Cudî Yürüyüşçüsü: Faşist düzeni örgütlü mücadele ile yıkmalıyız

  • 09:05 30 Eylül 2022
  • Ekoloji
 
Marta Sömek 
 
İSTANBUL - Binlerin katıldığı Cudî Yürüyüşü’nün savaşa ve talana karşı çok güçlü bir mesaj verdiğini belirten Polen Ekoloji aktivisti Yurdagül Çelik, “Sadece bizim bahçemizin önü değil giden, Cudî’deki orman ağacı da benim ağacım. Bu faşist düzeni yıkmamız, örgütlü bir şekilde mücadele etmemiz gerekiyor” dedi. 
 
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Tevgera Jinên Azad (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Mezopotamya Ekoloji Hareketi öncülüğünde Şırnak’ta bulunan Cudi Dağı’nda devam eden talan ve yıkıma karşı, “Savaş Yıkımına ve Doğa Talanına Karşı Yürüyoruz” şiarı ile binlerin katılımıyla 17 Eylül’de Cudî’ye yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüşe Kürdistan’ın yanı sıra Türkiye’nin de büyük bir bölümünden çok sayıda kişi katıldı. Ege’den Karadeniz’e, İç Anadolu’dan Akdeniz ve Marmara’ya kadar yüzlerce ekolojist, hak savunucusu, demokratik kitle ve emek örgütü, hukukçular, siyasetçiler, gençler, kadınlar ve her kesimden binlerce kişi katıldı.
 
Binlerin Cudî direnişi…
 
Katılımcılar otobüslerle kilometrelerce yol gelerek tüm zorluk ve engellemelere rağmen yürüyüşe katıldı. Yürüyüşe katılmak isteyenler polis arama noktalarında durdurulup araçları dakikalarca bekletilse ve Genel Bilgi Taraması (GBT) uygulanarak araçları polislerce didik didik aransa da yürüyüşten asla vazgeçmedi. Birçok koldan ilerleyen 7'den 70'e binlerce kişinin ­halaylar çekip şarkılar söylediği yürüyüşte, sık sık savaş, talan ve tecride karşı sloganlar atıldı. Öte yandan tüm yolları onlarca zırhlı araçla abluka altına alan askerler, yürüyüşe izin verilmeyeceğini belirtse de halk yürüyüşte ısrarcı oldu. Askerler, tazyikli su ve gaz bombaları ile halka saldırsa da, binlerce kişi oturma eylemi gerçekleştirerek kararlılıklarını gösterdi. Kitle daha sonra Cudî eteklerindeki Milga Şantiye alanında bir araya geldi.
 
İstanbul’dan Cudî Yürüyüşü’ne katılan Polen Ekoloji aktivisti Yurdagül Çelik, izlenimlerini ajansımız ile paylaştı.
 
‘Baskıya rağmen cesaret ve kararlılık hakimdi’
 
Yıkım, talan ve katliamların yoğunlukta yaşandığı bir dönemde yürüyüşün çok önemli olduğunu vurgulayan Yurdagül, “Hem Türkiye’de hem Kürdistan’da, çok ağır koşullar ve baskı altında, her yerde ekolojik yıkımlar, katliamlar devam ederken özellikle Kürdistan’da bu savaş politikalarının sürdüğü, eylemlere yasak getirildiği ve daha da getirileceği göz önüne alınarak gerçekten iyi bir yürüyüş oldu. Bu açıdan çok kıymetliydi” ifadelerini kullandı. 
 
Hem batıdan hem doğudan, hem de Karadeniz, Ege ve İç Anadolu’dan iyi  bir örgütlenme ile Cudî’ye kararlı bir şekilde yüründüğünü belirten Yurdagül, “Biz bu savaş politikalarından kaynaklı engellemelerle karşı karşıya kalacağımızı zaten biliyorduk. Ama insanlar çok kararlı ve istikrarlı bir şekilde yürüdü. Bütün engellemelere, yolda yapılan keyfi GBT’lere, araçların durdurulmasına, kuyruklar oluşturulmasına rağmen birlik, coşku, cesaret ve kararlılık hakimdi” ifadelerini kullandı.
 
