CPT’ye yeni başvuru: İmralı özgün ziyaret edilsin

  • 10:00 20 Ağustos 2024
  • Güncel
 
İSTANBUL - CPT’nin İmralı için uygulanmayan prosedürü Azerbaycan'a uyguladığına dikkat çeken Asrın Hukuk Bürosu, yaptığı başvuruda komitenin acil İmralı’ya ad hoc (özgün) ziyaret edilmesini talep etti.
 
Asrın Hukuk Bürosu, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde mutlak tecrit altında tutulan ve 41 aydır kendisinden haber alınamayan müvekkilleri PKK Lideri Abdullah Öcalan için Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’ne (CPT) yeni bir başvuru yaptı. Başvuruda, Abdullah Öcalan ile İmralı’daki diğer tutsaklar Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş için Mayıs-Haziran ve Temmuz 2024 tarihlerini kapsayan gelişmelere yer verildi.
 
Cevapsız başvuru sayısı 36 
 
Başvuruda, 1 Mayıs ile 30 Temmuz tarihlerini kapsayan sürede 24 avukat ve 12’si aile görüş başvurusu olmak üzere toplam 36 başvurunun yapıldığı, ancak başvuruların tamamının cevapsız bırakıldığı aktarıldı. Başvuruda, bu süreçte avukatlara herhangi bir mektup ulaştırılmadığı, İmralı’ya gönderilen 4 mektubun akıbetinin bilinmediği, telefon görüşme haklarına dair de herhangi bir gelişmenin yaşanmadığı belirtildi.
 
Disiplin cezaları 
 
Aile ve avukat görüş başvurularının 14 Eylül 2018 tarihinden bu yana en az 23 “disiplin cezası” gerekçesiyle engellendiği ifade edildi. 12 Nisan 2024 tarihli son “disiplin cezasının” süresi dolmadan 4 Temmuz’da 3 aylık yeni bir “disiplin cezası" verildiği anımsatıldı. Söz konusu sürecin avukatlardan gizli olarak yürütüldüğü ve yasaya aykırı bir şekilde kesinleştiğine dikkat çekildi. Başvuruda, başvurucuların savunma hakkının da engellendiğinin altı çizildi. Başvuruda ayrıca, Bursa 2’nci İnfaz Hakimliği tarafından 3 Mayıs 2024 tarihinde yeni bir avukat görüş yasağı kararının verildiği ve yasaklama kararının 14 Mayıs’ta yasaya aykırı şekilde kesinleştiği belirtildi.  
 
İmralı’ya dair kaygılar artıyor
 
Başvuruda, söz konusu 3 ay içerisinde Marmara Denizi’nde 3 farklı depremin meydana geldiği, ancak avukat ve aile görüş yasakları ve yapılan başvuruların yanıtsız bırakılması nedeniyle kamuoyunda İmralı’ya dair kaygıların arttığı ifade edildi. Ayrıca 27 Kasım 2023’te, “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Demokratik Çözüm” talebiyle cezaevlerinde başlatılan dönüşümlü açlık grevleri ve boykot eylemlerinin cevapsız bırakılması nedeniyle 4 Temmuz'da sonlandırıldığının belirtildiği başvuruda, söz konusu bu durumun telafisi güç zararlara yol açabileceği uyarısı yapılarak, “Bu tür ağır sonuçların ortaya çıkmaması için gereken tüm sorumlulukların vakit kaybetmeden yerine getirilmesi önemlidir” diye belirtildi. 
 
Tecride karşı yapılan girişimler
 
Başvurunun devamında, İmralı’dan haber alamama halinin devam etmesine karşı ulusal ve uluslararası düzeydeki kurumların 3 ay içerisindeki girişimlerine yer verildi. Söz konusu girişimler, İstanbul, Diyarbakır, Ankara, İzmir, Van, Mersin, Adıyaman, Urfa Baroları’nın bağlı oldukları barolara yazılı başvuruları, 4 Temmuz’da Paris Barosu’nun İmralı’ya dair Adalet Bakanlığı’na mektup göndermesi, Irkçılığa Karşı Halklar Arası Dostluk Hareketi(MRAP) tarafından Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin 80’inci İnsan Hakları Oturumları kapsamında bir konferans düzenlenmesi, Avrupa’nın farklı ülkelerindeki kadınlar tarafından komiteye 20 bini aşkın mektup gönderilmesi, Türkiye’deki 4 farklı sivil toplum örgütü tarafından İmralı mutlak tecridine karşı hazırlanan raporların BM İşkenceye Karşı Komite (CAT) oturumlarında yazılı ve sözlü olarak sunulması ve Nobel Ödülü sahibi 69 isim tarafından, Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması için Cumhurbaşkanlığı, AİHM, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, BM İnsan Hakları Komitesi ve komiteye (CPT) mektup yazılması şeklinde sıralandı.  
 
