Ocağı yakılan Kürde sessiz kalmak

  • 09:07 3 Mart 2022
  • Kadının Kaleminden
 
"Bu günleri en çokta Kürtler bilir… Kürtler bilir katledildiklerinde dünyanın sessizliğini… Hatta aynı haritada 12 saatlik mesafede olan kişilerin “iyi olmuş” sesini. Sessizlikleri yetmiyormuş gibi programlara çıkarak sırf Kürt diye ‘ölümü hak ediyorlar’ diyenleri. Tekrar söylemek istiyorum acıları yarıştırmak değildir amacım, meramım sadece katliamlar karşısında ikiyüzlülüğü vurgulamaktır Bir insan her yerde et ve kemiktir. Peki, söz konusu insanlık ise neden her katledilen halka aynı tepki verilmez ki?"
 
Aysel Işık
 
Soygun, gasp gözü dönmüş sistemlerin aracı olan savaş her kuşağın hayatında birilerini, bir şeylerini alıp götürmüştür… En çokta adı konmamış katliamlar, işgaller insanların canından can almış ve öylece sessizliğe gömülen insanlar yaratmıştır. Dünyanın neresinde olursa olsun bireylerin, iktidarların çıkardığı savaşta tırnağı bile kanayan insanlar için tek yürek olmak insani bir sorumluluktur elbette. Son günlerde Ukrayna savaşından gelen görüntüler herkesi üzerken bir yandan da düşündürüyor. 
 
Çocuklar, aileler, yetişkinler... Kimisi sabah işe gitmek için günlük hazırlığını yaparken kimisi uykusunun en güzel saatlerinde, kimisi ise yemek yerken kulak zarını patlatacak sesler duyarak güne başladı. İlk bombardıman sesinin ardından göğü kaplayan toz bulutu ve ardından savaşın o korkunç haliyle karşılandı gün…  
 
Savaşın başladığı ilk anda siviller katledildi çocuklar evsiz yurtsuz kaldı. Bu savaş hakkında tek bir söz sahibi olmayan Ukrayna halkı gözü dönmüş iktidarların bombardımanı altında ölüm kalım savaşı veriyor.
  
Bu günleri en çokta Kürtler bilir… Sabahın seherinde gecenin en zifiri karanlığında bombardımanları duyanlar, ölenler, paramparça olmuş Kürt ailelileri çok daha iyi bilir. Kürtler bilir katledildiklerinde dünyanın sessizliğini… Hatta aynı haritada 12 saatlik mesafede olan kişilerin “iyi olmuş” sesini. Sessizlikleri yetmiyormuş gibi programlara çıkarak sırf Kürt diye ‘ölümü hak ediyorlar’ diyenleri. Tekrar söylemek istiyorum acıları yarıştırmak değildir amacım, meramım sadece katliamlar karşısında ikiyüzlülüğü vurgulamaktır.  Çocuk her yerde çocuktur. Bir insan her yerde et ve kemiktir. Her insan evi yıkıldığında panzerle ezildiğinde aynı acıyı çeker. Peki, söz konusu insanlık ise neden her katledilen halka aynı tepki verilmez ki?
 
Adı konmamış savaşlar
 
Çok değil 7 yıl öncesi kanlı canlı aklımızda. Gözümüzün önünde şehirler yerle yeksan edildi. Bodrumlarda yakıldı canlar, panzer arkasında sürüklendi gencecik bedenler buzdolabına konuldu cesetler, kokmasın diye… Bebeklerin, kadınların, gençlerin cenazeleri hastanenin yemekhanesinde üst üste konuldu, keskin beden kokusu tüm hastaneyi kapladı. Kaç yıl önce de hemen diğer yanımızda Efrîn, Gre Spi’de insanlar katledildi, çocukların incecik bedenleri kimyasallarla yakıldı… O zaman da savaştı… Kürtler adını koymuştu, savaştı.  Ama dünya adını koyamamıştı bu katliamlara. İnsanlığın sessizliği Kürtlerin evini buğulandırmıştı.
 
Anneler bir 90 boylarındaki çocuklarının kemiklerini defnederken ağıtlar yaktı, çocukları kazılan yerlere sığmayacak diye… Anneler, çocuklar, eşler paramparça olan yakınlarının bedenlerini moloz yığınları arasında topladı. Su kenarında atılan molozlarda uzuvlar çıkarıldı, anılar arandı. Çocukların bedenlerindeki acıları yüz ifadelerinde fotoğraflandı. Hepsi bunlar değil tabi bu sadece küçük bir kısmı. Tüm bunlara savaş demeyen sessiz kalanlar şimdi neyin davasını yürütüyor. İşte bu yüzden bedenlerdeki acıların ikiyüzlülüğünü yapanların samimiyetsizliği bir kez daha insanlığı öldürüyor.
 
Ne var ki bunların hepsini insanlığa yaşatanlar doyumsuzluğun en dibini yaşayan güçlerdir. Asıl mesele bunlar yapılırken insanlığa ait olan bu yaşam yok edilirken, karşılarında nasıl tek yürük olması gerektiği değil midir? Kim örgütlü insanların karşısında dura bilir ki. Hangi top, tüfek demir yığınından oluşan uçak insanlık için ses çıkaranların önünde dura bilir ki. Bugün Ukrayna’da yaşananlar Efrin, Gri Spi, Şırnak,Cizre,Nusaybin , Sur ve tüm Ortadoğu  ülkelerine çıkarılmayan ses yüzünden gerçekleştiğini unutmamak gerekir.  
 
Sonuç mu elbette ki insanlar ölmemeli toprakları işgal edilmemeli ‘savaşa hayır’ denmeli. Ama bunu söylerken içten olmalı insan, tüm insanlık için demeli. Evimin bahçesi yanmasın ama komşumun arka bahçesi yansına getirilirse mesele, ne yazı ki o zaman insanlık tekrar tekrar ölür….