Akbelen’den Cudi’ye ses
- 09:02 31 Temmuz 2023
- Ekoloji
Melike Aydın
MUĞLA - Akbelen Ormanları’nın kesilmesi ve Cudî Dağı’ndaki yangınla yaşanan doğa talanına dikkat çeken yaşam savunucuları, “Akbelen’den Cudî’ye ses veriyoruz” diyerek ortak mücadelenin önemine vurgu yaptı.
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy mevkiinde Limak Holding’e ait Yeniköy-Kemerköy Termik santrallerine kömür sağlamak için Akbelen Ormanı’nda 20 bini aşkın ağaç katledildi. Akbelen’de doğa talanına karşı direniş devam ederken, 8 Ekim 2020 tarihinde Şirnex’in Cûdî ve Besta bölgelerinde “güvenlik” iddiasıyla gerçekleştirilen ağaç kesimi büyük tahribatlar yarattı. 26 Temmuzda ise Cûdî’de başlayan yangına müdahale edilmezken, köylülerin girişimleri engellendi. Yangının ise bölgedeki askerlerin bulunduğu alanda çıktığı belirtildi. Yaşam savunucuları hem Cûdî’de hem de Akbelen’de katledilen ağaçlar için ortak mücadeleyi savunurken Akbelen’den Cûdî’ye ses verdiler.
‘Neoliberal politikalar nedeniyle ormanlar ranta açılıyor’
Türkiye’de neoliberal politikalar nedeniyle ormanların ranta açıldığını belirten Halkevleri’nden Nevroz Tuğçe Özçelik, kavurucu sıcaklar arttıkça her bir ağaca ne kadar ihtiyaç olduğunun ortaya çıktığını ifade etti. Nevroz, “Bu ormanlar bizim, tıpkı Kuzey ormanları gibi, Cudi’de yanan ağaçlar, ormanlar gibi Akbelen Ormanları gibi. Memleketteki her bir doğal varlığa sahip çıkmak zorundayız. Bizler burada misafiriz bizden sonraki nesillere yaşanabilir topraklar bırakmak zorundayız. O yüzden bu neoliberal faşist iktidarlara karşı direnmek zorundayız. Günlerdir saldırıyorlar. Suçumuz ağaçları korumak ve yaşanabilir bir çevrede yaşamak istemek. Oysa Limak, beşli çete hem halkı soymaya hem ülkenin doğal varlıklarını katletmeye devam ediyor” dedi.
‘Mücadeleleri bütünlüklü hale getirmek hayalimiz’
Ekoloji mücadelesinin bütünlüklü şekilde sürdürülmesi gerektiğini ifade eden Nevroz, yağma alanlarında fiziksel olarak da bulunulması gerektiğini dile getirdi. Türkiye’deki yaşam savunucularının sayısının az olması nedeniyle yetemediklerini, bu nedenle yurttaşları alana çağırdıklarını ifade eden Nevroz, “Kürdistan’ın ormanlarını savunmaya da çağırıyoruz. Aslında bu yağma ve talan politikalarına karşı olanlar olarak az sayıda değiliz. AKP iktidarı karşısındaki büyük çoğunluğumuzu biliyoruz. Bu çoğunluğu seferber etmek bizim görevimiz. Çabalarımız sürüyor elbette ki zaman zaman sadece Kaz Dağları, sadece Akbelen, sadece Cudi için oluyor. Bu dayanışmaları büyütmek, mücadeleleri bütünlüklü hale getirmek hepimizin hayali” şeklinde konuştu.
‘Hiç olmazsa bulunduğunuz yerde ses verin’
Yerel halkın belediye başkanları ve halkın seçtiği yöneticilerin direnmesinin şart olduğunu ifade eden Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Eşsözcüsü Sema Gençoğlu, Muğla’nın maden yönünden talan edildiğini ifade etti. Birlikte mücadelenin şart olduğunu belirten Sema “Gelebilenler buraya gelmeli. Gelemeyenler bulundukları yerde hiç olmazsa sesimizi duyurmaya çalışmalı. Elinden geldiği kadar katkı versinler” şeklinde belirtti.
İkizdere’deki evlerinin termik santrale kömür sağlanması için yok edildiğini ifade eden Çam Köy’de oturan Hacer Çukur, hala eski köyünü özlediğini ifade etti. Akbelen’in gözlerinin önünde yok edildiğini dile getiren Hacer “Para için her yeri yakıyorlar. Yangını bilerek mi ediyorlar bilemiyorum. Direnmemiz lazım. Bana babamdan geçti topraklarım ben de çocuklarıma bırakmak istiyorum. Akşam uyurken rüyamda köyde geziyorum. Çamlar kesilince çok üzüldüm. Bizim geleceğimiz çamdır. Zeytinlerimiz evlerimiz gitti, çamlar da giderse bir dikili ağacımız kalmayacak” sözleri ile tehlikeye dikkat çekti.
‘Akbelen’den Cudi’ye ses veriyoruz’
Akbelen’de büyük bir kıyım olduğu gibi Cudi’de de askerler eliyle çıkarılan bir yangın olduğunu ifade eden Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Muğla İl Eşsöcüsü Emine Dayıoğlu, “Burada kesimi önlemek isteyen bir halk var Cudi’de yangını söndürmek isteyen bir halk var. Her ikisi de engelleniyor. Akbelen’den Cudi’ye ses veriyoruz. Bu mücadeleler dayanışmayla olabilecek bir şey. Akbelen için de Cudi için de böyle. Ülkenin bütün coğrafyalarında birbiriyle dayanışma ve destek içinde olmaları gerekiyor. Akbelen’in de buna çok ihtiyacı var. En çok ihtiyacı olan insan aynı şey Cudi için geçerli. Bu her iki coğrafyanın birbiriyle dayanışma ve destek içinde olması gerekiyor” diyerek dayanışmanın öneminin altını çizdi.