‘Tarihin merkezindeki kadını’ gün yüzüne çıkarıyor!

  • 09:07 1 Mayıs 2024
  • Kültür Sanat
 
Gülistan Gülmüş
 
AMED - Tutsak olduğu dönemde Kürt kadın tarihini araştırmaya başlayan Yazar Fatma İzol, yeni kitabı “Tanrıçalıktan tanrılığa Kürtler”de kadının tarihin merkezinde yer aldığına dair belirlemelerini okurlarına sunuyor.
 
Kadın tarihine dair yazılı eserlere yazar Fatma İzol de bir yenisini ekledi. Uzun süredir üzerinde çalıştığı eseri “Tanrıçalıktan tanrılığa Kürtler”i yazmaya, insanlık tarihinin en eski yerleşim yeri olan Göbeklitepe’yi araştırarak başlayan Fatma’nın kitabı Aram  Yayınevi’nden çıktı. Toplam 523 sayfadan oluşan kitapta yazar “Göbeklitepe”, “Mitraizm”, “Ezdailik”, “Deq”, “Hitit Kürt İmparatorluğu”, “Amazon Kürt kadınları” başlıkları altında kadınların tarihteki yerini irdeliyor. Kadınları ırk, dil, kültür, sanat gibi alanlarda araştıran Fatma, kitabın ilk olarak erkekler tarafından okunması gerektiğini dile getirdi.
 
‘Araştırmaları Sayın Abdullah Öcalan’la paylaştım’
 
Araştırmalara nasıl başladığını paylaşan Fatma, kendisini bu konuda cesaretlendiren kişin PKK Lideri Abdullah Öcalan olduğunu kaydetti. Kadın tarihinin, insanlık tarihini bilince çıkarmakla eşdeğer olduğunu söyleyen Fatma, tutsaklık sürecindeki araştırmalarında cezaevi kütüphanesinden faydalandığını ekledi. Fatma, “Dikkatimi çeken çok önemli noktalar oldu. Ben yaptığım akademik araştırmaları Sayın Abdullah Öcalan’la paylaşmıştım. Araştırmaları kendisine bir mektup ile göndermiştim. Bana çok olumlu, sevgi dolu yanıtları olmuştu. Dolayısıyla yapmış olduğum araştırmalarda doğru yolda olduğumu fark ettim. Kadın tarih araştırması yapmak istedim. Benim amacım bir bütün olarak dünya kadınları adına bir tarih araştırmacılığı yapmaktı. Ben bunu yaparken kadınların dinler tarihi oluşturduğunu keşfettim. Bu dinler tarihi miydi, yoksa insanların bir kültür oluşturma tarihi miydi, çoğaldıkça yaşamanın bir adabını oluşturmak istemiş olabilirler” ifadelerine yer verdi.
 
‘Devasa bir kadınlar ve dinler tarihi ile karşı karşıya kaldım’
 
Araştırma sürecinde incelediği dinler tarihinde pirler olarak Kürt kadın figürü ile karşılaştığını belirten Fatma, şunlara işaret etti: “Dinler tarihinin pirlerinin kadınlar olduğunu fark ettim. Daha sonra bu tarihinde aryenik bir halka ait olduğunu fark ettim. Aryenik halkın da köken olarak Kürtlerle özdeşleştiğini fark ettim. Bu üç önemli nüve birleşince çok önemli buluntulara rastladım. Birincisi merkezde kadın vardı, ikincisi ahlaki bir toplum oluşturmak istiyordu bu kadınlar ve bu çerçevede kurallar koymuşlardı. Belki de Hazreti Musa’nın 10 yasası bu kadınların koymuş olduğu kuralların ta kendisiydi. Böylece devasa bir kadınlar ve dinler tarihi ile karşı karşıya kaldım. Bunların araştırmasını yaparken bu tarihi Aryenik olan Kürt halkının oluşturduğunu fark ettim. Bu üç nüve beni çok heyecanlandırmıştı. Doğal olarak önemli başlıklar üzerinde araştırmalar yapmak istedim. Tarihin en dip noktalarına ulaşmak gerektiği kanaati oluştu. Puzzle’ın eksik parçası kadındı ve kadının tarihsel sürecini bulmak için Göbeklitepe’ye gitmek gerekiyordu. Bu süreci Göbeklitepe’den başlattım.”,
 
‘Kadın insan değil, kozmos doğuruyor’
 
Fatma, araştırmalarının karşılık bulabilmesi adına her alanda çalışma yürüttüklerinin altını çizerken, arkeolojik araştırmaların sonucunda çıkan heykellerle yakından ilgilendiğini dile getirdi. Özellikle tanrıça heykelleriyle ilgilendiğine değinen Fatma, “Tanrıça heykellerinin, kıyafetlerinin bugün Kürt kadınların giydiği olduğu kiras xeftanla aynı şeyler olduğunu gördüm. Bugün hala kadınların o kıyafetleri giydiğini gördüm. Göbeklitepe’yi çevreleyen 12 tane stel var ve 12 tane stelin orta merkezinde 2 büyük stel var. Arkeolog bu stellerden birinin erkek birinin kadın olma ihtimalinden söz ediyor. Burada bir erginlenme töreni olduğunu fark ettim. Arkeologlar bu mekanın, bir erkek mekanı olduğunu düşünüyorlar. Ben zıt düşüncedeyim, Göbeklitepe’nin merkezinde kadının olduğunu düşünüyorum. Burada erginleşen erkeklerin varlığını görmekle birlikte bu erkeklerin ölümü temsil ettiği, bir kazıda bulunan bir kadının ise doğum yaptığını görüyoruz. Arkeologlar ve tarih araştırmacıları, bu kadının ters yani ölü doğum yaptığını söylüyor. Ben bunun aksini düşünüyorum ve bu kadın bir insan doğurmuyor, kozmosu doğuruyor. Kafası kesik olan erkek ise ölümü temsil ediyor” şeklinde konuştu.
 
Fatma İzol kimdir?
 
Riha (Urfa) merkezde 1970 yılında doğan Fatma İzol, 1990 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği bölümünden mezun oldu. 20 yıl boyunca Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) üyesi ve yöneticisi oldu. Fatma daha sonra öğretmenlikten istifa ederek Riha’da (Urfa) Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Riha İl Eşbaşkanlığı yaptı. “KCK davası” kapsamında 2012 yılında tutuklanan Fatma, cezaevinde geçirdiği süreçte Kürt kadın tarihini araştırmaya başladı. Çok sayıda gazetede 120’nin üzerinde makale ve araştırma yazıları yayınlanan Fatma, dijital medya platformu YouTube üzerinden de 20’den fazla eğitim içerikli program yaptı.