Meclis önünden Adalet Bakanlığı’na ‘Kobanê’ yürüyüşü

  • 10:02 22 Mayıs 2024
  • Siyaset
 
ANKARA - DEM Parti milletvekilleri Kobanê Davası kapsamında verilen kararları protesto etmek amacıyla Meclis önünden Adalet Bakanlığı’na yürüdü. DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Yargı eliyle toplumsal muhalefet dizaynedilmeye çalışılıyor” derken Sezai Temelli ise “Bu ülkede yok sayılan adalet, tecrit sistemiyle ayakta durmaya çalışıyor” dedi. 
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ile Sezai Temelli ve DEM Partili milletvekilleri Meclis’in basın kapısı önünde Kobanê Davası’nda verilen kararlara ilişkin basın toplantısı düzenledi. Açıklamanın ardından siyasetçiler ellerinde Kobanê Davası kapsamında tutsak bulunan siysetçilerin fotoğraflarının bulunduğu dövizlerle Adalet Bakanlığı’na yürüdü. 
 
‘İktidar muhalefeti bastırmak ve iktidarını sağlamlaştırmak istiyor’
 
Bu davanın ilk günden beri hukuksuzluk ve siyasi bir dizayn içerdiğini söyleyen Gülistan, “Uzun süre AKP ve MHP ittifakı Kobanî Kumpas Davası üzerinden siyaseti dizayn etmek istediler. Yakın tarihimiz özellikle 7 Haziran 2015’ten bugüne kadar olağanüstü bir rejimin içerisinde yaşıyoruz.  Bu olağanüstü rejimin kendisi her gün yol alırken, ilerlerken kedisini tahkim ederken bu ülkedeki demokratik siyaseti, demokratik muhalefeti ve gerçek anlamda aslında toplumsal kesimleri tasfiye etmek, sindirmek, bastırmak ve kendi iktidarını sağlamlaştırmak istiyor” diye belirtti.
 
‘O gün devletin derin dehlizlerinde plan devreye konuldu’
 
HDP’nin 7 Haziran 2015 seçimlerinde Meclis’e girmesiyle birlikte AKP’nin ilk kez tek başına iktidar olma gücünü kaybettiğini hatırlatan Gülistan, “İşte o gün devletin derin dehlizlerinde bir plan devreye konuldu. İşte o gün AKP MHP Ergenekon’un içinde olduğu Kürt karşıtı, HDP karşıtı demokrasi güçleri karşıtı bir ittifak kuruldu, tahkim edildi. Plan yapıldı yol yürümeye başladı. O planda HDP’nin kriminalize edilmesi, siyasetten tasfiye edilmesi, Kürt halkının demokratik bütün kazanımlarının yok edilmesi ve siyasal temsil gücünün zayıflatılması vardı. İşte bu nedenle bu planın parçalarından biri olan Kobanî Kumpas Davası açıldı. Yaklaşık 6 yıl sonra hiçbir hukuki dayanağı olmadan görülen bir davadan bahsediyoruz. Uzun uzun içeriğini anlatmayacağım ama sadece dosya içerisinde unutulan TEM’in bilgi notu, yani ‘şöyle bir dava açarsanız bu ilerde HDP’nin kapatma davasına gerekçe olur’ notunun bile bu davanın nasıl kurulandığının açık göstergesi olduğunu düşünüyoruz” sözlerini kullandı.
 
HDP’yi hedef gösterdiği bütün başlıklarda da dava çökmüş oldu
 
AKP’nin miting meydanlarında manipüle ettiği ve HDP’yi hedef gösterdiği bütün başlıklardan davanın çöktüğünü söyleyen Gülistan,  sözlerine şöyle devam etti: “Yani çokça söylemiş oldukları Yasin Börü’nün ölümü de diğer bütün ölümlerden de arkadaşlarımızın sorumlu olmadığı bizzat mahkeme tarafından da kanıtlandı. Arkadaşlarımız Kobani dosyasındaki bütün suçlamalardan beraat ettiler. Neden ceza aldılar? Sizin de bildiğiniz üzere, katıldıkları eylem ve etkinliklerden, demokratik açıklamalarından ve miting konuşmalarından ceza almış durumdalar. Şimdi sonuçları üzerinden de yeni bir döneme kapı aralamak isteniyor. Manidardır aynı süreçte 28 Şubatçı generallerin tahliye edilmesini asla bir tesadüf olarak görmüyoruz. Müesses nizamın Kürtler hariç, HDP hariç, demokratlar hariç, devrimciler hariç, sosyalistler hariç parantezinin bir kez daha pratikleşmiş halidir. Bu bir vesayet rejimidir. Yargı eliyle dizayn ediliyor. Yargı eliyle toplumsal muhalefet dizayn edilmeye çalışılıyor. Ve yargı eliyle kaybeden, çöken, çözülen AKP iktidarı ayakta kalmaya ve tutunmaya çalışıyor. Biz buna izin vermeyeceğiz.
 
