'Barışın yolu anadilinde eğitimden geçer'
- 14:38 12 Eylül 2025
- Güncel
RIHA - DEM Parti Riha Kadın Meclisi anadilde eğitime ilişkin yaptığı açıklama "Toplumun tüm çocuklarının özgür bugününe ve geleceğine göre yeniden inşa etmenin zorunlu olduğuna inanıyoruz ve bu yönde mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz" denildi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Riha Kadın Meclisi, Hewag'da (Bozova) okulların bulunduğu alanda eğitim sistemine dönük yaptığı basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya DEM Parti il ve ilçe örgütleri, Tevgera Jinên Azad (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve ilçe örgütleri katıldı. "Anadilinde, parasız, bilimsel, eşit ve özgürlükçü eğitim istiyoruz" pankartı ve "Önyargılar değil eşitlik öğretilsin", “Bila kurdî bibe xwedî statu", "Kurdî nasnameya me ye" ,"Zimanê me rûmeta me ye" dövizleri taşındı.
Basın açıklamasını DEM Parti Hewag ilçe örgütünden üyesi Burçin Satıcı okudu.
İlk önce söz alan DEM Parti Riha İl Eş Başkanı Ayşe Sürücü, "Bir haftadır eğitim öğretim yılı başladı. Biz de bugün Hewag'da, DEM Parti Riha Kadın Keclisi olarak yanlış eğitimin önünde duruyoruz. Yüzyıllardır genç ve çocuklarımız Türkiye metropollerinde kendi dillerinde eğitim göremiyorlar. En başta çocuklarında kendi dillerinde yaşayabileceği bir yaşam oluşturmalılar. Binlerce Rihalı çocuk mevsimlik işçi olarak dışarıda. Herran'da fındık toplamak için giden 4 kişi trafik kazasında yaşamını yitirdi ve 17'si yaralandı. 17 kişiden 2'si çocuktu. Bunlardan bir tanesi de Zeliha Yılmaz'dı. Yaşaydı 8'nci sınıfa gidecekti. Sisteme çağrımız; öğrencilerin talep ve istekleri yerine getirsinler ve parasız bir eğitim ve özgür ve Demokratik bir eğitim verilsin okullarda" diye konuştu.
'Çocuklar işgücü piyasasına itiliyor'
Daha sonra basın açıklamasını Kadın Meclisi’nden Burçin Satıcı okudu. “Çocukların geleceğini iş cinayetlerine mahkûm eden bir eğitim sistemi kabul edilemez” diyen Burçin Satıcı, “2025-2026 eğitim-öğretim yılı bu hafta başlıyor. Milyonlarca çocuk ve genç okulları ile buluşacak. Türkiye’de eğitim, hiçbir zaman çocuklar ve gençler için özgürleşmenin ve kendini geliştirme imkânının alanı olarak kurgulanmamıştır. Aksine, siyasi iktidarların ve sermayenin ihtiyaçlarını önceleyen düzenlemelerle şekillenmiştir. Bugün çocuk emeği sömürüsü, çocuk yoksulluğu, kamusal bütçelerin azalması, eğitimin özelleştirilmesi ve anadilinde eğitim hakkının engellenmesi gibi sorunlar giderek daha da ağırlaşmaktadır. Çocuklar işgücü piyasasına itiliyor, eğitim sermayeye açılmaya devam Ediyor. AKP döneminde 4+4+4 formülüyle yürürlüğe giren 12 yıllık zorunlu eğitim, bugün iş çevrelerinin baskısıyla tartışmaya açılıyor. MÜSİAD başta olmak üzere sermaye gruplarının talepleri, çocukları erken yaşta işgücü piyasasına çekmeyi hedefliyor. Bu ise çocuk emeği sömürüsünü derinleştirmekten başka bir anlama gelmiyor. Oysa. Okullar sermayenin ucuz işgücü kaynağı haline getirilemez. Mevcut göstergeler, eğitimin ticarileştiğini gözler önüne seriyor” ifadelerini kullandı.
