece uyumaya vakit bulabilen ev eksenli çalışan kadınlar, emek sömürüsüne karşı kadınların birlikte hareket etmesi gerektiğini savunuyor.
Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu ev eksenli çalışanların sayısının özellikle pandemiden sonra daha da arttığı tahmin edilirken, evini atölyeye çeviren kadınlar, en önemli sorunlarının güvencesizlik olduğunu söylüyor. Denizli’de Merkezefendi Mahallesi’nde de ev eksenli çalışan kadınlar bu sorunu yaşıyor. Kadınların gün boyunca dinlenecek zamanlarının dahi olmadığını söyleyerek güvencesiz ve gelecek kaygısı ile yaşamanın dayatıldığını ifade ediyor.
Evde tüm gün çalışmanın karşılığı 7 lira
Ailesi 25 yıl önce Şırnak’tan göç ederek Denizli’ye yerleşen Zeliha Şile, ailedeki kadınların 15 yıldır defneyaprağı ayıkladığını söylüyor. İlaç ve gıda sanayiinde kullanılan defnenin kırık ve lekeli yapraklarını ayıkladıklarını ifade eden Zeliha, “Kilosu 7 lira ve temizlenmiş yaprakların kilosuna göre para alıyoruz. Günde 6’ya kadar çalışıyoruz 1-2 kilo ancak çıkarabiliyoruz. Defne yaz kış var. Çoğunlukla evde kadınlar yapıyor. Erkekler işe gidiyor, kurtuluyor ama biz buradayız. Tarla işleri genelde çok oluyor. Orada da 5’te gidiyorlar öğlen geliyorlar ve 80 lira alıyorlar. Abla, yenge herkes çalışıyor, çocuklar hariç. 7 lira çok düşük bir para” sözlerine yer veriyor.
Paranın kontrolü kadınlarda değil
Kendi işini yapmak için eğitim almış olmayı dilediğini belirten Zeliha, defneden elde edilen cüzi miktarın ailenin ortak bütçesine katıldığını dile getiriyor. Zeliha, “Paraya ihtiyacım olunca ailem veriyor. Harçlık şeklinde. Bütün gün eğilerek çalışıyorum. Sırt ağrısı, boyun ağrısı oluyor. Ayıklanmış temiz olanın kilosuna göre para alıyoruz. Kırık ve lekeli olanları da patron alıyor. Almadan önce temiz mala bakıyor. Kırık varsa geri veriyor temizleyip yine veriyoruz” diyor.
Kadınlar çocukların bakımını paylaşıyor
Kendi aldığı makinesi ile evde bir tekstil fabrikasına kumaş peçeteler diken Mahide Turan, aynı zamanda torununa bakıyor. Bin adet peçetenin dikişinin gün boyu sürdüğünü ve karşılığında 90 lira aldığını dile getiren Mahide, “Yaklaşık 3 yıl önce tekstil fabrikasında çalışıyordum. Fabrika kriz nedeniyle battı. Emeklilik için gerekli gün sayısı da dolmuştu. Benim yerime gelinim çalışmaya başladı, ben de onun çocuklarına bakıyorum şimdi. Pandemi boyunca iş yoktu. 1-2 aydır işler biraz açıldı. Pandemiden sonra işsiz kalan çok oldu. Evde de tekstil fabrikaları kapandığı için iş gelmiyor” ifadelerini kullanıyor.
‘Geleceğe dair kaygılarımız var’
Muş’un Malazgirt ilçesinden 40 yıl önce devlet baskısı ve işsizlik nedeniyle göç etmek zorunda kaldıklarını kaydeden Mahide, evlendikten sonra çalışma hayatına ara vermek zorunda kaldığını, ancak evlendikten 15 yıl sonra yeniden fabrikalarda çalışmaya başladığını ifade ediyor. Evde çalışarak kazandığı parayı çoğunlukla çocukları için harcadığını dile getiren Mahide, “Artan parayı kenarda saklıyorum kötü günler için. Çok zor günlerde ancak çıkarırım. Geleceğe dair kaygılarımız var. Eşim emekli. Ama patronun işine yarıyor. Sigorta yok, servis yok, elektrik yok. İşi bırakıp gidiyor gelip alıyor. Evde çalışmak fabrikaya gidemeyenler, çocuğu olanlar için iyi geliyor. Gidebilenler sigorta için gidiyor. Eskisi gibi değil kadınlar sigorta istiyor” diye konuşuyor.
Mahide kadınların ayakları üzerinde durabilmesinin önemini vurgulayarak, “Kadınlar bir arada dursa, birlik olsa daha iyi olur. Erkekler çalıştıklarının iki katını kendine alıyor bir katını eve veriyor. Kadınlar kendilerini erkeklere ezdirmesinler” diyor.
‘Bir tek yatmaya zamanımız var’
Kendi makinesiyle evinin bir bölümünde yastık kenarı diken Fatma Palak, yaklaşık 7 yıldır evde çalışıyor. Daha önce küçük bir atölyede güvencesiz çalıştığını, ev satın aldıktan sonra aldıkları iki dikiş makinesiyle evde ailecek çalışmaya başladıklarını dile getiren Fatma, şöyle konuşuyor: “Günde bin, bin 500 tane dikiyoruz. Bazen 5 saat bazen daha uzun sürüyor. Tanesi 20 kuruş bin tane dikince 200 lira alınıyor. Bu kadarı 4-5 kişi birden dikiyoruz. İki tane de eltim var. Erkeklerin sigortası var ama kadınların yok. Tek işimiz dikiş dikmek de değil. Yemek, temizlik… Bize kalan zaman yok. Gece bazen saat 12’ye kadar dikiş dikiyoruz. Bir tek yatmaya zamanımız var. Kendimize ayırdığımız para da yok. Eşimin yıllık izni olduğu zaman fabrikaya deriz, o gün iş getirmez yoksa yıllık izin de yok.”
Kadınlar güvenceli çalışmak istiyor
Yaşadıkları en önemli sorunun çocukların bakımı olduğunu belirten Fatma, “Çocukları bırakacak yer yok. Çocukların okulu var. Fabrikada çalışan, annelerine bırakıyor çocukları. Biz Afyonluyuz. Burada akrabamız yok, çocuklarımızı bırakamıyoruz. Sigortamız olsa iyi olurdu. Bizim değil eşlerimizin var sigortası. Hastalanınca eşimin üzerine bakınıyoruz. Ayrılsak eşimizden para alamayız. Çalışmak her zaman iyi. Erkeğin eline bakmadan istediğin şeyi almaya karar verebiliyoruz” diyor.