Cihan Bilgin: Herkes bu davaya sahip çıkmalı

  • 11:25 20 Aralık 2024
  • Güncel
HABER MERKEZİ - SİHA saldırısıyla katledilen gazeteci Cihan Bilgin, kaleme aldığı bir yazıda, “Kutsal bir davaya sahibiz. Herkes büyük bir onurla bu davaya sahip çıkmalıdır. Beni ayakta tutan ve görevimi sürdürmemi sağlayan tam olarak budur” dedi.  
 
Kuzey ve Doğu Suriye'deki gelişmeleri takip eden gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, Türkiye'nin SİHA saldırısında katledildi. Uzun yıllardır hakikatin sesini duyuran gazeteciler, geçtiğimiz günlerde dijital medya hesapları üzerinden hedef gösterildi.  
 
Gazeteci Cihan Bilgin, 1996’da Mêrdîn’in Medyat ilçesinde dünyaya geldi. Hayata gözlerini açtığı tarih, Özgürlük Hareketi’nin tüm Kürdistan coğrafyasında zirvede olduğu bir dönemdi. Cihan Bilgin ilk, orta ve lise öğrenimini Medyat’ta tamamlar. Tahsiline adalet bölümünde devam eden Cihan, Amed’de Dicle Üniversite’ne gider. 2013 yılında Amed’de Kürt halkının özgürlük mücadelesinin saflarında, yurtsever olarak yerini alır. 2014’te üniversite eğitimini sürdürürken özgür basın çalışmalarına aktif katılır. İlk olarak Özgür Gündem ve Azadiya Welat gazetelerinde dağıtım çalışmaları yapar. 3 yıl boyunca bu çalışmayı özgürlük ve demokrasi mücadelesinin önemli bir parçası olarak görür ve Azadiya Welat gazetesinin 2016’da kapatılması, Cihan Bilge’nin mücadele kararlılığına engel olmaz. 
 
Türkiye’nin özgür basın emekçilerine çıkardığı engelleri aşmaya çalışan Cihan Bilgin, 2017’de Rojava'ya giderek, Hawar Haber Ajansı'nda (ANHA) çalışır. 
 
Mesleğine olan sevgisi ve her koşulda aktif çalışmasıyla tanınan Cihan Bilgin, bir an olsun edindiği görevlerden geri adım atmaz. Cihan Bilgin, ANHA’da ilk olarak Qamişlo kent muhabiri olarak görev yapar. Hızlı bir gelişim gösterir. Kürt, Arap, Süryani, bölgenin tüm bileşenleriyle, önemli isimlerle, parti temsilcileriyle, tüm kurumlar ve örgütlerle ilişki geliştirir ve Kürdistan genelinde geniş kaynak ağına sahip olur.
 
Zulüm gören kadınların sesini yaptığı haberle duyurdu 
 
Cihan Bilgin, çalışmalarının önceliğini PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki işkence ve tecrit sistemine, Kürdistan halkına dönük siyasete ile sahadaki ve siyasi gündemdeki gelişmelere ilişkin konulara verir. Reqa’nın DAIŞ çetelerinden özgürleştirilmesi hamlesini Cihan Bilgin takip etmişti. Kalemiyle, kamerasıyla DAIŞ çetelerinin vahşetini ve bölgedeki direnişi tüm dünyaya duyurur. YPJ savaşçılarının DAİŞ vahşetinden, kadınları kurtararak halkların insanlık onurunu nasıl koruduğunu kamuoyuna ilk duyuranlardan biri de Cihan Bilgin'dir. 
 
Bir kadına yapılan saldırı tüm kadınlara yapılmıştır 
 
Cihan Bilgin, Reqa'nın özgürleştirilmesine dair şunları söyler: “Bu hamleye katılmamdaki başlıca sebep, QSD ve YPJ savaşçılarının, pazarlarda köle olarak satılan Êzidî kadınları, zulüm gören halkı, DAIŞ vahşetinden kurtarmak için gösterdiği mücadeleye dikkat çekmek.” 
 
