AKP’nin 2017 yılı ‘Kadın İstihdamı Politikası’ bir bakış...

  • 09:11 11 Ocak 2018
  • Kadının Kaleminden
“AKP hükümetinin kadın emeğine yönelik yapmış olduğu düzenlemelerle kadın emeğine dönük ucuz ve güvencesiz işçilik politikaları 2017 yılında değişmedi. OHAL sürecinden dolayı değişmeyen politikaların uygulanma biçimi ise derinleşti.”
 
Arzu Çerkezoğlu
 
Emeği ile geçinenler için 2017 yılı oldukça zordu. 21 Temmuz 2016 yılından itibaren uygulanan ve beşinci kez uzatılan OHAL, emeği de askıya aldı. Darbe girişiminin konusundan farklı ve birbiriyle alakasız birçok konu KHK ile düzenlendi. Olağanüstü halin gerekli kıldığı konular dışında düzenlenen KHK’ler çalışma hayatı içinde de açıkça Anayasa’ya aykırı biçimde uygulandı. OHAL’in etkilerini çeşitli biçimlerde gördüğümüz süreçte en çok etkilenen kuşkusuz kadınlar olmaktadır. İnsan Hakları Ortak Platformu’nun derlediği verilere göre; OHAL gölgesi altında geçirdiğimiz 1 yılda 11 kadın derneği kapatıldı. OHAL’le birlikte ilan edilen KHK’lerle ihraç edilen kamu emekçisinin en az yüzde 20’sini kadınlar oluşturmakta;  ihraç olma baskısı ve iş bulmakta zorlanış kadınları işsizlik döngüsü içine almaktadır.  
 
İşsiz kalma baskısı 
 
Türkiye’de kadınlar OHAL döneminde daha fazla güvencesiz ve daha fazla esnek çalışma sarmalı içerisinde oldular. Çıkarılan KHK’ler ile her an işsiz kalma baskısı çalışma hayatında hâkim oldu. 
 
Etkili ve sihirli bir araç olarak görüldü
 
2017 yılında işsizliğin artmasıyla ilan edilen istihdam seferberliği kadınlar için de hayali istihdam seferberliğine dönüştü. Sigortalı kadın sayısındaki yükselme sınırlı iken stajyer, çırak ve kursiyer sayısı devasa artış gösterdi. Kadın istihdamı açısından aktif işgücü piyasa programları işsizlikle mücadelede “etkili” ve “sihirli” bir araç olarak görüldü. Kadın işsizliğinde yaşanan artış, kadınları İŞKUR bünyesinde kısa süreli çalışma programlarına yönlendirdi. Hükümet tarafından kamuda işten çıkarılan ve düzenli güvenceli işlerde çalışan kadınların yerine kısmi zamanlı, güvencesiz kadın işçileri ikame etmenin bir fırsatı olarak aktif piyasa programları sunuldu. 
 
Meslekler cinsiyetçileştirildi
 
İŞKUR aracılığıyla sunulan programlar ve kurslar ise kadına sorumluluğunu tekrar hatırlatacak nitelikte. Nitekim kurslarda öğretilen meslekler son derece cinsiyetleştirilmiştir. Kurslar; dikiş, aşçılık, hasta refakatçisi ve çocuk bakıcısı etrafında mevcut mesleki ayrışmayı derinleştirmektedir. 
 
Emeği kullanmaya hazır anlayış
 
AKP hükümetinin kadınları aileye sıkıştıran politikaların geniş bir yeri olduğu biliniyor. Aktif piyasa programları bu politikaların bir yönü olmasıyla beraber hükümetin 2016 yılının ilk yıllarında “müjde” diyerek sunduğu paket bunu doğruluyor. Hükümet 2017 yılının Şubat ayında Meclis’te büyükannelere ve çalışan anne-babalara bir “müjde” verdi. İstanbul ve Ankara’nın da arasında yer aldığı 10 pilot ilde başlatılan proje, torunlarına bakan büyükannelere 425 lira maaş bağlanması ve şartları yerine getiren 6 bin büyükanneye belirli şartlar dâhilinde  “destek” sağlandı. Bu projenin temelinde büyükannelerin düşük ücret karşılığında kamusal hizmetle ikame eden ve kadınların her an emeğinin kullanıma hazır bir biçimde sunan anlayış yatıyor. Bu anlayış erken çocuk eğitimi ve bakımının kamusal hizmet olarak sunulmasının önüne geçmektedir. 
 
Cinsiyet temelli ayrımcılık pekişti
 
AKP hükümetinin kadın emeğine yönelik yapmış olduğu düzenlemelerle kadın emeğine dönük ucuz ve güvencesiz işçilik politikaları 2017 yılında değişmedi. OHAL sürecinden dolayı değişmeyen politikaların uygulanma biçimi ise derinleşti. İstihdam politikaları aracılığıyla sunulan kurslar dahi kadınların yaptıkları işlerin değişmediğini ve kadınların insana yakışır işler bulmakta, bu işleri korumakta büyük güçlüklerle karşılaşmaya devam ettiklerini göstermektedir. Kurslar “kadın-işi” olarak görülen alanlarda yoğunlaşmakta ve bu durum çalışma yaşamındaki cinsiyet temelli ayrımcılığı pekiştirme işlevi görmektedir. 2017 yılında gerek istihdamda gerek çalışma ilişkilerinde kadınlara ilişkin yapılan düzenlemeler cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştirecek niteliktedir.
 
Çalışma hayatının merkezine esnekliği ve güvencesizliği yerleştiren AKP hükümetinin politikalarına karşı emek hareketinin ve kadın hareketinin tüm birikimleri temelinde ortak mücadele yürütmelidir. Tam zamanlı ve güvenceli iş talebi bu sürecin temel gündemi olmalı, çocuk bakım ve eğitiminin kamusal hizmet olarak sunulması için mücadele edilmelidir.