‘Cudî’de orman katliamı devam ediyor’
Alana ulaşır ulaşmaz halkın bir araya gelmesinin engellendiğini söyleyen Yurdagül, “Tazyikli su, biber gazıyla müdahale edildi ama insanlarda bir bıkkınlık, yılgınlık yoktu. Alanı terk etmediler, durdular ve sonucunda büyük bir cesaretle, coşkuyla, kararlılıkla eylemimiz yapıldı. Bu açıdan çok kıymetli ve çok güzeldi” dedi. Cudî’de aylardır orman katliamları ve kıyımının devam ettiğinin altını çizen Yurdagül, konuya ilişkin birçok açıklama yapılsa da cılız kaldığını ifade etti. Yurdagül, bu açıdan da Kürdistan’a gidip Cudî Yürüyüşü’nü gerçekleştirmenin çok kıymetli olduğunu sözlerine ekledi. 
 
‘Giden sadece bizim bahçemizin önü değil Kürdistan’
 
Türkiye politikasında özellikle batıdaki ekolojik yıkım ve katliama verilen tepkinin Kürdistan bölgesinde verilmediğine dikkat çeken Yurdagül, “Kaz Dağları’na, İkizköy’deki Akbelen Ormanları’ndaki kıyıma verilen tepki Kürdistan’a verilmiyor. Elbette ki bu devlet ve savaş politikası. Biz burada ulusalcılığı, milliyetçiliği de görüyoruz. Bununla da mücadele edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü batıdaki kazanım tekil bir kazanım. Ekolojik kıyım sadece bizim ülkemizin kıyımı değil, dünya kıyımı ve sorunu bu. Bu çerçeve ve perspektifle baktığımızda ekolojik mücadelenin kazanılacağını, ses verileceğini düşünüyoruz. Bu açıdan da Polen Ekoloji olarak mücadelemizi sürdürüyoruz. Çünkü sadece bizim bahçemizin önü değil giden, artık dünya meselesi. Yunanistan’daki su benim suyum, Cudî’deki orman ağacı benim ağacım. Nasıl İkizköy’deki ağaç benim meselemse Kürdistan’daki de öyle. Bunu yaymaya, bunu örgütlemeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘Faşist düzeni örgütlü mücadele ile yıkmalıyız!’
Bu örgütlenmenin ekoloji hareketlerinin kendi içlerinde de birleşerek, dayanışarak ve büyüyerek kazanım sağlayacağını vurgulayan Yurdagül, “Bunun mücadelesini veriyoruz. Ekoloji hareketleri de bunun mücadelesini vermedikleri takdirde bu tekil bir kazanım olur. Kaz Dağları’nı kazanırız elbette ama Cudî’yi kaybederiz. Cudî’yi kazanırız, Akbelen’i kaybederiz. O yüzden her yerde aynı tepkiyi, aynı örgütlenmeyi, aynı mücadeleyi vermeliyiz” sözleriyle birlikte mücadeleye işaret etti. Yalnızca ekoloji hareketlerinin birbiriyle bütünleşmesi ve dayanışmasının yetmeyeceğini vurgulayan Yurdagül, “Bizim bununla ilgili ‘barış’ diyen ittifaklarla da işbirliği halinde örgütlü olmamız gerekiyor. Yani bizim bu faşist düzeni yıkmamız, örgütlü bir şekilde mücadele etmemiz gerekiyor. Kadın hakları, işçi hareketi, genç hareketleriyle de ekoloji hareketlerinin birlikte mücadele etmesi gerekiyor” diyerek örgütlü mücadele çağrısı yaptı.
 
‘Hep birlikte dayanışarak kazanacağız’
 
“Ekoloji hareketi ekolojistlerin, yoksulluk ve işsizlik işçi hareketinin, kadın cinayetleri de sadece kadınların sorunu diyemeyiz” diyen Yurdagül, “Bu, bir sonuca ulaşmaz ve kazanım olmaz. Böyle baktığımızda çok kıymetli oldu Kürdistan’daki eylemimiz” dedi. Cudî Yürüyüşü’nün bir başlangıç olduğunu belirten Yurdagül, devamının geleceğini de ifade etti. Devletin Kürdistan’a dair yaydığı korku ve iklim politikasında bir kırılma yarattığını söyleyen Yurdagül, “Ancak korkunun ecele faydası olmadığını düşünüyoruz. Ve hep birlikte dayanışarak, mücadele ederek, birleşerek kazanacağımızı düşünüyoruz” mesajını verdi.