Sağlık örgütlerinden Covid-19 aşısına dair 'endişeler giderilsin' çağrısı

  • 14:43 18 Aralık 2020
  • Sağlık/Spor
ANKARA - Covid-19 aşısının Türkiye’de işletilecek onay sürecine dair konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun hangi verileri yeterli bularak acil kullanım onayını uygulayacağı belirsizdir” dedi.
 
Resmi gazetede dün yayımlanan Beşeri Tıbbi Ürünler Ruhsatlandırma Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle; kapsamlı verilerin sağlanmadığı aşılara acil kullanım onayının verilmesinin önü açıldı. Sağlık Emek ve Meslek Örgütleri, eklenen maddeye ve Covid-19 aşısının uygulama sürecine dair online basın toplantısı düzenledi.
 
Toplantıda ortak açıklamayı Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı yaptı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Türkiye’de 16 adet aşı çalışmasının olduğu yönündeki açıklamalarını hatırlatan Şebnem, “Bunlardan birinin fazla çalışmalarını tamamlayarak 25 Aralık’ta Faz2’ye geçeceğini ve Nisan ayında da Faz3 çalışmalarının başlayacağını duyurmuştu. Ancak Faz1 çalışma sonuçları henüz bilimsel bir dergide yayımlanmadığı gibi tüm faz çalışmalarından sonra aşı onaylanırsa hangi iyi üretim koşullarında milyonlarca dozun üretileceği de belirsizliğini koruyor” ifadelerini kullandı.
 
‘Karşımıza çıkacak sorunlar şimdiden öngörülebilir’
 
Türkiye’de aşı temini, aşı testlerinin yapılıp onaylanarak kullanıma girmesine kadar olan sürece dair Sağlık Bakanlığı’nın kamuoyunu şeffaf bir şekilde bilgilendirmesini talep ettiklerini anımsatan Şebnem, “Ancak Türkiye’ye getirilen aşıların hangi ülkeden, kaç milyon adet alınacağı ve uygulamada sağlık örgütlenmesinin nasıl oluşacağına dair belirsizlik hala sürüyor. Aşı uygulama süreçlerinde çok yönlü bir programlama yapılmaması halinde karşımıza çıkacak sorunlar şimdiden öngörülebilir. TTB Aile Hekimleri Kolu, yaptığı bir açıklamayla aile sağlığı merkezlerinde uygulama için yeterli sayıda hemşire bulunmadığını, 27 bin aile hekimi biriminin 3 bininde aile hekiminin, 5 bininde hemşire olmadığını duyurmuştu. Bu koşullarda öncelik sıralamasında aşı olacak sağlık çalışanlarına aşı ulaştırmak olanaklı olsa da 65 yaş ve üzeri bireylere, eşlik eden kronik rahatsızlığı olanlara mevcut koşullarda aşının nasıl ulaştırılacağı endişe yaratıyor” dedi.
 
‘Gerekli önlemler derhal alınmalı’
 
Covid-19 aşılama sürecinde yaşanan sorunların öngörüldüğüne dikkat çeken Şebnem, “Hapishanelerde, göçmen kamplarında, yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde, kadın misafirhaneleri ve benzeri sosyal hizmet kuruluşlarında toplu yaşamak zorunda kalan, örselenebilir dezavantajlı bireylerin aşıya erişimde yaşayacağı belirsizlikler de ayrıca kaygıya yol açmaktadır. Bu belirsizliklerin en kısa sürede Sağlık Bakanlığı tarafından giderilmesi; kamuoyuyla, sağlık emek ve meslek örgütleriyle paylaşılması yurttaşlarımızın endişesini gidermek ve pandemiyle mücadelede başarı şansını artırmak için zorunludur. Aşının pandemide yaşanan sorunlara hızlı çözüm olamayacağı, daha etkin sağlık yönetiminin kaçınılmaz olduğu bilinerek aşılama programları da dahil olmak üzere sağlık emek ve meslek örgütlerinin önerileri uygulanmalı ve gerekli önlemler derhal alınmalıdır” diye belirtti.
 
