Aile Hukuku Kurulu tepkisi: Haklarımızı hedef alıyorlar

  • 09:03 21 Eylül 2024
  • Güncel
 
Nazlıcan Nujin Yıldız 
 
İZMİR - Türkiye Adalet Akademisi çatısı altında oluşturulan Aile Hukuku Değerlendirme Kurulu’na ilişkin değerlendirmelerde bulunan KCDP İzmir Kadın Meclisleri Temsilcisi Tülin Osmanoğulları, kurulu bir “İrşad bürosu” olarak nitelendirdi. Kurulun merkezine kadını ve çocuğu değil aileyi aldığına dikkat çeken Tülin, “Kadın örgütleri olarak da var gücümüzle onların bu politikalarına karşı her alanda mücadele vereceğiz” dedi.
 
Geçtiğimiz ay Adalet Bakanlığı resmi sitesinde, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un imzasıyla Türkiye Adalet Akademisi çatısı altında, Aile Hukuku Değerlendirme Kurulu’nun oluşturulduğu duyuruldu. Yayınlanan açıklamada söz konusu kurulun aile hukukuna dair güncel konuların ele alınacağı sempozyumlar, çalıştaylar ve eğitimler düzenleyeceği, farklı yaklaşımlar ve çözüm önerileri sunacağı ifade edildi. Aynı zamanda kurulun, bu faaliyetlerle “aile hukuku alanındaki eğitim ihtiyaçlarını” tespit ederek ilgili birimlere “tavsiyelerde” bulunacağı da belirtildi. Bu kurul ile birlikte nafaka, tazminat, boşanma ve velayet hakkı gibi pek çok konu da tartışmaya açılacak.
 
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) İzmir Kadın Meclisleri Temsilcisi Tülin Osmanoğulları,  Adalet Bakanlığı’nın yaptığı açıklamada da belirttiği gibi “sessiz” bir şekilde oluşturulan Aile Hukuku Değerlendirme Kurulu’na ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘Merkezde kadın ve çocuk yok, aile var’
 
Aile Hukuku Değerlendirme Kurulu’nun merkezine, kadını ve çocuğu değil aileyi koyduğunu belirten Tülin, kurul oluşturulurken Avrupa Konseyi ile işbirliği yapıldığının ve uluslararası alandaki akademisyenlerden görüş alındığının ifade edildiğini söyledi. Tülin, “O kadar samimiyetsizler ki. O zaman İstanbul Sözleşmesi’nden neden çıktılar? Tam da dedikleri gibi bu, uluslararası alanda bir sözleşmeydi ve sorunu kökten çözüyordu. Onların derdi bunu da yasallaştırarak tamamen bu aile hukuku dedikleri, aile dedikleri yerde, kadınların en doğal hakkı olan boşanma hakkını bile ellerinden almak istiyorlar. Nafaka hakkını ellerinden almak istiyorlar. Tek dertleri var, kutsal aileyi ayakta tutmak. Bununla da kendilerince bir hukuk uyduruyorlar. Zaten anayasayı tanımıyorlar, hukuku tanımıyorlar. AKP tipi ucube bir hukuk sistemi var etmişler. Yargı paketleriyle ülkeyi yönetiyorlar. Sessiz, sedasız” dedi.
 
‘Kadınları şiddet evlerine kapatmaya çalışıyorlar’
 
“Bu kurulu kimlerle oluşturmuşlar? Kadın örgütleri var mı, gerçekten hukukçular var mı?” diye soran Tülin, kurul oluşturulurken hangi kriterlerin baz alındığının bilinmediğini dile getirdi. Tülin, “Direkt verilmek istenen mesaj şu; kadına diyorlar ki ‘Sen o kutsal ailenin içinde, bizim güçlü kılmak istediğimiz, reisler atadığımız ailenin içinde her türlü şiddete boyun eğeceksin. Boşanamayacaksın ve boşanmak istediğinde de öldürülebilirsin’.  Kadınlar artık boşanmak istediklerinde tek başına öldürülmüyorlar, çocuklarıyla birlikte öldürülüyorlar. İşte onların bu kutsal aile dedikleri, aile hukuku dedikleri hukuk yüzünden artık kendi çocuklarını öldüren babalar var oldu. O yüzden de hiçbir bilimsel veriye dayanmadan bunu var etmeye ve kadınları da kutsal dedikleri şiddet evlerine kapatmaya çalışıyorlar” şeklinde konuştu.
 
‘Pratikleri ortada’
 
Aile Hukuku Değerlendirme Kurulu’nun aile içi sorunları çözüme kavuşturma iddiasına değinen Tülin, “Pratikleri ortada” diyerek zaten bu sorunlara karşı İstanbul Sözleşmesi’nin olduğunu, bu sözleşmenin çözümleri var eden bir sözleşme olduğunu ifade etti. Tülin, “Niye bunu etkin uygulamayıp bir gecede çıktılar da şimdi ne olduğu belli bile olmayan bir şeyi önümüze koyuyorlar ki? Kendi kafalarındaki o aileyi yaratmak istedikleri için. Vermek istedikleri mesaj da çok net. Dediğim gibi o ailenin içinde kadın yok, çocuk yok. Bu direkt kadının hayatını zorlaştıran, kendi geleceğiyle ilgili karar almasını zorlaştıran bir yöntem. Hukuk diyemiyorum, bu hukuk değil ki. Böyle bir hukuk olamaz, dediğim gibi pratikleri ortada” diye belirtti.
 
