Size layık olmak için vicdanlı olmayı seçtik

  • 09:05 29 Temmuz 2024
  • Kadının Kaleminden
 
 
“Yıldızlar ve sular tanıktır
Aç ve kavruk bir memeden
Direnmeyi yudum yudum emen
Bir çocuk gibi öğrendik
Ve direndik
Ordular kurduk türkü renklerinden
Bütün ağıtları bir hücumla yendik”
 
Şivekar Ataş*
 
Merhaba güzel yürekli annelerimiz. Her şeyden önce o güzel ve bir o kadar da koca yüreğinizden öpüyoruz. Bereket ve rahmet dolu ellerinizi öpüyoruz. Siz değerler değerini yaratan annelerimize yazmak bizlere büyük bir şeref bağışlanmasıdır. Bizlere o şereften bir parça düşmesi bizleri gururlandırır. Mektubu yazarken hem mutlu hem de bir utanç içerisinde yazıyorum. Size yazabilmek ve sizlerin bir parçası olmak onur ve gurur yaratırken sizlere bize ilk öğrettiğiniz hayatımızın anlamı olan dilimizle yazamıyoruz. Kürtçe olunca vermiyorlar. Satırları yazarken utanç yaşadığımı bilmenizi isterim. Her şey, sizlerin bize kendi dilinizle anlatmanızla anlam buldu. İnsanın anadili ikinci annesidir. Çünkü insan her şeyi annesinden öğrenir. İnsan annesini kaybetse annesinin diliyle ayakta kalır. Annesinin dilini unutmak işte o zaman annesine karşı ihanete girmektir. O yüzden de sizin bize öğrettiğiniz dilimiz olan Kurdî yazamamak çok zor olduğu kadar utanç vericidir. Tekrardan özeleştirimi vererek mücadelenizi selamlıyor ve hasretle kucaklıyorum.
 
Sizler bize dağ olmayı öğrettiniz
 
Kürtlüğü için hiçbir bedelden korkmayan kadınlardan doğmak ne güzel. Her çocuğu kendi çocuğu gören kadınların çocuğu olmak ne güzel. Diline sahip çıkan kahraman kadınların çocuğu olmak ne güzel. Yüreği güzel kadınların yüreğinde yer almak ne büyük bir şeref. Annem bana hep derdi ki, “Büyük bir taş yerinde güzel ve kıymetlidir” Sizler artık bize bir tek taş değil, bir dağ olmayı öğrettiniz. Sırtını bu dağa vermek, yere değmemek ve sağlam durmak demek. Bizler de dağın yüceliğini, sağlamlığını alarak yürümek istiyoruz.
 
Sizler bu ülkenin savaşçılarısınız
 
1960-70’lerde Amerika kıtasında halk savaşçıları bir evde saklanıyorlar. Diktatör rejimi eve geliyor, evin annesine savaşçıların nerede olduğunu soruyor. Anne de yerlerini söylemiyor. Diktatör rejimi evdeki 3 çocuğu annenin gözü önünde kurşuna diziyor. Annenin 3 küçük çocuğu öldürülmüş, anne savaşçılara yolluk hazırlıyor. Savaşçılar anneye, “Yerimizi neden söylemedin, çocuklar öldürüldü. Bizler zaten gelecek nesiller için savaşıyoruz” derler. Anne onlara kızar, “Sizler bu ülkenin savaşçılarısınız ama benim çocuklarım daha küçük. Bu ülkeye, halka hizmet edecek yaşta değiller ama sizler öyle değilsiniz” der.  İşte anneler bu yüceliğe sahipler.  Bizler de bu kadar güzel ve temiz yüreklerden doğmuşuz. İşte bizler bu yüzden başı dik yürüyor ve yaşıyoruz. O anne dünyanın diğer ucunda olabilir ama bizim annelerimiz dünyaya ilham olmuş.
 
Bize öğrettiğiniz vicdana sahip çıkıyoruz
 
Bilgelerin bilgesi olan bilgemiz annesine, “Sen benden birkaç metre kumaş istedin. Ben sana özgür bir hayat ve vatan veriyorum” demişti. Bizler de size birkaç metrelik fistan vermek istemiyoruz. Çünkü siz bizi böyle yetiştirmediniz. Biz arkadaşlarımızla kavga ettiğimizde bizi ayıpladınız. Biri bizden yardım istediğinde ve biz yapmadığımızda bizi ayıpladınız. Siz bize bu kadar yücelik öğretirken, bizler büyüyünce nasıl vicdansızca yaşayabilirdik. Size layık olmak için vicdanlı olmayı seçtik. Bedeli esaretse razıyım. Sizden uzak kalmaya da razıyız ama biliyoruz ki sizin annemizin bana-bize öğrettiği vicdana sahip çıkıyoruz.
 
Her daim yol ve yoldaş oldunuz
 
Güzel annelerimiz biz koğuşta 18 kişiyiz. Yanımızda 4 anne, 4 30 yıllık arkadaş var ve diğerlerimiz de genç kadınlarız. Sizin duruşunuz, moraliniz, mücadeleniz, inancınız, maneviyatınız, yüceliğiniz bize her gün, her saniye anlam ve değer katıyor. Yadê Fatma, Yadê Mekiye, Yadê Emine, Yadê Filiz, Dilek, Nibel, Şükran, Arin, Rewşen, Xecê, Zelal, Eylem, Türkan, Betül, Dilan, Meltem, Özlem, Şivekar bizler sizleri yürekten kucaklıyor ve öpüyoruz. Sizler ve annemle gurur duyuyoruz. Sizler bize her daim yol ve yoldaş oldunuz. Rehber pusulamız sizlerin maneviyatı, annelik yüceliğinizdir. Alanda 2 koğuşuz. Diğer koğuşumuz da 19 kişi. Her bir arkadaşın selamı var.
 
Yıldızlar ve sular tanıktır
Aç ve kavruk bir memeden
Direnmeyi yudum yudum emen
Bir çocuk gibi öğrendik
Ve direndik
Ordular kurduk türkü renklerinden
Bütün ağıtları bir hücumla yendik
 
* İstanbul Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nden hasta tutsak Şivekar Ataş’ın annesi Rabia Ataş ve tüm direnen anneler için kaleme alarak ajansımıza ulaştırdığı mektubudur.