Deştin ve Bayır için eylemlerini sürdürecekler

  • 09:03 20 Temmuz 2023
  • Ekoloji
MUĞLA - Deştin ve Bayır’da yapılmak istenen çimento fabrikasına ilişkin uzman 9 bilirkişi raporunda fabrikanın uygun olmadığının belirtilmesine rağmen inşaat başlatıldı. Fabrika inşaatının başlatılmasına karşı nöbet başlatan köylüler ve yaşam savunucuları sonuç alana kadar eylemlerini sürdüreceklerini söyledi. 
 
Muğla'nın Yatağan ve Menteşe ilçelerine bağlı Deştin ve Bayır mahallelerinde yapımına devam edilen çimento fabrikasına karşı köylülerin ve ekolojistlerin Muğla İdare Mahkemesi önünde başlattığı adalet nöbeti devam ediyor. Muğla’nın Menteşe ilçesine bağlı Tekağaç mevkiinde yapılmak istenen çimento fabrikasına karşı direnen köy halkı ve ekolojistler, Muğla 2. İdare Mahkemesi’nin Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna karşı verdiği bilirkişinin olumsuz değerlendirmesine rağmen yürütmeyi durdurma kararı vermemesi üzerine başladıkları nöbeti ÇED iptal edilene kadar devam ettireceklerini söylüyor. 
 
Adalet nöbetine ilişkin konuşan kadınlar, bilirkişi raporlarına rağmen fabrika inşaatına başlanması kararını sermayenin aldığını söyledi.
 
9 bilirkişi raporuna rağmen fabrika inşaatı başladı
 
Muğla’ya Deştin’e çimento fabrikası kurulmasın diye 30 yıldır bir mücadelenin içerisinde olduklarını söyleyen Deştin köyünden Gamze Çetinkaya, bu mücadelenin yaşam mücadelesi olduğunu belirterek, “Köylülerimiz bir kere ÇED’i iptal ettirmişlerdi, fabrika durmuştu. Tekrardan değişik usullerle ikinci ÇED başvurusu yapmışlar ve inşaata başladılar şu anda. Biz de onun arkasından bilirkişi talep ettik alan incelemesi yapsın diye. Alanında uzman 9 bilirkişi geldi buraya. Alanı inceledi, Muğla yöresini etkileyebileceği köyleri inceledi ve bir rapor oluşturuldu. Raporda şöyle yazıyor; ‘burası yaşam alanı, ormanlık alan çok fazla. Tarım bölgesi, zeytinlik alan çok ve aynı zamanda fabrika yapılırsa insan sağlığına olumsuz anlamda büyük etkileri olacak.’ Bunları belirtmiş ve en sonunda şöyle bağlamış hepsi de; bu alana hiçbir fabrika kurulamaz. Çimento fabrikası dâhil. Mahkeme bizden yine ek rapor talep etti yani bilirkişiden. Süreci uzatmak istediler. Ek rapor da geldi geçen gün. Aynı şekilde yine 9 bilirkişi adayı buraya fabrika kurulamaz diyor” dedi.
 
‘Muğla’nın her yerini ele geçirmek istiyorlar’
 
Muğla’nın zeytincilik ile geçindiğini paylaşan Gamze, “Orman ürünlerinden ve zeytinlik alanlardan elde edilen bütçe fabrikadan daha fazla gelir getirecek. Biz de burada İdare Mahkemesi’nin önünde 3 gündür nöbetimizi tutuyoruz. Biz burada adalet istiyoruz, ÇED’in iptalini istiyoruz ve ÇED iptal olursa fabrika duracak. Biz tekrardan yaşam bulacağız. Onlar ne zaman ÇED’i iptal ederse, biz buradan o zaman ayrılacağız. Hâkimin ÇED’i iptal etmesini, yetkili kişilerin bizden yana olmasını, adaletin sağlanmasını istiyoruz. Muğla’nın her yerini ele geçirmeye çalışıyorlar. Aynı şekilde Datça, Marmaris, Akbelen İkizköy’ü de. Bu mücadele devam edecek. Biz doğru bir şey yapıyoruz. Anayasaya dayanarak, yaşam hakkımızı kullanarak ve bizim en doğal hakkımız olan yaşama mücadelesini veriyoruz. ÇED’in iptalini istiyoruz, adalet istiyoruz” şeklinde konuştu. 
 
