DBP Kadın Meclisi: Özgürlük ateşini 8 Mart’ta yakacağız

  • 11:43 3 Mart 2024
  • Siyaset
AMED - 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne dair açıklama yapan DBP Kadın Meclisi Sözcüsü Berivan Bahçeci, “Özgürlük, eşitlik ve demokrasi ateşini 8 Mart’ta yakacağız ve Newroz’a hediye edeceğiz” dedi.
 
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Kadın Meclisi Sözcüsü Berivan Bahçeci, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne ilişkin DBP Genel Merkez Danışma Bürosu’nda basın toplantısı gerçekleştirdi. Berivan, toplantıda Kürtçe basın metnini okudu.
 
‘8 Mart’ta alanlarda olacağız’
 
DBP Kadın Meclisi olarak “Bi Jin jiyan azadiyê ber bi 8ê Adarê ve” (Jin jiyan azadî ile 8 Mart’a doğru) şiarıyla 8 Mart’ta alanlarda olacaklarını dile getiren Berivan, evlerde, sokaklarda, işyerlerinde, cezaevlerinde kadınların varlığına dönük gerçekleştirilen saldırı ve hak gasplarının her geçen gün arttığını vurguladı. Bu saldırıların arkasında erkek-devlet sisteminin kadın iradesi karşısında alaşağı olma korkusunun yattığını kaydeden Berivan, “Nitekim Türkiye’de 24 saat içinde 8 kadının yakınındaki erkekler tarafından katledilmesi bu politikadan ayrı düşünülemez. Hukuka aykırı olarak İstanbul Sözleşmesi’nden çekilenlere karşı mücadele edecek, gasp edilen hakkımızı alacak, kazanımlarımıza sahip çıkacağız. Kadın katliamlarını, şüpheli kadın ölümlerini cezasızlık politikasıyla ödüllendiren bu iktidarı çok iyi tanıyoruz. Şiddeti yaratan, besleyen ve büyüten bu sistemi biz kadınlar değiştireceğiz. ‘Gülistan Doku nerede’ diye sormaya, Rojwelat’ın şüpheli ölümünün aydınlatılması için mücadele etmeye, İpek Er’in katillerinin aramızda dolaşmasına; cezasızlık zırhıyla korunmalarına karşı isyan etmeye devam edeceğiz” dedi.
 
‘Tecrit kaldırılıncaya kadar ses yükselteceğiz’
 
“Kapitalist modernite ve baş temsilcileri ‘Önce kadınları vurun’ diyorsa, bizler de kaynağını demokratik modernite paradigmasından alan kadınlar olarak önce kadınları kurtaracağız” sözlerini kullanan Berivan, özel savaş politikalarına dikkat çekti. Berivan, “Kadınlar ve gençler özelinde geliştirilen özel savaş politikalarını sıradan ele almadan bu politikalara karşı örgütlü bir şekilde mücadele edeceğiz. İmralı Ada Hapishanesi'nde uygulanan tecrit sistemi ve kuşatma ile yaşamlarımız, içeride ve dışarıda tecrit altına alınmak isteniyor. Biliyoruz ki Sayın Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan mutlak tecrit ve iletişimsizlik politikaları savaşın, hukuksuzluğun ve yoksulluğun derinleşmesi demektir. Kürtlere dayatılan çözümsüzlük ve inkâr siyasetinde ısrardır. Mutlak İmralı tecridinin son bulması ve Kürt sorununun demokratik çözümü için Wan ve Kars’ta başlayıp Amara’ya varan ‘Büyük Özgürlük Yürüyüşü’ne halkın yoğun ilgi ve katılımı bu talebin ne denli güçlü olduğunun da göstergesidir. Bu anlamda Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılıncaya kadar her yerde mücadelemizi büyütecek ve sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. 
 
‘Dünyayı değiştirmek için mücadele ediyoruz’
 
İktidarın politikalarına karşı boyun eğmeyeceklerinin altını çizen Berivan, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Biz bu bayrağı zulme karşı isyanın sembolü olan Zarife’den devraldık. Biz bu bayrağı faşist Baas rejimine karşı ‘Beni öldürebilirsiniz ama benim ölümüm binlerce Kürt’ü uyandıracaktır’ diyen Leyla Qasim’dan devraldık. Rojava’da adını tarihe altın harflerle yazan kadınlardan aldık. Biz bu bayrağı Sakinelerden, Sêvêlerden, Nagihanlardan, Hevrîn Xelef’ten, sesi tüm dünyada yankılanan Jîna Emînî’den devraldık. Bu tarihi sorumluluğun farkında olarak yürüyoruz. Erkek egemen sisteme boyun eğmiyoruz. Çünkü cezaevlerinde bedel ödeyen, hayatını yitiren yoldaşlarımıza karşı sorumluluğumuz var; Garibe’ye sözümüz var, Deniz Poyraz’a sözümüz var, katledilen tüm kadınlara borcumuz var. Kadın kırımının önüne geçmek için, kadın katillerinden hesap sormak için, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için, kimliğimiz ve dilimizin anayasal statüye kavuşturulması için, yaşam alanlarımızı korumak için, bu dünyayı değiştirmek için mücadele ediyoruz.
 
Demokrasi ateşini Newroz’a hediye edeceğiz
 
Kapitalist modernitenin yarattığı çoklu krizlere özgür eş yaşam felsefesi ile çözüm gücü olacağız. Kentlerimizi kadınların özgürce yaşayabileceği yerlere dönüştüreceğiz. Yaşamlarımızı, kentlerimizi rant ve talan alanına çeviren bu sisteme karşı eş başkanlık sistemi ve eşit temsiliyet ilkemizle cevap olacağız. Yaşamda kadın özgürlükçü, ekolojik ve demokratik dönüşümü yaratacağız.  Özgürlük, eşitlik ve demokrasi ateşini 8 Mart’ta yakacağız ve Newroz’a hediye edeceğiz. Newroz’dan alacağımız güç ve inançla 31 Mart yerel seçimlerini biz kadınlar örgütlülüğümüzü büyüteceğiz. Jin jiyan azadî!”