18 Şubat 1990: Kadınlar '438’e karşı sokaklarda

  • 09:56 18 Şubat 2018
  • Tarihte Bugün
1986 yılında fuhuşa zorlanan bir kadın, dört erkek tarafından cinsel saldırıya maruz bırakıldı. Antalya Emniyet Müdürlüğü’nün mahkemeye cinsel saldırıya maruz bırakılan kadının fuhuşu “meslek” edindiğini bildirmesi üzerine öngörülen cezanın TCK 438. maddesi gereği 2/3 oranına kadar indirilmesi gündeme geldi. Antalya Ağır Ceza Hakimi, TCK’nin 438. maddesi’nin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Başvuru, tamamı erkeklerden oluşan Anayasa Mahkemesi tarafından oy çokluğuyla “bir fahişe ile iffetli bir kadının” aynı kefeye konamayacağı gerekçesiyle reddedildi. Anayasa Mahkemesi’nin iptal istemini reddiyle birlikte, kadın örgütleri, hukukçular, İnsan Hakları Derneği, fuhuşa zorlanan kadınlar bu kararı protesto ettiler.
 
 Türkiye’nin her tarafından kadınlardan Anayasa Mahkemesi kararına tepkiler yükseldi. O dönemde İstanbul’da “Bedenimiz bizimdir, cinsel tacize hayır” kampanyasını sürdüren feministler, kampanyayı “438”e hayır’ kampanyasına evrilttiler. Çok yoğun ve etkili bir çalışma yürütüldü. Feministlerin kampanyalarında öne çıkarılan iffetli-iffetsiz ayrımıydı. Feministler, küfür olmaktan çıkarıp meslek olduğunun altını çizmek için fahişe terimini kullanmayı tercih ettiler. Dağıtılan bildirilerde, “İffetli kadını koruma gerekçesi kocaman bir erkek yalanıdır, haklı tecavüz yoktur! Erkeklerin bizi iffetli-iffetsiz diye bölmesine izin vermeyelim” diyerek tepkilerini dile getirdiler. 
 
Bütün kadınları 438. maddeye karşı birleşmeye çağıran feministler, konuyla ilgili bir dizi etkinlik-eylem düzenlediler. Karaköy’de genelevlerin bulunduğu Zürafa Sokak’a girildi, basın açıklaması yapıldı. Bildiriler dağıtıldı ve 18 Şubat 1990’da Üsküdar’dan başlayıp Bağlarbaşı’nda biten bir yürüyüş yapıldı. Bitmeyen gösteriler ve kadınların haklı direnişiyle Sosyal Demokrat Parti ve Anavatan partisi 438. maddenin iptali için bir önerge hazırladı. Kasım 1990’da madde kaldırıldı. Toplumun her kesiminden tepki gelmesi önemliydi. Ancak 438’in kaldırılmasında feministlerin mücadelesi belirleyici oldu denilebilir.
 
Kaynak: Çatlak Zemin