‘Asgari ücretle buyursunlar kendileri yaşasınlar’

  • 09:05 3 Ocak 2020
  • Emek/Ekonomi
Dilan Babat
 
ANKARA - 2 bin 324 TL yapılan asgari ücrete tepki gösteren DİSK Kadın Sekreteri Nevin Kızılöz, “Savaşa ayırılan bütçenin yarısı bile halka ayrılmıyor” derken, Halkevleri Eş Genel Başkanı Dilşat Aktaş da “Kanal İstanbul projesine 110 milyar TL kaynak ayıran iktidar, emekçiye 304 TL’lik artışı reva gördü. Buyursunlar bu rakamla kendileri yaşasınlar” dedi. 
 
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk başkanlığından Perşembe günü 2 bin 324 TL 70 kuruş olarak belirlenen asgari ücret, Türkiye’de bulunan bütün işçileri ve halkı ilgilendiriyor. Ekonomik krizin derinleştiği Türkiye’de açıklanan asgari ücret yoksulluk sınırının altında kalırken, Kanal İstanbul projesini için milyonlarca TL çıkarılması tepkilere neden oldu. 
 
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK)  Kadın Sekreteri Nevin Kızılöz ve Halkevleri Eş Genel Başkanı Dilşat Aktaş beklentilerin altında belirlenen asgari ücrete ilişkin değerlendirmelerde bulundu.  
 
‘Çevrilen tiyatronun sonucunu gördük’ 
 
Nevin Kızılöz, asgari ücretteki artışın iktidar tarafından lütuf gibi gösterildiğini belirterek, şunları dile getirdi: “Ekim ayında yoksulluk sınırı açıklandı. Bu verilere baktığımız zaman en az 4 kişilik bir ailenin 6 bin 705 TL. Bunun çok altında bir aileyi düşünürsek, yoksulluğun altını bırakın açlık sınırının altında bir ücret oldu. Her zamanki gibi bir tiyatro oynandı,  tiyatronun sonucunda çıkan sonuç bu.  Üç tane konfederasyon ‘birleştik’ diye açıklama yaptılar ama masada konuştukları gibi olmadı. DİSK olarak, bakanlığın önünde açıklama yaptık ne TÜRK-İŞ vardı ne de HAK-İş vardı orada.  Sadece masayı terk etmekle olmuyor.” 
 
‘Savaşa ayrılan bütçenin yarısını bile halka ayırmıyorlar’
 
Asgari ücreti belirleyenlerin ekonomik krizin ve kadın yoksullaşmasının da farkında olmadıklarını vurgulayan Nevin, “Çok ciddi bir ekonomik kriz içerisindeyiz. Kadınlar olarak da evde, markette, pazarda bu krizi en yoğun şekilde hissedebiliyoruz. Tek yaşayan bir kişi bile geçinemezken, çocukları olan ailelerin nasıl geçinmesini düşünüyorlar.  Verilen rakam hangi aileyi geçindirecek, o parayla temel ihtiyaçlar alındı, peki o çocukların masrafları ne ile alınacak. Her gün gelen zamlara nasıl yetişecek bu insanlar. Verilen ücret hiçbir ihtiyacı karşılayacak bir rakam değil. 3 bin 200 TL istedik biz ama bu krize baktığımız zaman söylediğimiz bile az. Savaşa ayrılan bütçenin yarısını halka ayırmıyorlar. Savaşın yoksulluk getireceğini herkes bilir savaşa giriyorsanız halkınızın krizine de çözüm bulmak zorundasınız” diye belirtti. 
 
‘Kemer sıkma politikasından insanlar intihara sürükleniyor’ 
 
İktidar tarafından yıllardır “kemer sıkma” politikasının uygulandığını ve kemer sıkma politikası yüzünden insanların intihara sürüklendiğini hatırlatan Nevin, “İlk işten çıkarılan kadınlar, ekonomik alanda kadınların bağımsız olması istenmiyor. Ekonomik krizden çıkılması gerekiyor, asgari ücretin beklentileri karşılaması ve kemer sıkma politikasından hemen vazgeçilmesi gerekiyor” sözlerini kullandı. 
 
‘Yandaş sendika göstermelik tepkiyle masadan kalktı’
 
Asgari ücret tespit komisyonun bir ay boyunca “konuşuyor” gibi yaptıktan sonra 2020 asgari ücretini belirlediğini ifade eden Halkevleri Eş Genel Başkanı Dilşat Aktaş ise, “Erdoğan, ‘bakalım son geldikleri nokta nedir? Tarafları memnun edecek bir adımı atarız. Jestimizi yaparız’ demişti. Görüşmeler bitti, yandaş sendika göstermelik tepkiyle masadan kalktı. Patronlar ve onların hükümeti el ele 9 milyon asgari ücretlinin, 1 yıl boyunca evini geçindirmek zorunda kalacağı ücreti açıkladı. Kanal İstanbul projesine 110 milyar lira kaynak ayıran iktidar, son 1 yıldır pahalılığı ve zamlarla ücreti pula dönmüş, açlıkla, yoksullukla boğuşan emekçiye, aylık 304 TL’lik, günlük 10 liralık artışı reva gördü” şeklinde konuştu.
 
‘Buyursunlar kendileri yaşasınlar’ 
 
Hükümetin asgari ücrete yapılan zamda görüldüğü gibi halkın değil, işverenin ve sermayenin çıkarını öncelediğini ifade eden Dilşat, “Krizin faturasını da emekçilere ödetiyor. En çok biz kadınlar bu kriz koşullarından etkileniyoruz. Ailenin, evin tüm yükü bize yükleniyor. Bu ücretle çocuk bakım vb. ihtiyaçlar imkansız hale geliyor. Yıllardır ekonomiyi krize sokanların kadınlar olduğu fetvasını verdiler, istiyorlar ki ev işleri kocanın, ailenin, dolayısıyla devletin yükü olmasın. Zaten iş bulamayan, çalışmak istediğinde de güvencesiz çalışmaya mahkûm edilen biz kadınlar emeğimizin hakkı olan asgari ücrete yapılan zam ile ‘buyursunlar kendileri yaşasınlar’ diyoruz. Geçinemiyoruz ve sorumlularının kim olduğu gün gibi ortada. İnsanca yaşam hakkımız için mücadeleyi büyütmek, gelecek güzel günler için birlikte adım atmak mümkün” dedi.