Mahkûm edilmeye çalışılan şey HDP’nin yeni yaşam paradigmasıdır
 
Mahkum edilmeye çalışılan şey HDP’nin yeni yaşam paradigmasıydı. Halkların, toplumsal kesimlerin, inançları ve diğer bütün çevreleri kapsayan o birlikteliğiydi. Bunu mahkûm etmek yok etmek istediler. 16 Mayıs’ta Sincan’da duruşma salonunun önünde gördük ki bu ruh dimdik ayakta. Hala yan yanayız. Dün burada grup toplantımıza katılan onlarca kurum, siyasi parti temsilcisi, sendika temsilcisi gösterdi ki HDP ve Kürt halkı yalnız değildir. Hep beraber Türkiye’deki demokrasi eşitlik özgürlük ve barış mücadelemizi yükselteceğiz. İnanıyoruz ki kazanacağız sonuç da alacağız. Bu vesayetçi rejimine karşı başta ana muhalefet partisi olmak üzere bütün toplumsal kesimleri yan yana durmaya çağırıyoruz. Biz yan yana durur ve hukuksuzluklara karşı birlikte mücadele edersek Türkiye açısından yeni bir dönemin kapısını aralarız. 31 Mart seçim sonuçları bu kapıyı aralamıştır. Bu kapıyı sonuna kadar zorlamak demokratik cumhuriyeti inşa etmek, Türkiye’nin 2’nci yüzyılında eşit özgür bir toplumsal hayatı var etmek bizim elimizdedir. O nedenle hiç kimsenin AKP’nin, MHP’nin şantajlarına siyasi kumpaslarına, korkutma, sindirme politikalarına kulak asmamasını ve mücadelede birlikte olmamız gerektiğini de tekrardan ifade etmek istiyorum.”
 
MHP’nin açıklamaları 
 
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin geçtiğimiz günlerde grup toplantısında yaptığı konuşmayı hatırlatan Gülistan, “Evet davada sonucu çıkardılar, şimdi sıra kendilerince HDP’yi kapatmaya geldi. Sonra sıra DEM’e dava açmaya gelecek. İşte bu siyasi bir kumpastır. Bu yargı eliyle siyaseti dizayn etmektir. Yargı eliyle demokratik siyaseti tasfiye etmektir. Bizim çağrımız Türkiye halklarınadır, bu ülkedeki vicdan sahiplerinedir. Biliyoruz milyonlarca insan, Kobani kumpas davasında ceza alan Figen Yüksekdağ,  Selahattin Demirtaş şahsındaki bütün arkadaşlarımızın suçlu olmadığını biliyorlar. Biz de bu bilinen gerçeğin her yerde sözünü büyüteceğiz ve bu bilinen gerçeğin yalanlarla manipülasyon ve dezenformasyonlarla üstünün örtülmesine izin vermeyeceğiz. Bugün de Adalet Bakanlığı’na gidip bu çürümüş sistemi bu adaletsizliklerin ortadan kaldırılması için hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi için hem kamuoyuna hem de Adalet Bakanlığı’na da çağrılarımızı yapacağız. Kamuoyuna oradan tekrar sesleneceğiz” dedi. 
 
Ardından milletvekillerin olduğu kitle Adalet Bakanlığı’na doğru yürüyüşe geçti. 
 
‘Tüm bu adaletsizliklerin nedeni aslında dayatılan tecrit rejimidir’
 
Adalet Bakanlığı önünde açıklama yapan Sezai Temelli ise şunları söyledi: “Arkamızda Adalet Bakanlığı var ama adalet yok. Bugün Türkiye’de adaletsizlik kol geziyor. Herkes adalet arayışında. Kadınlar adalet arayışında, her gün 3 kadın katlediliyor. Çocuklar adalet arayışında, çocuklar tacize uğruyor. Eğitim hakkından yoksun kalıyor. Gençler adalet arayışında bu ülkenin gençleri katlediliyor, yoksul bırakılıyor. Emekçiler adalet arayışında, açlık sefalet ücretleriyle boğuşuyor. Emekliler yaşamak için direniyor. Doğa ayakta kalmak için bu talan düzenine karşı direniyor. Tüm bu adaletsizliklerin nedeni aslında dayatılan tecrit rejimidir. Bu ülkede yok sayılan adalet, bu tecrit sistemiyle ayakta durmaya çalışıyor. Savaşla Kürt meselesinin demokratik çözümünü yok sayarak ayakta durmaya çalışan bu iktidar kumpaslara dayanmış durumda.
 
Gezi’den Kobanê’ye…
 
Bunu yapmak mümkündür. Bunu yapmak için öncelikle yapacağımız şey, bir an önce arkadaşlarımızın özgür kalmasını sağlamak ve bu adaletsiz kararları aslında son bulmasını hayata geçirmektir. Gezi’den Kobanî’ye bugün bu ülkeyi bu adaletsizlik sarıp sarmalamışsa bunun arkasında yatan neden Kürt meselesinin demokratik çözüme kavuşmama nedenidir. Bunun için de tecride karşı çıkalım, savaşa karşı çıkalım. Kürt meselesinde demokratik çözümün demokratik cumhuriyet için yegane yol olduğunu hep birlikte savunalım. Buraya geldiğiniz için sizlere de teşekkür ediyoruz, mücadelemiz sürecek ve Türkiye halklarını bu mücadelede yan yana gelmeye davet ediyoruz.”