Türk-Kürt birliği olmadan kimse sağlam kalamaz!
- 09:01 31 Ocak 2025
- Güncel
HABER MERKEZİ - Kürt sorununun çözümünün tartışıldığı bu günlerde AKP iktidarı adım atmıyor. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın daha 2013 yılında yaptığı “Türk-Kürt birliği olmadan kimse bölgede sağlam kalamaz” tespiti ve demokratikleşme vurgusu çözüm için durduğu noktayı gösteriyor.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun siyasi çözümü için 10 Ekim 2023 tarihinde başlatılan “Küresel Özgürlük Hamlesi’nin” ardından 43 ay boyunca hiçbir haber alınamayan İmralı’da 43 ay sonra kapılan aralandı. 23 Ekim 2024’te Abdullah Öcalan, yeğeni ve aynı zamanda Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekili olan Ömer Öcalan ile aile görüşmesi gerçekleştirdi.
Daha sonra 28 Aralık 2024’te DEM Parti milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’in yer aldığı heyet, Abdullah Öcalan ile bir görüşme gerçekleştirdi. Heyet, Abdullah Öcalan’ın çözüm için çerçevesini çizdiği 7 maddelik öneriyi kamuoyu ile paylaştı. Ardından da Abdullah Öcalan’ın önerisi çerçevesinde Meclis’te bulunan siyasi partilerle görüşmeler gerçekleştirdi. Partilerle yapılan görüşmelerin ardından heyet, 22 Ocak tarihinde bir kez daha İmralı Adası’na giderek ikinci kez görüştü.
İmralı’da yapılan görüşmeler tüm kamuoyunda temel bir gündem olarak tartışılıyor. Bu tartışmalar yürütülürken bir kez daha 2013-2015 yılları arasında Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesine ilişkin dile getirdikleri gündeme geldi.
Abdullah Öcalan’ın o dönemde yaptığı görüşmelerde yasal çerçeve ve Kürt-Tür ilişkileri konusunda dile getirdikleri güncelliğini koruyor.
Gerekirse 50 yasa çıkaracaklar
24 Haziran 2013 tarihindeki görüşmeye yasallık vurgusu yapan Abdullah Öcalan, “Hızlı olsun istiyorlar. O halde yasal süreci açık hale getir, değil mi? Yüz yıllık sorunu çözmek kolay mı? Gerekirse elli yasa çıkaracaklar. Yasallık niye yanlış olsun. Bilmem PKK yasadan yararlanıp meşrulaşır deniliyor; evet, tabii ki öyle olacak. Amacımız bu yasadışılığı bitirmek değil midir? Bizi herhalde çocuk yerine koyuyorlar. Böyle yürümez, kör dövüş devam eder, yazık olur. Anlamıyorlar bunlar” diyor.
Yasa yoksa aldatmaca vardır
1990’lı yıllarda Turgut Özal ve Necmettin Erbakan’ın yaklaşımlarını hatırlatan Abdullah Öcalan, aynı görüşmede “Özal ve Erbakan bana ‘Her türlü yasal tedbire hazırız’ dediler. Orduyla görüştüğümüzde de aynısını söylediler. Bu AKP niye bu kadar diretiyor, anlayamadım gitti. Geçmişten beri devlet bize yasallık için söz veriyordu. Ama yasa olmaz diyorlarsa aldatmaca vardır. Bu son tavrım da bundan dolayıdır. Kandildekiler aya mı gidecek, Endonezya’ya mı, Finlandiya’ya mı? Nereye gidecek? Böyle olursa tek biri bile silah bırakmaz” ifadelerini kullanıyor.
Demokrasinin gereği birbirini anlamaktır
Söz konusu görüşmede demokrasiye işaret eden Abdullah Öcalan, şöyle diyor: “Demokrasinin gereği paylaşmaktır, karşılıklı saygıdır, birbirini anlamadır. Zaten yüzde 50 almışsın, daha ne istiyorsun? Bana da fazla yüklenmeyin. Doğru bir iş yaptım, ölümleri durdurduk. Daha ne yapalım? Kimsiniz, haşa Allah mısınız? Saygısızlık yapmasınlar, tahrik etmesinler. Demokrasi güzel bir şeydir. Erdoğan kendi bireysel hegemonyasını kuramaz, halk da kabul etmez. Şaşkınım doğrusu. Demokratik bir ilişkiye yanaşmıyorlar:”
200 yıldır şiddet kıskacı
Kürtler ve Türkler arasında yüz yıllardır şiddete dayalı bir ilişkinin inşa edildiğini belirten Abdullah Öcalan, görüşmede devamla “Kürtlerle Türkler arasında iki yüz yıldır şiddete, soykırıma varıncaya dek şiddete dayalı bir toplumsal ilişki kıskacı inşa edilmiş. Bunu daha çok fark ettim. Dün heyetle de çok net tartıştım. Eskiden Ermeni harabelerine bakar üzülürdüm. Bakın işte, bizim dört bin köyümüz de bu hale geldi şimdi. 1990 sonrası JÎTEM ve benzerleri büyük tahribatı Türklük adına yaptılar. Meğerse iki yüz yıldır Türklük ve Kürtlük adına vekaleten şiddet inşa edilmiş. İngilizlerin bunda rolü büyüktür” diyor.
Kürtsüz Kürdistan!
Abdullah Öcalan, 90’lı yıllardaki yıkıma ilişkin şunları da belirtiyor: “90’lardaki yıkım bunlara benzer bir furyaydı. Kürtsüz bir Kürdistan yaratmak istediler. Bunlar Türklerin de barış yapmasına izin vermiyorlar. Sahte barış yapmak, bizi çatışmaya götürecek barışı yapmak istiyorlar.”
Kürt sorununun çözümü Orta Doğu demokratik ittifakıdır
Kürtlerin ve Türklerin tarihsel ittifakının önemine değinen Abdullah Öcalan, görüşmede buna ilişkin de “Tarihi bir ittifak doğuyor. Bütün Kürtler Türkiye ile sağlam bir ittifak kuracak. Misak-ı Milli Komisyonu bunu tartışacak. Türk-Kürt birliği olmadan kimse bölgede sağlam kalamaz. Ta Hititlerden beri bu ittifak vardır. Türkiye’deki Kürt sorununun çözümü Irak ve Suriye’deki, hatta İran’daki sorunun çözümüdür. Bunun sonrası Orta Doğu demokratik ittifakıdır” değerlendirmesi yapıyor.