Özgür kadın ve demokratik ulus felsefesinde derinleşmiş bir kadın gazeteci olan Cihan Bilgin, bir kadına yönelik saldırıyı tüm kadınlara yapılmış sayarak, zulüm gören kadınların sesini, yaptığı haberlerle duyurur.
 
Ajans çalışmalarında hızlı bir şekilde gelişme gösteren Cihan Bilgin, özel dosya ve araştırma birimine geçer ve çok sayıda araştırma haberine imza atar. Kısa sürede Kürdistan genelindeki çok sayıda Kürt siyasetçi ve uluslararası kadın hareketlerinin temsilcileri ile röportajlar yapar, Kürt halkı ve Kürdistan’ın sorunlarını gündeme getirir. Cihan Bilgin,  Türkiye ve ona bağlı grupların 2019’da Girê Spî ve Serêkaniyê’ye yönelik saldırılarını ve bölge halkına yönelik katliamlarını yaptığı haberlerle belgeler. QSD, YPJ ve İç Güvenlik Güçleri’nin Hol Kampı’nda ve bölge genelinde DAİŞ çetelerinin hücrelerine karşı yürüttüğü operasyonları ve ilgili gelişmeleri de yine Cihan Bilgin,  kamuoyuna duyurur.
 
Halkın içinden biri olan Cihan Bilgin, onların hikayelerini dinler ve haberleştirir. 6 Aralık 2024’te,  Türkiye ve ona bağlı çetelerin saldırıları nedeniyle Efrîn-Şehba Kantonu’nu terk etmek zorunda kalan ve Tebqa’ya gelen göçmenlerin yaşadıklarını yine Cihan Bilgin paylaşır. Cihan Bilgin,  Türkiye'nin Minbic ile Kobanê’nin güneyindeki Qereqozaq Köprüsü ve Tişrîn Barajı’na saldırılarını yoğunlaştırmasıyla beraber kamerasını alıp Minbic Askeri Meclisi ve YPJ savaşçılarının direnişini belgeler. Direnişteki savaşçılarla, komutanlarla röportajlar yapar. En son röportajını ise Qereqozaq cephesinde, Roj Engîzek ile gerçekleştirir.
 
Katledildiği ana kadar görevinin başında olan Cihan Bilgin, meslektaşı Nazım Daştan ile birlikte, yine gazetecilik faaliyetlerini yapmaya çalışırken bulundukları araç, 19 Aralık 2024 saat 15.20’de, Tişrîn-Qereqozax köprüsünün olduğu bölgede SİHA ile hedef alınır. 
 
Cihan Bilgin’in kaleminden:
 
“Görevimi özveriyle yerine getirme konusunda beni teşvik eden şey yalnız olmadığımı bilmemdir. Birçok umut ve amaç sahibi kişinin arkamızda olduğunu biliyorum. Bu halk zulüm ve baskıya maruz kalıyor. Bu nedenle bizim birinci görevimiz bu noktaya dikkat çekmektir. Kutsal bir davaya sahibiz. Herkes büyük bir onurla bu davaya sahip çıkmalıdır. Beni ayakta tutan ve görevimi sürdürmemi sağlayan tam olarak budur.
 
Kuzey ve Doğu Suriye’deki çalışmalarımda çok temiz insanlarla tanıştım. Rojava toprağı benim için çok paha biçilemez kadar değerlidir. Yakından tanıma fırsatı bulduğum yoldaşlarım Dilîşan, Rizgar ve Seed bu topraklarda katledildiler ve bu topraklara defnedildi. Böylesi büyük insanların görevini omuzlamak onur duyulacak bir görevdir. Daha da önemlisi biz bu yoldaşlarımıza yollarını terk etmeyeceğimizin sözünü verdik. Biz Seyit arkadaşa ve Gulê arkadaşa bu sözleri verdik.
 
Değerli arkadaşlar; sahada yaşanan gerçekliği iyi anlamamız gerekiyor. Kürdistan’a karşı yürütülen siyasetin gerçekliğini bilmemiz ve Kürdistan’da yaşanan olayları dünyaya duyurmamız gerekiyor. Halkımıza karşı işlenen suçları duyurmalı ve işgalcilerin topraklarımızdaki kirli yüzünü teşhir etmeliyiz.”