'Yargılamalar sürecin ruhuna aykırı'
- 09:01 26 Ekim 2025
- Hukuk
Evin Çiftçi
RIHA – Elif Kurucu hakkında açılan soruşturma, sürece rağmen devam eden baskıların yeni bir örneği. Avukat Ayşe Şehriban Demirel, “Somut adım atılmadıkça insanlar barışı dillendirmekten korkuyor” diyerek hukuki güvence eksikliğine dikkat çekti.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının ardından gelinen aşamada tutsaklara yönelik ihlaller artıyor. Diğer yandan ev baskınları ve yurttaşlar hakkında “örgüt üyeliği” iddiasıyla soruşturmalar açılmaya devam ediyor. Baskılara uğrayan kadınlardan biri de Öcalan’ın çocukluk arkadaşı Elif Kurucu. Riha’nın Xelfeti (Halfeti) ilçesine bağlı Amara (Ömerli) köyünde yaşayan Elif Kurucu, yaklaşık bir ay önce gözaltına alındı ve iki gün boyunca nezarette tutuldu. Elif Kurucu, ifade işlemlerinin ardından serbest bırakıldı.
Dosyaya ilişkin ÖHD’li avukat Ayşe Şehriban Demirel değerlendirmelerde bulundu.
Suç unsuru taşımayan gerekçelerle açılan soruşturma
Ayşe Şehriban Demirel, “Suç unsuru taşıyacak bir durum olmadığı halde dosya kapsamında kendisi iki fotoğraftan yargılandı” dedi ve soruşturmanın hâlâ sürdüğünü belirtti. Ayşe Şehriban Demirel şunları aktardı: “İlk olarak Halfeti’de bir gece gözaltında kaldı, daha sonra Urfa’ya getirildiğinde biz dosyasını Urfa’da takip etmeye devam ettik. İlk aşamada dosyada gizlilik kararı olduğundan detaylı bilgi alamadık; ancak ifade aşamasında dosya hakkında bilgi sahibi olabildik. Bize herhangi bir bilgi verilmedi. Elif Kurucu, 3 Eylül 2025 tarihinde gözaltına alınmıştı. Bu tarihte hepimizin ‘Barış ve Demokratik Toplum’ dediği süreç devam ediyordu. Kendisi iki gün gözaltında kaldı. İfadesi Urfa savcılığı tarafından Urfa Emniyet Müdürlüğü’nde alındı. Kendisine yöneltilen iki fotoğraf vardı: Biri verdiği bir röportajdan alındığı tahmin edilen bir fotoğraf, diğeri ise herhangi bir buluşma sırasında çekilmiş bir fotoğraf. Bu görüntüler gerekçe gösterilerek ‘örgüt üyeliği’ suçlamasında bulunuldu. Her iki fotoğrafta da suç unsuru bulunmamasına rağmen soruşturma bu fotoğraflar üzerinden yürütüldü. Soruşturması hâlâ devam ediyor. İfade işlemlerinden sonra serbest bırakıldı. Biz de avukatları olarak süreci takip ediyoruz. Herhangi bir gelişme olmadı, yalnızca yurt dışı yasağı getirildi” diye kaydetti.
‘Maalesef yargı tacizleri devam ediyor’
PKK’nin kendini feshetmesine rağmen hâlâ binlerce kişi hakkında “örgüt üyeliği” iddiasıyla soruşturma açıldığını belirten Demirel, bu uygulamaların mevcut süreçle birlikte devletin samimiyetini sorgulanır kıldığını ifade etti. Ayşe Şehriban Demirel, “Hepimizin gördüğü ve bildiği bir barış süreci var. Sayın Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrı ile PKK’nin adım atması önemli bir aşama yarattı. Ancak devlet tarafından hâlâ somut adımlar atılmış değil. Bu nedenle Elif Kurucu gibi birçok kişi hakkında davalar ve süreçler devam ediyor. Bir müzakere süreci yürütülüyorsa, tarafların iddialarla ilgili yargılanma durumlarının da yasal bir çerçeveye kavuşturulması gerekir. Elif Kurucu gibi binlerce insan hakkında hâlâ ‘örgüt üyeliği’nden dosyalar açılıyor. Bu gözaltı ve yargılamalar hem hukuksuz hem de sürecin ruhuna aykırı. Yargı tacizleri maalesef sürüyor” dedi.
‘Devletin adım atması gerekiyor’
Ayşe Şehriban Demirel, devam eden süreçle birlikte devletin henüz somut adım atmadığına işaret ederek şu ifadeleri kullandı: “Biz hak savunucuları olarak yaptığımız çalışmalarda, insanlarda hâlâ bir endişe ve korkunun hâkim olduğunu görüyoruz. Çünkü devlet tarafından somut bir adım atılmamış. Bu nedenle, insanlar böylesi bir süreçte barışı dillendirmekten, barışı konuşmaktan hâlâ çekiniyor. Bu korkuların giderilmesi için devletin adım atması gerekiyor. Devletin müzakereler açısından hukuki güvence vermesi gerekir ki insanlar bu sürece sahip çıkıp destek olsun. Sürecin hem hukuki bir güvenceye kavuşturulması hem de geçiş yasaları veya farklı düzenlemelerle uzun vadeli bir çerçeve oluşturulması için bir an önce çalışmalara başlanmalıdır. Kendini fesheden bir örgüt varken, bu örgüt üzerinden insanların hâlâ ‘örgüt üyeliği’ gibi suçlamalarla yargılanması bu süreç açısından hukuki bir anlam taşımıyor. Daha önceki yargılamaların ortadan kaldırılması ve cezaevinde bulunan kişilerle birlikte bu hukuksuzluğa bir an önce son verilmesi gerekmektedir.”







