Akbelen’den Kazdağları’na: 55 köyün suyu madene peşkeş çekildi

  • 09:07 11 Ağustos 2023
  • Ekoloji
 
 
Habibe Eren
 
BURSA - Cengiz Holding Kazdağları’nda DSİ kılıfı altında tekrar kıyıma başladı. Kazdağları Kardeşliği’nden Ferzan Aktan, devlet kurumlarının taşeron haline getirildiğine dikkat çekerek, yöre halkının neredeyse her ay yeni bir yıkım projesi ile uğraşmak zorunda kaldığını belirtti ve “Hep birlikte mücadele etmek zorundayız” diye ekledi.
 
Muğla Akbelen Ormanları'nda yapılan ağaç katliamına karşı direniş sürerken bir yandan da Kazdağları’nda katliam sürüyor.  Adını her projede duymaya alıştığımız Cengiz Holding, dava süreci devam etmesine rağmen Halilağa Bakır Madeni Projesi kapsamında Kazdağları ekosistemi içinde yer alan Çanakkale Bayramiç İlçesinde bulunan Hacıbekirler Köyü’nde ağaç katliamına başladı.
 
Halilağa Bakır Ocağı Kapasite Artışı, Cevher Zenginleştirme Tesisi ve Atık Depolama Tesisi Projesi‘ne karşı ekoloji savunucuları tarafından açılan ilk dava doğanın lehine sonuçlanırken ikinci dava devam ediyor.
 
Kazdağları Kardeşliği, dava sürecinde projeye ilişkin herhangi bir faaliyet yapılmaması gerektiğini belirtmesine rağmen Cengiz Holding geçtiğimiz hafta ormanda yol ve şantiye sahası için ağaç kesimine başladı.
 
Kazdağları Kardeşliği’nden Ferzan Aktaş, Kazdağları’nda yaşanan kıyımı değerlendirdi.  
 
‘Bakanlık yeniden ÇED olumlu kararı verdi’
 
Geçtiğimiz yıl Cengiz Holdingin (Truva Bakır A.Ş.) Kazdağları'nda geri dönüşsüz zararlar verecek olan Halilağa Bakır Madeni projesine karşı 81 yurttaş ve sivil toplum kuruluşları olarak dava açtıklarını anımsatan Ferzan, “Bilirkişiler ve mahkeme lehimize karar alarak projenin  yörede onarılmaz zararlar açacağı yönünde karar vererek projeyi iptal etti. Ancak şirket bir genelgeye sığınarak  hemen akabinde Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na aynı proje için yeniden başvurdu. Ne yazık ki bakanlık, mahkemeyi ve yörede yaşayan vatandaşların itirazını dikkate almayarak yeniden ÇED olumlu kararı verdi” dedi.
 
‘Görünüşte DSİ ancak Truva Bakır A.Ş tarafından yapılıyor’
 
Söz konusu karar üzerine STK’lar  ve 91 vatandaş ile birlikte yeniden dava açtıklarını söyleyen Ferzan, ancak şirketin bu arada madene proses suyu saylayacak gölet projelerini, projeden bağımsız olarak inşa etmeye çalıştığına dikkat çekti. Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) yönetmeliğine göre bir maden projesindeki gölet, şantiye vb. tüm unsurların aynı proje dosyasında değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapan Ferzan sözlerini şöyle sürdürdü: “ Ancak burada bir usulsüzlük yapıldı. Madene proses suyu sağlaması planlanan Hacıbekirler 1 ve Hacıbekirler 2 göletleri Devlet Su İşlerine sanki ayrı projelermiş gibi  ÇED kapsam dışı kararıyla yaptırılıyor. Görünüşte DSİ ancak inşaat faaliyetleri Truva Bakır A:Ş. tarafından yapılıyor. Orman Genel Müdürlüğü de ağaç kesimleri konusunda bu gölet projeleri kapsamında DSİ ye yol ve şantiye sahası için kesim izni verdiklerini söyledi.”
 
‘Devlet kurumları taşeron haline getirildi’
 
Şu an şantiye sahası olarak kepçeler ve iş makineleriyle çalışma yaptıkları alanın aslında bakır madeni projesinin şantiye alanı olduğunu söyleyen Ferzan, “Gölet yapılması planlanan alanlar çok farklı bir konumda. Burada gözümüzün içine baka baka vatandaşı kandırmaya çalışıyorlar. DSİ’nin gölet projesi diye madenin şantiye alanı açılıyor ve o alana giden yollarda genişletme ve ağaç kesimi yapıldı. Burada devletin kurumlarının da taşeron haline getirildiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.
 
‘Maden için yılda 4 milyon ton su kirletilecek’
 
Bu projenin sadece bir orman yıkımı getirmeyeceğini aynı zamanda maden için yılda 4 milyon ton su kirletileceğini dile getiren Ferzan,  55 köye yaşam kaynağı olan su kaynaklarının da madene peşkeş çekildiğini söyledi. Suyu çekilecek köyler  ve madenin yapılacağı köylerin bu projeyi istemediğini ancak yetkililerin duymamazlıktan geldiğini dile getirdi.
 
Ferzan, “ İklim krizini bu denli sert yaşarken kuraklık çekilirken, tarımla geçinen yöre halkı ya göç etmeye ya da ölmeye mâhkum ediliyor. Maden, Çanakkale'de yaşayan  100 bin insanın bir yılda tükettiği suyu tek başına kirletecek. İkinci açtığımız davada mahkemeden acilen projenin iptal edilmesini istiyoruz” diye konuştu.  
 
‘Yöre halkı her ay bir yıkım projesi ile uğraşıyor’
 
“Kazdağları'nda yaşayan halk oldukça hassas durumda. Sadece Cengiz Holding'in Bakır madeni projesi değil neredeyse her ay yeni bir yıkım projesiyle uğraşmak zorunda kalıyor” diyen Ferzan, sözlerine şöyle devam etti: “2019’da Kirazlı'dan Alamos Gold'u nasıl koyduysak Cengiz Holding'i de Kazdağları'na sokmaya niyetimiz yok. Halk olarak oldukça kararlıyız. Yaşam alanlarımızdan vazgeçmiyoruz. Yetkililerin bu halkın sabrını daha fazla zorlamaması gerekiyor.”
 
Hep birlikte mücadele çağrısı
 
Sadece Kazdağları’nda değil ülkenin her yerinde ciddi bir orman talanı olduğunu ifade eden Ferzan, “Ormanlarımız yaşam alanlarımız şirketlere satılıyor. Bunun için Kazdağları'nda da olduğu gibi hep birlikte mücadele etmek zorundayız” diye seslendi.