TTB: Siyanürlü liçleme yasaklansın

  • 18:25 29 Haziran 2022
  • Ekoloji
ANKARA - Türk Tabipleri Birliği, Erzincan İliç’te ve Manisa’nın Yunusemre ilçesinde siyanür ve sülfürik asit atıkları tehdidine dair yaptığı açıklamada siyanürlü liçlemenin yasaklanmasını istedi.
 
Türk Tabipleri Birliği Halk Sağlığı Kolu ve Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Türk Tabipleri Birliği, Erzincan İliç’te siyanür liçi yöntemi ile üretim yapılan altın madeninde 21 Haziran 2022 tarihinde meydana gelen siyanür sızıntısı ve Manisa’nın Yunusemre ilçesinde üç fabrikanın siyanür ve sülfürik asit atıklarını bölgedeki sulama kanallarına boşaltması ile ilgili açıklama yayımladı.
 
‘Siyanürlü liçleme yasaklanmalı’
 
 İki ilde yaşanan olayların ülkede işlenen çevre suçlarının bir insanlık suçu boyutuna geldiğini gösterdiği ifade edilen açıklamada, yaşananların kapitalist sistemin doğayı daha yüksek kâr için sömürüsünün ve canlı yaşamını hiçe saymasının sonucu olduğu vurgulandı. Açıklamada "Biyolojik çeşitlilik, tatlı su varlığı ve insan sağlığını tehdit edecek derecede toksik bir kimyasal olan ‘siyanürlü liçleme’ kesinlikle yasaklanmalıdır” denildi.
 
Atıklar çevre açısından çok tehlikeli
 
1990’lardan bu yana her yıl, artan sayılarda düşük tenörlü altın madeninin “siyanür liçi” yöntemi ile çalıştırıldığı belirtilen açıklamada  şöyle devam edildi:"Bu madenler sadece cevherin çıkarıldığı maden işletmeleri değil; çıkarılan ve kırma işlemine tutulan cevherin siyanür liçi yöntemi ile işlendiği, elde edilen eriyikteki altın ve gümüşün kazanıldığı ve geride kalan ağır metallerden zengin tehlikeli atıkların depolandığı birer endüstriyel tesistir. Çıkarılan cevher, kırma işleminden sonra kapalı tank içinde veya açık alanda yığın liçi olmak üzere iki temel yöntem kullanılarak siyanür ile işlemden geçirilmektedir. Başta Erzincan İliç ilçesindeki altın madeninde olmak üzere yığın liçi uygulanan altın madeni işletmelerinde, cevher 3 ile 15 metre kalınlıkta hazırlanarak üzerine %0,05-0,1’lik NaCN çözeltisi verilmektedir. Yığının dibinden toplanan çözeltideki altın ve gümüş rafine edilerek kazanılırken, bölgenin mineralojik yapısına bağlı olarak cevherde bulunan bakır (Cu), çinko (Zn), nikel (Ni), demir (Fe) ve kobalt (Co) gibi metalleri içeren mineraller de çözünerek, çeşitli siyanür-metal komplekslerini oluşturmaktadır. Oluşan bu kompleksleri içeren atık siyanür çözeltileri ise bu işlemin sonunda atık havuzlarında toplanmaktadır. Bu atıklar çevre açısından çok tehlikelidir. Atık havuzunda oluşabilecek herhangi bir yıkılma, deprem gibi afetlerle zarar görme veya atık havuzu altında geçirgenliği ortadan kaldırmak için kullanılan geomembran tabakanın delinmesi veya yırtılması sonucu doğaya karışması ile yer altı ve yer üstü su kaynakları, toprak ve hava kirlenmektedir."
 
Bakanlığın sessiz kalmasına eleştiri
 
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının kamuoyu tepkisi ortaya çıkıncaya kadar sessiz kalmasını eleştiren TTB, "Bölgede gerçek durumun kamuoyu ile paylaşılabilmesi açısından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yapılan çalışmalara, ilgili meslek odaları temsilcilerinin de katılması şarttır” dedi. 
 
Talepler 
 
 Açıklamada sonunda taleplere dair şöyle denildi: "Çöpler Altın Madeni İşletmesi’nin acilen kapatılması, atık baraj gölünde biriken binlerce ton tehlikeli atığın, liç yığınlarının, pasa dağlarının bilimsel yöntemlerle zararsız hale getirilmesinin en kısa zamanda sağlanması gereklidir.
 
Kuşkusuz ülkemizde aynı tehlikeleri içeren diğer altın madeni işletmelerinde de benzer önlemlerin alınarak olası ekosistem yıkımlarının önlenmesi gereklidir.
 
Ülkemizi yönetenleri; tüm canlıların yaşamına ve ekosistemlere saygılı olmaya, ülkemizde siyanür liçi yöntemi ile madenciliği yasaklamaya davet ediyoruz."