Kadınlar soruyor: Güvendeysek bu katliamlar neden?

  • 09:02 10 Ocak 2025
  • Güncel
Rozerin Gültekin
 
İSTANBUL - TÜİK'in kadınların güvenlik algısına dair 2024 yılına ilişkin açıkladığı olumlu veriler, kamuoyunda eleştirilerin hedefi oldu. Aynı yıl içinde 394 kadın katliamı ve 259 şüpheli kadın ölümü gerçekleştiğini hatırlatan kadın hakları savunucuları, "Kadınlar güvendeyse bu cinayetler neden yaşanıyor?" sorusunu yöneltti. Aktivistler, bu çelişkiye dikkat çekerek örgütlü mücadelenin çözüm olduğunu savundu.
 
2024 yılında 394 kadın katledildi, 259 kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Katledilen 394 kadının 166’sı evli olduğu erkek, 45’i birlikte olduğu erkek, 31’i babası, 30’u eskiden evli olduğu erkek, 29’u tanıdığı biri, 25’i akrabası, 23’ü eskiden birlikte olduğu erkek, 22’si oğlu, 7’si kardeşi, 7’si tanımadığı biri tarafından katledildi. Bu yıl 280 kadın aile içindeki erkek tarafından katledildi. Kadınların her geçen gün katledildiği coğrafyada Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerini paylaşarak kadınlar sokaklarda ve evlerde kendini güvende hissettiğini ileri sürdü.  
 
Yıllara oranla artışlar 
 
TÜİK, geçtiğimiz haftalarda kadınların güvenlik hissine dair verilerini Meclis Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonu'na sundu. Kadınların gece yalnız yürürken kendini güvende hissetme durumuna ilişkin açıklanan veride 2004 yılında yüzde 37'si kendini güvende hissederken, 2023 yılına gelindiğinde yüzde 56'sının güvende hissettiği belirtildi. Ayrıca kadınların kendini evinde yalnızken güvende hissetme durumunun 2004 yılında yüzde 66,7 iken 2023 yılında 83,4'e ulaştığı paylaşıldı.
 
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) Genel Sekreteri Fidan Ataselim ve Genç Feministler Federasyonu’ndan Güneş Fadime Akşahin verilere ve artan kadın katliamlarına dair değerlendirmelerde bulundu.
 
‘TÜİK güvenilir bir kurum değil’
 
TÜİK’in güvenilir bir kurum olmadığını söyleyen Genç Feministler Federasyonu’ndan Güneş Fadime Akşahin, iktidarın yönlendirmeleri yönelik çalışan bir kurum olduğuna dikkat çekti. Güneş Fadime Akşahin, “AKP hükümeti için kadına yönelik şiddet öncelikli bir konu değil ama sokaklar, evler, aile içleri kadınlar için endişeyi uyandıran yerler olarak görebiliyoruz. Kadınlar önce evlerinde öldürülüyor. Sokaklar konusunda da bir tedirginlik var. Çünkü ülkemizde cezasızlık hukuken ve toplumsal olarak bir işleyişe dönüştürülmüş durumda. İnsanlar suç işlemesine rağmen ceza almayan fail erkeklerin kadınlara yönelik yine suçlar işlediğine tanıklık da ettikleri için bir endişe duyuyorlar. Israrlı takibe karşı kadınlar faillerle ilgili süreç yürütmek için karakollara gidiyorlar ama ciddiye alınmıyorlar ve bir mekanizma hayata geçirilmediği için hayatını tedirginlik içerisinde geçirmesine sebep oluyor. AKP hükümeti şiddet karşısında alenen kadınları yalnızlaştırma politikası yürütüyor. AKP hükümeti, ‘Biz devlet olarak senin yanında değiliz, kamu kuruluşları senin yanında değil ’diyerek erkekleri alenen savunur pozisyona gelmiş durumda bu da haliyle tedirginlik hissi yaratıyor” dedi.  
 
 ‘Her bir şüpheli kadın ölümü kadın cinayeti olabilir’
 
2024 yılının en çok kadın katliamın yaşadığı yıl olduğunun altını çizen Güneş Fadime Akşahin, faillerin cezalandırmamak için katledilen kadınların ölümlerini “intihar” olarak gösterilmeye çalışıldığını söyleyerek her kadın ölümünün şüpheli ölüm olduğunu söyledi. Güneş Fadime Akşahin, “Şüpheli kadın ölümlerinin nasıl aydınlatılabileceğine dair yapılması gerekenler, kovuşturma ve soruşturma sürecine dair yapılması gerekenler çok açık ve net ama bunların yapılmadığını görüyoruz. Haliyle başka bir potansiyel fail o kadının başına ne geldiğinin ortaya çıkmadığını düşünerek o da başka bir kadını öldürüp olayın üstünü kapatıyor. Kadınların ölümlerinin dikkate alınmadığı bir durum var. Her bir şüpheli kadın ölümü kadın cinayeti olabilir. Etkin bir soruşturma ve kovuşturma süreci yürütülmek zorundalar. Çözüm örgütlü mücadele. Örgütlü mücadele her zaman bireyci düşünen, kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden bütün eğilimleri yener. 6284 etkin bir şekilde uygulanmalı. 6284 emeğimizle hazırlandı ama etkin uygulanmadığını görüyoruz. Tüm kadınları mücadeleye davet etmek isterim. Gelin birlikte mücadele edelim” çağrısında bulundu.  
 