'Toplumun, bugününü ve geleceğini belirleyen en temel alanlardan biridir'
Çocuk yoksulluğu, “eğitimden yoksunluk” ile birlikte gerçekleştiğini söyleyen Burçin satıcı, "2023-2024 verilerine göre özel okulların sayısı hızla artarken, kamu okullarının payı geriliyor. Bugün eğitim yılı çocuk yoksulluğunun ve derin eşitsizliklerin gölgesinde başlıyor. Çocukların sağlığını öncelemeyen bir devlet ve Eğitim Bakanlığı’nın yapacağı bellidir. Ücretsiz okul yemeği uygulaması tüm eğitim kurumlarında yaygınlaşmalıdır. Ek bütçeler yaratılarak okullarda en az bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek verilmelidir. Eğitime yeterli bütçe ayrılmıyor, ihtiyaçlar karşılanmıyor. Kamusal eğitime harcanan her bir lirayı gereksiz masraf olarak gören ve devleti bir şirket gibi yöneten bakanlık, yeterli istihdam sağlamamakta direniyor. Oysa eğitim, bir toplumun bugününü ve geleceğini belirleyen en temel alanlardan biridir" dedi.
'Barışın yolu anadilinde eğitimden geçer'
“Barış ve Demokratik Toplum çağrısı ile birlikte yeni dönemde en kritik başlıklardan biri anadilinde eğitim hakkıdır” diyen Burçin Satıcı, eğitim sisteminin de buna göre biçimlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Burçin Satıcı, “DEM Parti Kadın Meclisi olarak bizler, eğitimin hak temelinde örgütlenmesini savunuyoruz. ‘Ne kadar bütçe gerekiyorsa o kadar kaynak ayrılmalıdır’ ilkesini benimsiyoruz. Barışın yolu anadilinde eğitimden geçer. Eğitim alanının kronik hale gelmiş sorunlarından biri de anadilinde eğitimin yıllardır bu topraklarda bir hak olarak görülmemesi ile ilgilidir. Üstelik ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısı ile birlikte yaşadığımız yeni dönemde en kritik başlıklardan biri anadilinde eğitim hakkıdır. Demokratik bir toplumun çoğulcu, eşitlikçi ve özgürlükçü bir iklimde var olabilmesi, ancak bu hakkın tanınmasıyla mümkündür. Bugün milyonlarca Kürt çocuk, kendi anadilinde eğitim alma hakkından mahrum bırakılarak okula başlıyor. Anadilinde eğitim hakkının tanınmadığı bir sistem, çocukları eşitlikten ve özgürlükten uzaklaştırıyor, onları asimilasyoncu bir düzenin çarkları içine hapsediyor. Barış toplumu her bir bireyini doğuştan gelen haklarıyla kucaklayan toplumdur. Barış toplumu reddetmez, inkâr etmez. Demokratik kurallara dayalı eşitlik ve özgürlük sağlamayı birincil ilke kabul eder. Eğitim sistemini de buna göre biçimlendirir” şeklinde konuştu.
'Mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz'
Burçin Satıcı son olarak şu ifadeleri kullandı: "DEM Parti Kadın Meclisi olarak bizler; çocukların eşit, özgür, sağlıklı ve güvenli bir şekilde eğitim görmesi için mücadele etmeyi, eğitim hakkını toplumun bütün kesimlerini kapsayan demokratik, özgürlükçü laik, bilimsel, kamusal, cinsiyet özgürlükçü ve ekolojist bir çerçevede savunmayı sürdüreceğiz. Eğitimi siyasal iktidarların ve sermaye çevrelerinin ihtiyaçlarına göre değil, toplumun tüm çocuklarının özgür bugününe ve geleceğine göre yeniden inşa etmenin zorunlu olduğuna inanıyoruz ve bu yönde mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz"
Açıklama alkışlarla ve "Jin jiyan azadî" sloganlarıyla son buldu.