Cumartesi Anneleri bu ülkenin adaletidir

  • 09:02 28 Kasım 2020
  • Kadının Kaleminden
“Kayıp yakınları, kayıplarından doğmuştur. Onlar ile işkenceyi iliklerine kadar yaşamış, karanlık hücrelerde inanç dokumuşlar, aç susuz kalmış, acılarını ekmek su bellemiş, sancılarıyla doyup büyümüşlerdir. Çünkü haklı olmak böyle bir şey, çünkü hakkı için direnmek böyle bir şey. Tüm baskılara karşı kazanacağına inanmaktır, haklı olmak.”
 
Gülbahar Alpsoy
 
Galatasaray Meydanı her Cumartesi günü gözaltında kaybedilen yakınlarımızın, orada direnenlerin bakışlarında, duruşlarında, mücadelelerinde can bulduğu bir direniş alanıdır.
 
Orada çocuklar gerçeklere tanıklık ederek büyüdü. Orada, evlatlarının cansız bedenlerini bulamadan hayatını kaybeden analar oldu. Orada yitirildiği sanılan umudun kökleri inanç ile sulandı, umut filizlendi ve büyüdü. ‘Umuttan korkulur mu?’ diye sormayın, korktular hem de öyle korktular ki alanda büyüyen ağacın dallarını kırdılar, gövdesini yaraladılar. Ama umut ağacının yeşillendiği kökü unuttular. 
 
O kök ki babaları çalınan çocukların babasız geçen günlerinin feryadı, çocukları çalınan anaların ahlarıyla sulanmıştır. Kayıplarımızın Nerede olduklarını bilmediğimiz diyarlarda kurduğumuz hayallerle sulanmıştır. Kimselere anlatılamayan anlatılmıştır. Büyük sözler verilmiştir, umut ağacının köküne. Güçlü olsun istedik, tıpkı kayıplarımız gibi güçlü ve dirençli.
 
Çaldınız yakınlarımızı bizden. İşkence ettiniz, katlettiniz, kaybettiniz. Bir kayıpla yaşamanın ne olduğunu anlamanızı beklemiyoruz, anlayamazsınız. Anlamanız gereken husus kayıp yakınlarını susturamayacağınız ve yıldıramayacağınızdır. Çünkü kayıp yakınları, kayıplarından doğmuştur. Onlar ile işkenceyi iliklerine kadar yaşamış, karanlık hücrelerde inanç dokumuşlar, aç susuz kalmış, acılarını ekmek su bellemiş, sancılarıyla doyup büyümüşlerdir. ‘Babam, anam, kardeşim kayıp, gördünüz mü?’ diye haykırdıklarında, sessizliğin orta yerinde olduklarını gördüklerinde bile mücadeleden vazgeçmemişlerdir. Çünkü haklı olmak böyle bir şey, çünkü hakkı için direnmek böyle bir şey. Tüm baskılara karşı kazanacağına inanmaktır, haklı olmak. 
 
Şimdi sormadan edemiyorum umudun kök vermesi midir bu kadar öfke,  yoksa yasaklamaların sınır tanımazlığımıdır.
 
Hükümet yetkilileri binlerce kaybın akıbetini açığa çıkarıp sanıklardan hesap sormak yerine yeri geldi anaları gözaltına aldı, yeri geldi seslerini duyurmaya çalıştıkları meydanlara el koydu, şimdi ise hiç bitmeyen davaları açmaya devam ediyor.
 
Cumartesi annelerinin yüce direnişine dava açmak yerine, on yedi binden fazla insanı katleden ve kaybeden sorumlulardan hesap sorun. Hesap sorun ki tarih karşısında yargılanmayın. 
 
Unutmayın unutturmayın, tarihin karanlık sayfalarına ışık tutan Cumartesi anneleri, bu ülkenin adaletidir.