‘Kadın iş cinayetleri ekonomik krizle birlikte artıyor’

  • 09:02 29 Ocak 2020
  • Emek/Ekonomi
Habibe Eren
 
ANKARA - İSİG Meclisi’nden Pınar Abdal, ekonomik kriz dönemlerinde kadın iş cinayetlerinin arttığını ve toplu ölümlerin yaşandığını belirterek, “Beyin kanaması, kalp krizi, strese bağlı ani ölümler yine depresyona bağlı ani ölümler çok fazla artmış durumda” dedi.
 
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi’nin (DİSK- AR) verilerine göre ekonomik krizin başladığı 2018 Ağustos ayından bu yana istihdam 975 bin kişi azaldı. Aynı dönemde işsiz sayısı 726 bin kişi arttı. İstihdam ve işsizlikte kriz devam ederken, dar tanımlı işsiz sayısı 4 milyon 396 bine yükseldi. Geniş tanımlı işsizlik ise 7 milyonun üzerine çıktı. Son bir yılda bir yıldan fazla süredir iş arayanların oranı yüzde 37, 9. 11 aydır iş arayanların oranı yüzde 68 arttı. İş bulma ümidini kalmayanların sayısı yüzde 38 artarak 668 bine yükseldi. Öte yandan verilere göre toplam işsizlerin yüzde 29,3’ü 15-24 yaş arası gençlerden oluşuyor. Tarım dışı kadın işsizliği ise rekor kırarak yüzde 21’in üzerine çıktı.
 
Ekonomik kriz dönemlerinde güvencesizlik, kayıt dışı çalışma, kadın işsizliği, sömürü, mobbing ve iş cinayetleri artarken bu sürecin işçileri nasıl etkilediğine dair Ankara İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nden (İSİG)  Pınar Abdal ile konuştuk.
 
'İlk gözden çıkarılan kadınlar oluyor'
 
Türkiye’de krizin kadınları daha fazla etkilediğine dair birçok emare olduğunun altını çizen Pınar, “Zaten kadınlar kriz olmasa dahi daha güvencesiz koşullarda yer alıyorlar ve daha az ücret alıyorlar. Bunun yanı sıra kadınların bulunduğu alanlar ve sektörler daha kırılgan. Ayrıca kadın zaten karma bir yerde olduğunda bile ikincil emek olarak var oluyor. Toplumsal hayatta olduğu gibi emeği de ikincil olarak konumlandırılıyor. Bunu kriz dönemlerinde çok daha net görebiliyoruz. Kriz dönemlerinde ilk vazgeçilen kadınlar oluyor. ‘Kadın işten atılırsa zaten evde çalışan bir erkek var’ denilip ilk gözden çıkarılan kadınlar oluyor” sözlerine yer verdi. 
 
‘Kriz dönemlerinde ücretsiz hane içi emek de artıyor’
 
Krizin göstergelerinin sadece işten çıkarmalarda değil kadınların çalışma hayatında şiddete ve ayrımcılığa maruz kalması da olduğunu aktaran Pınar, “Eğer kadın bu koşullarda çalışmaya devam ediyorsa onun için güvencesiz koşulların daha da arttırılması ve buna ses çıkarmaması anlamına geliyor. Daha çok baskıya maruz kalıyorlar. Kadın erkek arasındaki ayrımcılığın arttığını görüyoruz. Sözlü, fiziki ve psikolojik şiddete maruz kalıyorlar. İşin kaçırılan bir boyutu daha da var. Kriz dönemleri kadın emeğini sadece işyerinde etkilemiyor. Aynı zamanda hane içi ücretsiz emeğin artmasına neden oluyor. Hane halkının yoksullaşması dediğimiz şey ilk önce kadınları etkiliyor. Örneğin, bir bakım emeği için hanenin harcayacağı ücret olmadığı için bu da kadına yükleniyor. Kadının ev içindeki ücretsiz emeği daha da artmış oluyor. Biz buna çifte mesai diye adlandırıyoruz. Bu daha da ağırlaştırılmış oluyor” diye konuştu.
 