 ‘Nafakayı bile ödemeyen erkeklerin olduğu bir ülkedeyiz’
 
6284 sayılı kanunun etkin uygulanmaması sebebiyle her gün üç-dört kadının katledildiğini vurgulayan Tülin, Aile Hukuku Değerlendirme Kurulu’nu kast ederek “Ne olduğu belli olmayan şeylere ihtiyaç yok” dedi. 6284 sayılı kanunun uygulandığı müddetçe kadınların yaşayacağının altını çizen Tülin, “Boşanmaları kolaylaştıracaklarmış. Nasıl kolaylaştıracaklar boşanmaları? Erkeğin beyanını esas alarak. Nafaka ve tazminat hakkı sonra görülecek, boşanmayı hızlandıracak. Bu nereye kadar gidiyor biliyor musunuz? Şeri hukukuna kadar, bir erkeğin dört kadınla evlenmesine kadar. Yani boşanmayı kolaylaştıracağız derken erkeğin hayatını kolaylaştıracağız diyorlar. Zaten nafakayı bile ödemeyen erkeklerin olduğu bir ülkedeyiz. Pratiklerinden yola çıkarak bu konuda samimi olmadıkları ortada” diye ifade etti.
 
İrşad bürosu…
 
Kurulu “İrşad bürosu” olarak nitelendiren Tülin, her aileye bir danışman verildiğini ve danışmanlarla görüşen kadınlarla iletişim kurduklarını paylaştı. Tülin, “Giden kadın arkadaşlarla konuşuyoruz. Dini referanslarla şunu öğütlüyorlarmış kadınlara: ‘Kol kırılır, yen içinde kalır. Sen idare edeceksin, sen kadınsın, sen çekeceksin. Yeter ki o aile bozulmasın.’ Ama o ailelerde neler oluyor, biz görüyoruz. O ailelerde çocuklar öldürülüyor, istismara uğruyor. Kadınlar katlediliyor, her türlü şiddeti görüyor. Bu kurulla sözüm ona aileyi koruyorlar ya ama o ailede dediğim gibi kadın ve çocuk yok” diye konuştu.
 
‘Geri püskürtüyoruz’
 
9’uncu yargı paketinde 6284 sayılı kanunun tartışmaya açıldığını hatırlatan Tülin, şu ifadelere yer verdi: “Orada neyi tartışmaya açtılar? Israrlı takip eden şahıs bunu sürdürürse ona bir zorlama hapsi veriyor. Bunu kaldırmayı tartışan bir siyasi iradeden, zihniyetten söz ediyoruz. Kadın örgütleri 9’uncu yargı paketinde geri adım attırdılar. Kadınlar her alanda çıkıyorlar sokağa ve ses çıkarıyorlar. İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırdılar ama 6284’e dokundurtmamak için var gücümüzle meydanlardayız ve geri püskürtüyoruz. Bu bir kazanımdır.”
 
‘AKP’nin ailesi’
 
Son sürecin en can yakıcı gündeminin Amed’de 8 yaşındaki Narin Güran’ın katledilmesi olduğunu ifade eden Tülin, Narin’in 19 gün sonra katledilmiş halde bulunduğunu hatırlatarak, AKP milletvekili Galip Ensarioğlu’nun yaptığı açıklamayla suçüstü olduğunu söyledi. Narin’in ailesinin tam da kurulmak istenen aile olduğunu vurgulayan Tülin, “AKP’nin ailesi. Öyle de beyan ettikleri için söylüyorum. Ailenin birçok üyesi yöneticileriymiş, kırk yıllık dostlarıymış. Her türlü korumaya, kollamaya aldılar. Peki, o ailede neyi görüyoruz? Gerçekten çok can yakıcı bir şey; şüpheli çocuk ölümleri gündeme geldi. Biz Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu olarak her ay veri yayınlıyoruz. Şüpheli kadın cinayetlerini yayınlıyoruz özellikle İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldıktan sonra. Ama son birkaç gündür Narin ile birlikte, işte o kutsal aile dedikleri AKP’nin ailesinde şüpheli çocuk ölümlerini konuşuyoruz” sözlerine yer verdi.
 
‘Her alanda mücadele vereceğiz’
 
Kadınların var gücüyle sokaklarda olacağını ve mücadele edeceğini dile getiren Tülin, uygulamaya konulmak istenen yasalara, kanunlara geçit vermeyeceklerini vurguladı. Tülin, son olarak şöyle konuştu: “Narin olayı bize, bu ülkeye bir kez daha şunu gösterdi: Bu ülkede ne çocukların ne kadınların can güvenliği var. Bunun da sorumlusu, bizi yöneten siyasi iradenin kendisidir. Hayata geçirmeye çalıştıkları güçlü aile, kutsal aile politikalarıdır. Biz kadın örgütleri olarak da var gücümüzle onların bu politikalarına karşı her alanda mücadele vereceğiz. 6284’ün etkin uygulanması için her alanda mücadele vereceğiz.”