‘Onayın nasıl verileceği tartışmalı’
 
Aşı onayına dair Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmeliğe dair ise Şebnem şunları söyledi: “Burada ‘ruhsatlandırmaya esas etkililik, güvenlilik ve kaliteyle ilgili kapsamlı verilerin henüz sağlanmadığı aşılar için bu veriler sağlanıncaya kadar kurum tarafından acil kullanım onayı verilebilir’ ifadesi yer almıştır. İlgili kapsamlı verilerin neler olduğu açık bir şekilde ifade edilmeli. Ucu açık ifadelerle, kapsamlı olmayan verilerle Faz3’e başlamış ama hiç veri üretmemiş klinik faz çalışmaları genişletilerek kullanılmamalıdır. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun hangi verileri yeterli bularak acil kullanım onayını uygulayacağı belirsizdir. Bu da toplumda aşı olma konusunda bir endişe yaratacaktır.”
 
‘Aşılamaya karşı tereddütlerin giderilmesi gerekiyor’
 
Sağlık Bakanlığı’na seslenen Şebnem, “Pandemi yönetimine katkı sağlayacak sağlık emek meslek örgütlerinin taleplerine rağmen Sağlık Bakanlığı Birim Kurulu da dahil olmak üzere hiçbir sürece katılmaması, doğru ve hızlı veri paylaşımı yapılmaması salgın yönetimine karşı toplumda bir güvensizlik yaratmıştır. Aşı uygulama süreçlerinde de aşılamaya karşı tereddütlerin giderilmesi açısından tüm bileşenlerin katılımıyla çalışılmasının kaçınılmazlığı ortadadır. Doğru bir süreç ve sağlık sisteminin yeniden toplum sağlığı temelinde düzenlenmesi gerçeği unutulmadan pandeminin önlenmesine en önemli basamaklardan biri olan aşılama hizmetleri şeffaf, mali kaygılardan uzak, paylaşımcı, katılımcı olarak yönetilmelidir. Sorunlar yumağını büyütmemek adına uyarılarımızın dikkate alınmasını ve aşıya erişebilirlikte etik ilkeler uygun ve adil bir süreç işletilmesini sorumluluğunuz olduğunu hatırlatıyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘Tıbbı cihaz kurumu bağımsız değil’
 
Ardından TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut basın mensuplarından gelen soruları yanıtladı. Vedat, “Türkiye aşıları Çin’den getireceğini söyledi ancak Çin aşısıyla ilgili çok güvenilir bir veri yok ve bununla birlikte Çin’in BioNTech SR. Ve Astra Zeneca ile anlaşma yapması ne anlama geliyor?” sorusuna, “Bu konuda Endonezya’da yapılmış olan Faz3 çalışma sonuçlarını yayımladı mevcut Çin aşısı. Ancak bu yeterli sayıda sağlıklı gönüllü çalışması değil. Önemli olan bilimsel bilginin yayınlanmış olması ve bizler için kabul edilebilir yan etkileri ve güvenirliliğinin, aşının koruyucu olduğunun ortaya konmasıdır. Bilim insanları bağımsız kuruluşların verilerine güven duyarlar, bilimsel dergilerde yayımlamaya bakarlar ve uluslararası kuruluşların da buna verdiği onayı gözetirler. Ancak Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu böyle bir kurum değildir. Devlete bağlı bir kurum. D OECD’de gelir ortalamaları yukarıda olan ya da G20’ye giren ülkeler içerisinde hem ruhsatlandırmayı, hem denetlemeyi hem uygulamayı hem de satın almayı yapan başka bir devlet örneği yok. Bu bize özgü bir durum. Sorunumuz buradan kaynaklanıyor” diye cevap verdi.