Savaşa emekçinin gözünden bakmak (1)

  • 09:01 16 Şubat 2018
  • Dosya
Tekstil emekçisi kadınlar: Savaş bizim zararımıza
 
Zülal Koçer 
 
İSTANBUL - Savaşın emekçilerin yaşamına olan etkileri üzerine konuşan tekstil emekçisi kadınlar, "Savaş bizim yararımıza değil, aksine zararımıza. İşler kötü gidiyor, hayat zorlaşıyor. Aslında böyle olunca bizim kendi hayatımızda savaş başlıyor" dedi. 
 
Meclis Plan Bütçe Komisyonuna sunulan 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı görüşmelerinin ardından Milli Savunma Bakanlığına ayrılan pay bu yıl 40 Milyar TL'nin üzerinde oldu. Hemen ardından Efrîn’e yönelik başlatılan saldırılar ile “Geçinemiyorum” diyerek kendini yakmaya çalışan emekçilerin aynı tarihlere denk gelmesi ise Türkiye’deki adalet ve eşitlik tablosunu gözler önüne serdi.
 
Sendikalar ise her defasında “Savaş bütçesinin faturası emekçilere çıkarılacak” diyerek savaşa neden karşı durulması gerektiğini tekrarladı.  Peki,savaşlar emekçilerin hayatını nasıl etkiliyor? Ülke çıkarına olduğu söylenen savaş ülkedeki milyonlarca emekçinin de çıkarına mı? Emekçiler savaş hakkında ne düşünüyor? Efrîn’e yönelik saldırılara karşı ne diyorlar? Geçim derdi ile savaşın ilişkisi nedir? Tüm bu sorular ve daha fazlası için İstanbul'da bulunan tekstil atölyelerini gezip kadın emekçiler ile konuştuk.
 
‘İnsanlar, hayatlar, geçim derdi’
 
Özlem G., 16 yaşından beri tekstil atölyelerinde çalışıyor. Şuanda 27 yaşında olan Özlem, savaşın toplumun tüm kesimlerini etkileyen ve zarar veren bir durum olduğunu söylüyor. “İnsanlar, hayatlar, geçim derdi… Bunlar iktidarın umurunda değil” diyen Özlem, geleceğe belirsiz baktığını ve kaygılı olduğunu söylüyor. 
 
'Savaş bu sefer bizim hayatımızda başlıyor'
 
Xelat G. ise savaşın en çok kadınları etkilediği görüşünde. Savaş dendiğinde aklına ilkin kadınların geldiğini ifade eden Xelat, Efrîn’e yönelik saldırıların gerekçesine de inanmıyor.
 
Savaşın emekçilerin yararına olmadığını ifade eden Xelat, "Aksine şuanda bizim işlerimiz kötü gidiyor.  Ekonomik nedenlerle aile içinde ilişkiler geriliyor ve ev içinde de savaş başlıyor" diye anlatıyor. 
 
‘Savaş bize bir şey getirmez’
 
Kadime A. da henüz yeni bebek sahibi olmuş ve savaştan en çok çocukların zarar göreceğini söylüyor. “Çocuklar annesiz yetim kalıyor, günah değil mi onlara?" diye soran Kadime, “Savaş bize bir şey getirmez ama belki savaşanların cebine para giriyordur. Yoksa savaş isterler mi?” diye soruyor. 
 
‘Kadınlar karşı durmalı’ 
 
“Korku, katliam, çocukların ölümü ve acı” diyerek savaşı tanımlayan Gülşin U. savaş istemediklerini ifade ediyor. 
 
Hevidar isimli emekçi ise savaşın tamamen iktidarın çıkarına olduğunu söyleyerek, kadınların savaşa karşı durması gerektiğini vurguluyor. 
 
‘Emekçinin cebinden çıkıyor’ 
 
İstanbul'da doğup büyümüş olan Melek Y. çocuk yaşta başladığı ve 16 yıldır da devam ettiği tekstil işinden geçimini sağlamaya çalışan bir emekçi. Bir yandan elindeki işi hızlı hızlı yetiştirmeye çalışıp diğer yandan sorularımızı cevaplayan Melek, savaşlarda kullanılan silahların parasının emekçinin vergilerinden sağlandığını söylüyor. 
 
‘Barış güzel bir şey’
 
Barış çağrıcılarının üzerindeki baskıları hatırlattığımız Melek, “Neden bilmiyorum, aslında barış güzel bir şey” diyor. 
 
Efrîn'de sivillerin zarar görmediğine inanmadığını söyleyen Melek'in son cümlesi "Savaş sürmesin" oluyor.
 
Günün 10-12 saatini yüksek derece gürültü ve kumaş tozu ile kaplı bir bodrum katında geçiren tekstil emekçisi kadınlar gündemi çok iyi takip edemediklerini söylüyorlar. Buna karşın hepsi savaşın emekçinin çıkarına olmadığını ve ekonomik sorunlarla boğuştuklarını belirtiyor. Kadınların tek isteği ise eşit bir yaşam ve barış… 
 
YARIN: Afganistan’da çatışmalardan kaçıp Türkiye’ye sığınan emekçiler anlatıyor