‘Durdurma kararı alındı fakat uygulanmıyor’
 
Ege Çevre ve Kültür Platformu yönetim kurulu üyesi Derya Lim ise Deştin’e bin futbol sahası büyüklüğünde bir çimento fabrikasının yapılmak istendiğini aktararak bunun büyük bir doğa tahribatı olduğunu vurguladı. Derya, “Köylülerin arazileri bundan zarar görecek. Tüm Muğla doğası zarar görecek. Bunun yapılmaması isteniyor. Birkaç kere yürütmeyi durdurma kararı alındı fakat uygulanmıyor. Bir şekilde adalet delinerek o fabrikanın yapılması sağlanıyor. Burada köylü halkı adalet arıyor” ifadelerini kullandı. 
 
‘Para için doğa satılamaz’
 
İzmir’den bir çevre gönüllüsü olarak Muğla’ya geldiğini kaydeden Derya, “Bugün burası başka gün ülkenin başka bir yeri. Doğa tahribatı çok artmış vaziyette. Bu vahşi kapitalizme boyun eğiliyor. Ülkede birkaç kişi zengin olacak diye biz doğadan, sağlıklı yaşamdan, temiz sudan mahrum bırakılıyoruz. Böyle bir ülke olmaz. Bugün bunları tüketerek gelecekte nasıl bir ülke, nasıl bir doğa bırakacağız? Bu her insanın sorumluluğunda olmalı. Bir an önce adaletin uygulanmasını istiyoruz. Para için doğa satılamaz” sözleri ile tepkisini dile getirdi. 
 
‘Mahkemenin doğru karar vermesi için buradayız’
 
Ekolojist Gül Özavcı da, ÇED olumlu raporundan sonra belediyenin Bayır’da yapılan çimento fabrikasına ruhsat verdiğini ve bunun sonucunda fabrika yapım aşamasına başlandığını ifade ederek, ÇED’in iptali için dava açtıklarını söyledi. Gül, “Bu dava sonucunda mahkeme karar vermek için bilirkişilerden rapor istedi. 9 uzman bilirkişi araziye gelerek arazi incelemesi yaptılar ve raporlarını hazırladılar, mahkemeye sundular. Raporlarında oybirliğiyle şu çıktı; bu bölgede ÇED olumlu olsa dahi bu fabrikanın yapımı uygun değildir. Biz şimdi mahkemeden bilimsel verilere dayanarak ÇED raporunu iptal etmesini daha sonra da belediyenin buna dayanarak raporu iptal etmesini, çimento fabrikasının Bayır’dan yok edilmesini istiyoruz. O yüzden de burada mahkemenin bizim için doğru karar vermesi için buradayız ve adalet nöbetine devam edeceğiz” dedi.
 
‘Sermayenin almış olduğu bir karar’
 
Fabrika kuruluş yerlerinin seçiminin bilimsel dayanağını aktaran Gül, şöyle konuştu: “Fabrikanın kurulacağı yerin tespit edilme aşamasında birinci ham maddeye, enerjiye, ulaşım yollarına ve pazara yakın olması tercih edilir. Sanırım fabrikanın yer seçimi tüm bunları karşıladığı için seçilmiştir ama etrafında yer alan ekolojik yapı hiçbir zaman göz önüne alınmamıştır. Bu bölgede yaşayan insanları bir avuç toprağı olan insan olarak görmüştür. Sermayenin almış olduğu bir karardır. Terazinin tek tarafı dolmuştur, diğer tarafı dolmamıştır.”