‘Kadın iş cinayetleri artıyor, ölümler trajikleşiyor’
 
Geçen yıl bin 920 işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini, bu yıl ise bu rakamın bin 736 olduğunu aktaran Pınar şunları ifade etti: “Sayı azalmış gibi görünüyor ama başka bir boyutu var. Krizin derinleşmesi ile birlikte istihdam daraldı. İstihdam içerisinde iş cinayetleri oransal olarak azalmış değil. İkincisi istihdamın azaldığı dönemlerde genel olarak kayıt dışı çalışma artar. Kayıt dışı çalışma demek, iş cinayetlerinin daha az görülmesi demek. Biz bu yılın başında şöyle demiştik: İş cinayetlerinin bu yıl sayı olarak azaldığını göreceğiz. Çünkü kayıt altına almak güçleşiyor. En net gördüğümüz, toplu ölümler artıyor. İkincisi var olan iş cinayetleri daha trajikleşiyor. Çok daha kötü ölümler görüyoruz artık. Çok küçük önlemlerin alınmamasından kaynaklı, ilkel yaşam koşulları dayatıldığı için yaşanan iş cinayetlerini görüyoruz. En büyük farklılık bu. Bunun yanı sıra kadın iş cinayetleri de artıyor. Kadınlar için güvencesiz olan işler daha da güvencesizleşiyor. Bunu en fazla tarım alanında görüyoruz.” 
 
‘Kadın işçilerde strese bağlı ani ölüm artmış durumda’
 
Kadın iş cinayetlerinde psikolojiye bağlı ölümlerin de  artmış olduğuna dikkat çeken Pınar, psikolojik şiddete bağlı ölümlerin diğerlerine göre tespit edilmesinin güç olduğunu vurguladı. Pınar, “Beyin kanaması, kalp krizi, strese bağlı ani ölümler yine depresyona bağlı ani ölümler çok fazla artmış durumda. Bunlar kadın emeğinin ikincil emek görülmesi, ayrımcılık yapılması, şiddet uygulanması ve kadınların kötü koşullarda çalışmaya maruz bırakılmasının biraz daha ayyuka çıktığını gösterir emareler olarak karşımıza çıkıyor” dedi.
 
‘Tarımda böcek sokmasından işçi ölümleri yaşanıyor’
 
Tarım sektörünün kendini kadın ve çocuk üzerinden var ettiğini dile getiren Pınar,  “Traktör üzeri götürülürken ya da başka bir araç üzerinde istiflenerek götürülürken kadın işçilerin ölümleri artık çok normalleşen bir şey haline gelebiliyor ve topluca ölüyor kadınlar. 16-17 saat çalıştırılıyorlar. Böcek sokmasından, kötü barınma koşullarına kadar, işçilerin yaşam koşulları, ölümüne neden oluyor” şeklinde konuştu.
 
‘Kriz dönemlerinde örgütlülük zayıflıyor’
 
Kadınlar bakımından sendikal örgütlülüğün çok düşük olduğunu, kriz dönemlerinde ise işçilerin örgütlülüklerinin zayıfladığını ifade eden Pınar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de genel sendikalaşma oranı yüzde 12 kadın sendikalaşma oranı yüzde 8. Bu oran ibarelerden birisi. Biz işçi sağlığı ve güvenliği bakımından bir işçinin bir şeyler isteyebilmesi için bir kere örgütlü olabilmenin ilk şart olduğunu söylüyoruz. Sendikalı olmayan işçilerin tek başına kendi sağlığını ve güvenliğini talep etmesi güç bir şey. Zaten kadın iş cinayetleri bunu çok net bir şekilde gösteriyor.”
 
‘Borçlulukla doğru orantılı bir intihar durumu var’
 
Son süreçte ekonomik kriz temelli yaşanan intihara sürüklenmelere değinen Pınar, “İşçi intiharlarında ya da cinayetlerinde ‘depresyondaydı, dayanacak gücü kalmamıştı, zor bir dönemden geçiyordu’ şeklinde yansıtılıyor. Halbuki bu dönemde yaşanan işçi intiharları borçlulukla doğru orantılı. Çünkü hane halkının borçlarının giderek arttığını görüyoruz. İşsizlik arttıkça işçi intiharlar da artıyor” diye konuştu. 
 
‘İş cinayetlerinin gündem edilmesi istenmiyor’
 
Geçtiğimiz günlerde İSİG Meclisi’nin 2019 yılı raporunu açıklamak istediklerini ancak keyfi bir polis saldırısına maruz kaldıklarını kaydeden Pınar son olarak, “İş cinayetlerinin gündem edilmesi istenmiyor. Sümen altı etmenin bir yolu olarak kullanılıyor. Böyle bir ortamda insanların neden öldüğünü ve buna neden olan sistemi dillendirmek her zamankinden daha önemli oluyor. Buna müdahale etmedikçe tablo giderek daha da ağırlaşacak” dedi.