25 Kasım: KHK’lere karşı direniş şiddete karşı direniştir! (10)
- 09:02 24 Kasım 2017
- Dosya
‘Açlıkla terbiye etmek istediler bizi ama antrenmanlıyız’
Zülal Koçer
İSTANBUL - 9 ay önce mesleğinden ihraç edilen öğretmen Seher Darılmaz bir süredir anketörlük yapıyor. KHK’lere karşı direniş göstermenin şiddete karşı direniş göstermekle aynı olduğu Türkiye’de Seher öğretmen gibi binlerce yurttaş, “Adalet, hak, hukuk bu ülkeye geldiğinde biz işimize geri döneceğiz ve ben buna yürekten inanıyorum” diyerek mücadele etmeye devam ediyor.
25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü yaklaşırken, ülkenin direnen kadınlarının sözünü aktarmaya devam ediyoruz. Türkiye’de özellikle geçtiğimiz yılın Temmuz ayından bu yana ilan edilen OHAL ile pek çok hak ihlali gerçekleşti, çok sayıda kişi mesleğinden ihraç edildi. Yine OHAL’den en fazla etkilenen kesim kadınlar oldu. Ama bu kadınlar “Haksız hukuksuz yere işimizden edildik, işimizi geri istiyoruz” diyerek sokaklara direnişi taşıdılar. Seher Darılmaz da onlardan biri. Hem direniş alanlarında hem de “Açlıkla terbiye edilmek istenmesine” karşı anketörlük yaparak yaşam mücadelesi veriyor.
Seher Öğretmen anketörlük yapıyor
Seher 7 Şubat 2017’de 686 sayılı KHK ile çok sevdiği mesleğinden bir gecede ihraç edildi. 15 yıllık Görsel Sanatlar Öğretmeni olan Seher aynı zaman da Eğitim-Sen üyesiydi. Onunla Beşiktaş çarşısında anket yaparken tanışıyoruz. Seher önce sokakta insanları anket yapmaya ikna etmeye çalışıyor ardından bir ara sokakta bulunan anket bürosunda ikna ettiği kişilerle anket yapıyor.
3 -4 aydır bu işi yapan Seher ile sohbetimiz ihraç edilmesini anlatmasıyla başlıyor: “Bir gecede işsiz kaldım. Hiçbir soruşturma yürütülmeden, tek bir tebligat elime ulaşmadan işimden edildim.”
Evinde oturup beklemedi
Bunun yarattığı üzüntüyü uzun süre yaşadığını anlatan Seher buna rağmen evinde oturup beklemediğini ve sendikalı arkadaşları ile direnme kararı aldıklarını da ekliyor sözlerine. Kartal, Kadıköy ve Bakırköy olmak üzere 3 ayrı bölgede haftanın 3 günü eş zamanlı olarak yaptıkları direniş nöbetlerinden bahseden Seher “Direnme kararı aldık çünkü çalışma koşullarımız da yok edilmişti. Diplomalarımız işlevsiz haldeydi bu nedenle hiçbir yerde çalışamıyorduk. Bizler de haksız hukuksuz bir şekilde işimizden edildik, bunu insanlara duyurmamız gerekiyordu. Biz de öyle yaptık” diyor.
Neden ihraç edildi?
Darbe sürecinden sonra FÖTE operasyonları kapsamında ihraç edildiklerini ifade eden Seher ihraç edilme nedenlerinin ise “Bilimsel, laik, anadilde, parasız eğitimi savundukları” olduğunu söylüyor.
Kendilerinin savundukları değerler ve talepleri nedeniyle cezalandırılmak istendiğini söyleyen Seher “Açlıkla terbiye etmek istediler bizi ama biz zaten bu konuda antrenmanlıyız” diyerek eğitim emekçilerinin bugüne kadar zaten düşük ücretlerle, zor ekonomik koşullara mahkum edildiklerine dikkat çekiyor.
‘Açlıkla terbiye beyhude bir çaba’
Bu nedenle “açlıkla terbiye edilmek” istenmelerinin beyhude bir çaba olduğunu vurgulayan Seher kendisinin şimdi anketör olarak çalıştığını hatırlatıyor ve ekliyor “İnsan onurlu yaşadıktan sonra, haksızlığa karşı gelmeyi bildikten sonra her işi yapabilir.”
Seher bir şekilde direnmeye devam ediyor ve devam edeceğini de söylüyor ancak öğretmenlik mesleğinin kendisi için anlamının büyük olduğunu belirterek “Severek yapıyordum ben mesleğimi, özlüyorum tabi. Ama döneceğiz... Ben buna inanıyorum. Adalet, hak, hukuk bu ülkeye geldiğinde biz işimize geri döneceğiz ve ben buna yürekten inanıyorum” diyor.
‘Her anlamda direniyoruz’
Devlet kurumunda çalışamayan ihraç edilmiş emekçiler özel kurumlarda da iş bulamıyor. Başvurdukları özel okulların iktidarla sorun yaşamamak için kendilerini işe almadığını anlatan Seher “Mesleğimizi yapamıyoruz. Yani her anlamda direniyoruz” diye belirtiyor.
Katlanmak ya da ‘direnç’
Anketörlük işinin de zor olduğunu belirten Seher, ikna gücü, diksiyon, güven verme gibi mesleğinden gelen özelliklerinin kendisine avantaj sağladığını söylüyor. Ancak bu işin de pek çok zorluğu var. Örneğin saatlerce soğuk, sıcak demeden sokakta bekliyorlar, uzun süre ayakta kalmak zorundalar, esnek çalışma saatleri… Tüm bunlara katlanıyor Seher; üstelik bunu sadece evinin kirasını ödemek, ihtiyaçlarını karşılayabilmek için yapmıyor, onları açlıkla terbiye etmek isteyenlere de cevabı böylelikle vermek istiyor. O nedenle bu işin zorluğuna katlanmayı ‘Direnç’ olarak adlandırıyor. Seher, “Sağlam kalmak zorundayım, hem maddi hem manevi olarak. Ayakta durmalıyım yani” diyor.
Seher son olarak “9 aydır, işimizi ekmeğimizi geri alabilmek için mücadele ediyoruz. Biz işimize geri dönene kadar, karda, kışta, yağmurda çamurda alanlarda olmaya devam edeceğiz ve insanların da bunu görmesini istiyoruz” diyor ve herkesi dayanışmaya çağırıyor.
BİTTİ…