‘Neden 394 kadın öldürüldü?’
 
KCDP Genel Sekreteri Fidan Ataselim, TÜİK’in kadınların kendilerini güvende hissettiğine dair paylaştığı verilere dair “Kadınlar kendilerini güvende hissediyorlarsa neden 394 kadın öldürüldü?” diye sordu. Fidan Ataselim, “Demek ki güvenli bir ortam yok kadınlar için. İçişleri Bakanı açıkladığı veriye göre 2024'ün 10 ayı içerisinde 276 kadın cinayete işlenmiş ve 32'si koruma altındayken öldürülen kadınlar. Bugün hala geç saatte dışarı çıkarken kadınlar tedirgin oluyorsa, tereddüt ediyorsa, giydiği kıyafeti evden çıkarken 2-3 kere bakıp kendini kontrol etmek durumunda hissediyorsa, kadınların güven içerisinde yaşamadığını gösterir. İçişleri Bakanlığı'nın kendi verilerine göre de kadın cinayetleri artıyor. Nitekim şüpheli kadın ölümlerinden daha hiç bahsedilmiyor bile. Kadın haklarının en öne koyulmamış olmasının sonucu olarak kadınlar öldürülüyor. Sıfır tolerans diyorlar ama tolerans üstüne tolerans şeklinde görüyoruz” şeklinde konuştu.  
 
‘Kürt illerinde uygulanan bu politika bir özensizlik ve ihmal hali’
 
Şüpheli ölümlerin Kürdistan’da özel savaş politikasının bir parçası olarak yürütülmesini değerlendiren Fidan Ataselim, “Kürt illerinde uygulanan bu politika bir özensizlik ve ihmal hali. Narin’in ilk duruşması başladığında bir kamera kaydının dahi hala izlenmemiş olduğunu gördük. Şimdi bu nasıl olabiliyor? Gülistan Doku nerede? diye mücadele ederken Gülistan Dokun'un ablası demişti, ‘dört yanı mobeselerle çevrili bir kent. Kimin nereye adım attığı belli. Gülistan Doku nasıl bulunamaz diye’ Hakikaten öyle yani bu kentlerde mücadele edenler olduğunda, hakkını savunanlar olduğu zaman bütün imkanların seferber edildiğini biliyoruz. Oradaki teknolojik takip sisteminin kaybolan kadınlarla ilgili bu kadar etkin uygulanmadığını görüyoruz. Burada önemsiz görülmesi gibi bir durumda söz konusu diye düşünüyorum” sözlerini kullandı.  
 
‘Aile odaklı politikalar ciddi bir krize yol açıyor’
 
“Hiç bu kadar çok öldürülmedik ama 2024 yılında da hiç bu kadar çok da örgütlenmiş değiliz” diyen Fidan Ataselim, kadınların örgütlü politik mücadelesinin büyümesinden rahatsız olan iktidarın saldırılarını arttırdığını ifade etti. Fidan Ataselim, “Kadınlar haklarının daha fazla farkında oluyor. Böyle olunca bunu erkeklerin kabul etmesini bekleyemeyiz değil mi? ‘Sen erkeksin, ailenin direğisin, reisisin, sen ne dersen o olur’ diye aile odaklı politikalar ileri sürülünce çokça işlenen kadın cinayetleri oluyor. Erkekler kadınları, çocuklarını, aile üyelerini öldürüyor ve artık intihar etmeye de başladılar. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin, toplumun olumlu dönüşümünün karşısındaki hükümetin tam tersi attığı aile odaklı politikalar ciddi bir krize yol açıyor. Hiç bu kadar çok öldürülmedik diyoruz. Bu gerçek asla göz ardı edilemez. Genel bir konu içerisinde ikinci il plana alınamayacak bir hale gelmiştir. 6284 sayılı kadınları şiddetten koruyan kanunumuzun etkin, eksiksiz uygulanması lazım. 6284'ü uygulamayanlarla ilgili yaptırımın etkili ve caydırıcı olması lazım. Bunun için bizim mücadele etmeye ihtiyacımızın olmaması lazım. Ama hala daha karakollardan geri döndürülen kadınlar olduğunu, uzaklaştırma kararlarını yenilemeyen mahkemeler olduğunu, etkin soruşturma yürütmeyen, ısrarlı takip faillerini bulamayan, bulamadık diyen savcıların olduğunu biliyoruz. 6284'ü biz yazdık, gelin birlikte uygulatalım demek istiyoruz” diye çağrı yaptı.