'Onlardan hakikati dinliyorduk'

  • 09:07 26 Aralık 2024
  • Güncel
Neslihan Kardaş 
 
MÊRDÎN - Nisêbîn-Qamişlo sınırında devam eden nöbet eyleminde yer alan kadınlar, gazetecilerin katledilmesine “Gazeteciler gerçekleri yansıtıyordu. Onlardan hakikati dinliyorduk. Gazeteciler hedef alındı. Kendi yaptıklarını gizlemek için gazetecileri katlettiler” sözleriyle tepki gösterdi.
 
İktidarın Kürt halkına yönelik inkar, imha ve asimilasyon politikaları her geçen gün daha da derinleşiyor. Kürt halkının diline, kültürün, kimliğine olan saldırıların yanı sıra halkın sesinin kısılması için iktidar elinden geleni yapıyor. 19 Aralık’ta Tişrîn Barajı ile Sirîn beldesi arasındaki yolda, haber takibi yapan gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in katledilmesi ise yürütülen savaş politikalarının bir somut örneği olarak gösteriliyor. 
 
13 Aralık’tan bu yana Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları protesto etmek için Mêrdîn’in Nisêbîn ilçesinde bulunan Qamişlo sınırında 14’üncü gününe giren nöbet eyleminde yer alan kadınlar, Özgür Basın’a yönelik saldırılara ilişkin konuştu.
 
‘Gazeteciler gerçekleri yansıtıyor’
 
Gazetecilerin katledilmesini istemedikleri ifade eden Emine Özen, Özgür Basın’ın gerçekleri yansıttığını vurguladı. Emine Özen, “Biz günlerdir Rojava’ya yönelik saldırıların son bulması için burada eylemdeyiz. Barış için buradayız ve bütün Avrupa ülkelerine çağrımız; Rojava’ya destek olmalarıdır” dedi.
 
‘Onlardan hakikati dinliyorduk’
 
Mikrofonumuza konuşan Zühriye Kayıka ise gazetecilere yönelik saldırıların zulüm olduğunu söyledi. Zühriye Kayıka, “Bizi bitiremeyecekler. Şehit edilen gazeteciler için de çok üzgünüz. Aklımızdan hiç çıkmıyorlar. Zaten gece gündüz onlardan hakikati dinliyorduk. Bazı gazeteciler, gerçekleri yansıtmıyordu. O yüzden biz katledilen iki gazeteciden hakikati dinliyorduk. İktidar hakikatin bilinmesini istemediği için o gazetecileri katletti. Onlara kör, sağır, dilsiz insanlar lazım. Hakikatin peşinde olan gazetecileri ya katlediyorlar ya  da tutukluyorlar. Ama bitmiyorlar. Onlar ölümle bitmezler. Biri gidiyor, 10 kişi onların yerini alıyor ve biz sonuna kadar onların arkasında olacağız. Katledilen gazeteciler tehlikelere rağmen haber takibi yaptılar. Bu sebepten onlarla gurur duyuyoruz. Sürünecek durumda bile olsak yine de gazetecilerimizin ve Rojava’nın arkasında duracağız. Biz, zulme karşıyız. Zulüm değil, barış istiyoruz. Ne kadar öldürülsek de barış demekten vazgeçmeyeceğiz” diye belirtti. 
 
‘Gazetecileri hedef aldılar’
 
Rojava için eylemde olduklarını paylaşan Hacer Avşin de, savaşın değil, adaletin sağlanmasını istediklerini dile getirdi. Gazetecilerin katledilmesini istemediklerini kaydeden Hacer Avşin, “Nerede biri ölse bizim yüreğimiz yanıyor. Bu zulüm artık son bulsun. Rojava’daki savaş son bulsun. Gazetecileri hedef aldılar. Biz kimsenin katledilmesini istemiyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
‘Kürtlere tahammülleri yok’
 
Fatma Engel ise 14 gündür Rojava için nöbet eyleminde olduklarını söyledi. Fatma Engel, şöyle konuştu: “Gazetecilerimizi nasıl öldürüyorlar? Dünyanın neresinde gazeteciler öldürülüyor? Kendi yaptıklarını gizlemek için gazetecileri katlettiler. Onların taziyesine gittik, engellendik. Artık çocuklarımızın taziyesine bile gitmemize izin vermiyorlar. Biz barış talebiyle buradayız. Ben de Barış Annesiyim. Hiçbir annenin ağlamasını istemiyoruz. Biz ölüm istemiyoruz. Ama iktidar ölüm istiyor ve bizimle barışı sağlamıyor. Kürtlere tahammülleri yok. Kürtleri kabul etmiyorlar. Ama biz varız ve bizi bitiremeyecekler. Rojava’da hiçbir hakları yok ama yine de baskı uyguluyor. DAİŞ’i oraya gönderiyor. DAİŞ zaten onların kendisi. Çünkü destekliyor. Kanımızın son damlasına kadar halkımızla birlikte olacağız. Halkın üzerindeki baskı son bulana kadar burada olmaya devam edeceğiz.”