İSİG: 2019’da 67 çocuk işçi yaşamını yitirdi
- 16:09 11 Ocak 2020
- Emek/Ekonomi
İSTANBUL - İSİG Meclisi’nin 2019 yılı iş cinayetleri raporuna göre geçen yıl en az bin 736 işçi yaşamını yitirdi, bunlardan 67’si ise çocuk.
İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), 2019 yılı iş cinayetlerine ilişkin hazırladıkları raporu Kadıköy Süreyya Operası önünde açıkladı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekilli Musa Piroğlu, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Yönetim Kurulu Üyesi Kanber Saygılı, AKP’li Üsküdar Belediyesi tarafından gerekçesiz işten çıkarılan işçiler ve birçok emekçi katıldı. “Yaşamak ve yaşatmak için direneceğiz” başlığıyla hazırlanan raporu İSİG Meclis üyesi ve avukat Onur Deniz yaptı.
Yaşamını yitiren 736 işçiden 67’si çocuk
2019 yılında en az bin 736 işçinin yaşamını yitirdiği belirtilen raporda, işçi cinayetlerinin nedenleri sıralandı ve devlet ile sermaye sahiplerinin işçi cinayetlerinin önlenmesinde adım atmadığı ifade edildi. Rapora yansıyan rakamlar ise şöyle: “Yaşamını yitirenlerin 29’u 15 yaş altında olmak üzere 67’si çocuk işçi. Çoğunluğu Suriyeli ve Afganistanlı olmak üzere olmak üzere 112’si göçmen/mülteci işçi. 181 işçi İstanbul’da, 74 işçi İzmir’de, 72 işçi Antalya’da, 71 işçi Kocaeli’de; 66 işçi Bursa’da ve 56 işçi Ankara’da yaşamını yitirdi. İşçilerin 442’si tarım, 336’sı inşaat, 234’ü taşımacılık, 105’i belediye/genel işler, 104’ü ticaret/büro, 70’i metal, 63’ü madencilik ve 50’si enerji işkolunda çalışıyordu. Ölüm nedenlerinin 392’si trafik/servis kazası, 285’i ezilme/göçük, 259’u yüksekten düşme, 202’si kalp krizi/beyin kanamasıydı.”
‘Grev yasaklarına son verilmelidir’
Raporda acil olarak nitelendirilen talepler ise şöyle açıklandı: “Ölen işçilerin yüzde 98’i sendika üyesi değildir. Yani sendikasız çalışmak ölüm demektir. İş cinayetlerinin önlenmesi, sağlıklı ve güvenli çalışmanın ön koşulu işçi katılımıdır. İşçiler ancak sendikalaşarak bunu sağlayabilir. Ülkemizde sendikaya üye olan işçiler işten atılıyor, sermaye işyerlerinde sendika istemiyor ya da istediği sendikayı getiriyor. Devlet daha ileri giderek sendikaların yapacağı basın açıklamalarını, toplantıları ve grevleri yani toplu pazarlık hakkını yasaklıyor. Bu noktada işyeri İSİG kurulları, çalışan temsilciliği ve genel olarak sendikal örgütlenme üzerindeki baskılar sona erdirilmelidir. Grev yasaklarına son verilmelidir.
* İşyerlerinde işçilere keyfi bir biçimde iş tanımı dışında işler yaptırılıyor. Çalışma saatleri günde 10-12 saate ulaşıyor. Mesai ücretleri, izin hakları vb. verilmiyor. Özellikle taşeron işçiler bu koşullarda çalışırken şimdi taşerona rahmet okutacak kiralık işçilik gibi kölelik uygulamaları getiriliyor. Özelde veya kamuda tüm güvencesiz çalıştırma biçimlerine son verilmelidir...
* İş cinayetlerinin sorumlusu patronlar, bürokratlar ve siyasiler yargılanmıyor. Yargılananlar ise çoğunlukla günah keçisi haline getirilen iş güvenliği uzmanlarıdır. Yine mahkemeler iş cinayetlerini cezalandırmıyor, failleri '24 taksitli para cezası vererek serbest bırakıyor'. İş cinayetlerinin sorumlusu patronlar, bürokratlar ve siyasiler yargılanmalıdır.”