BM’nin kararlarına dikkat çekildi
 
Başvuruda ayrıca Türkiye’nin 5’inci Periyodik raporunun incelendiği BM CAT’in 80’inci Oturumu kapsamında 16-17-18 Temmuz tarihlerinde gerçekleşen toplantılara yer verildi. Başvuruda, söz konusu toplantıda, Türkiye heyetinin İmralı konusundaki sorulara kaçamak cevaplar verdiği ve bu durumun komitenin toplantı sonrası Türkiye’ye dair hazırladığı gözlem ve tavsiye raporuyla doğrulandığına dikkat çekildi. 
 
CPT’nin rolü
 
CPT’nin tespit ve önleme görevlerine de yer verilen başvuruda, CPT’nin ziyaretler sonrası hazırladığı raporlarda yer alan ihlalleri sonlandırmayan ve tavsiyelere uymayan Azerbaycan hakkında 3 Temmuz’da yaptığı açıklama da yer aldı. Başvuruda, “İmralı Hapishanesi’nin şartlarına dair geçmişten bu yana tek bir iyileştirme yapılmamışken, özellikle 2011 yılında bu yana korkunç düzeyde iletişimsizlik varken, toplamda 9 ziyaretiniz içinde özellikle 2010 yılından bu yana 5 raporunuzda yer alan tespit ve tavsiyeler yerine getirilmiyorken, 2019 yılı ziyaretinin raporunun koşullar güncelliğini yitirdikten sonra yayınlanmasına izin verilmişken, hatta bu raporunuzun açıklanmasının hemen akabinde Eylül 2020 döneminde aile, avukat ve telefon haklarının sistematik olarak yasaklanmasına karar verilmişken, 2022 ziyaret raporunun teslim edilmesinden bu yana açıklanmasına izin verilmiyorken, 40 ayı aşkın süredir Sn. Öcalan ve diğer başvuruculardan hiçbir şekilde haber alınamıyorken, dış dünya ile tüm bağları koparılmışken Komite’nizin özellikle sözleşmenizin 10/2’nci Maddesinde yer alan prosedürü işletmemesi ve Azerbaycan örneğinde olduğu gibi 2022 raporunu açıklama eğilimi göstermemesi İmralı’da sürdürülen sistematik işkence rejiminin daha da sürdürülmesine yol açabilir” ifadelerine yer verildi. 
 
Başvuruda, CPT’ye İmralı’daki olağanüstü koşullar karşısında artık olağan prosedürleri işletme tutumundan vazgeçmesi gerektiği ve kötü muamele koşulları ile "incommunicado" halini ortadan kaldıracak ilgili prosedürleri işletmesi çağrısında bulunuldu.
 
Avukatların talepleri
 
Avukatlar, başvurunun devamında şu taleplerde bulundu: 
 
“ *İmralı’daki mevcut koşulların 22 Eylül 2022 tarihli son ziyaretinizden bu yana belirsizlik içerisinde devam ettiği ve giderek katılaştığı, 2 yıl gibi bir sürede koşulların yeni bir düzeyde olduğu gerçekliği karşısında, İmralı Hapishanesinin ivedilikle ad hoc (özgün)  ziyaret edilmesini
 
*Başvurucuların mevcut tutulma koşullarının insan onuruna uygun hale getirilmesi, avukat ve aile ziyaretleri başta olmak üzere dış dünya ile bağlarını sağlayacak, koruyacak tüm haberleşme haklarının yerine getirilmesi ve sistematik yasa dışı yasaklamalara son verilmesi için gerekli tüm girişimlerde bulunmasını
 
*İşkence, insanlık dışı ve kötü muamele koşulları ile 41 aylık incommunicado halini ortadan kaldıracak zorlayıcı tedbirin alınmasını, bu anlamda önemle Sözleşme 10/2. Maddesinde düzenlenen prosedürün başlatılmasını ve duyurulmasını, özellikle avukat ve aile ziyaretlerinin en kısa sürede yapılamaması halinde 22 Eylül 2022 tarihli ziyaret esnasında yapılan tespitler başta olmak üzere İmralı olağanüstü tecrit rejimi ile ilgili geçmişten bu yana yapılan genel gözlemlerin kamuoyu ile paylaşılmasını, 22 Eylül 2022 tarihli ziyaret raporunun da prosedür kapsamında açıklamaya eklenmesine karar verilmesini talep ederiz.”