Türkiye yargısı raporlarla gözler önünde!

  • 09:06 1 Haziran 2019
  • Kadının Kaleminden
“Söz ‘sıfır toleranstan’ açılmışken, adaleti es geçmek olmazdı. İzmir ve İstanbul. Bu iki adreste bulunan adalet salonları geçtiğimiz günlerde “ Bu kadarına da pes” dedirtecek olaylara tanıklık etti. İş isteyen bir kadına “İşte kocan çalışıyormuş ya” demekten çekinmediği bir siyasi iklimde... Bu ülkede duruşma sırasında kadın avukatın giysisine laf söyleyen bir hakim de var artık.”
 
Gülistan Azak
 
Partili Cumhurbaşkanı dün Beştepe’de Yargı Reformu Stratejisi’ni tanıtırken şöyle dedi: “ Türkiye işkence ve kötü muameleye sıfır tolerans anlayışını benimsemiş bir ülkedir. Geçmişte hep tartışılan sistematik işkence, kötü muamele geride kalmıştır. Bu alandaki kazanımları korumaya kararlıyız”
 
Urfa Halfeti’de düzenlenen operasyonda gözaltına alınanlara yapılan işkenceye yönelik hazırlanan raporları şöyle bir hatırlayalım.Gaziantep Barosu İnsan Hakları Merkezi avukatları, işkence gördüğünü ifade eden yurttaşlarla görüşerek raporu basın toplantısıyla duyurdu:
 
“Tablo çok vahimdi. Daha önce de işkenceler yapılırdı. Bu işkenceler yapıldığında iz emare bırakılmazdı. Bire bir görüşme yaptığımız şüpheli şahsın alnında sekiz günlük yara, yaranın üzerinde zımba vardı. Elektrik vermişler sürekli darp etmişler. Geceden sabah  7’ye kadar. Yaklaşık 50 yaşındaki kadın işkence tipini anlatmayacağını detayları kadın avukatlara anlattığını, bize sadece kolunu gösterebileceğini söyledi.” Türkiye yargısı raporlarla göz önünde!
 
Söz ‘sıfır toleranstan’ açılmışken, adaleti es geçmek olmazdı. Gelin biraz da ülkedeki adalet sisteminin işletildiği solanlara bir göz atalım. İzmir ve İstanbul. Bu iki adreste bulunan adalet salonları geçtiğimiz günlerde “Bu kadarına da pes” dedirtecek olaylara tanıklık etti.
 
İlk adresimiz İstanbul. İstanbul Anadolu Adliyesi 2’nci İş Mahkemesi'nde görülen bir işe iade davası duruşması sırasında İstanbul 2’nci İş Mahkemesi Hakimi Mehmet Yoylu ile avukat arasında 'etek boyu' tartışması yaşandı. İstanbul 2’nci İş Mahkemesi Hakimi Mehmet Yoylu, duruşma esnasında diğer avukatlara davacı vekilinin eteğinin diz üstünden yaklaşık 15 santim yukarıda olduğunu ve bu hali ile avukatlık mevzuatına aykırı olup olmadığını sordu. Dahası ise baro başkanlığına bildirmek üzere söz konusu avukatın etek boyunun fotoğrafının çekilmesini istedi. Ancak Avukat "Ben etek boyumun çekilmesini istemiyorum" dedi. Bu beyanın ardından duruşmaya devam edildi. Olayın sosyal medyada hızla yayılmasının ardından HSK harekete geçti ve hakim hakkında soruşturma başlattı.
 
Erkek egemen toplumun yargısı, kadını ezen, döven,  katledenin  durumunu hafifletecek, mazur görecek gerekçeler bulmakta üstüne yoktur.Türkiye’deki hukuk sistemi bu konuda yüz kızartıcı örneklerle doludur.
 
Bu ülkede…
 
Evli olduğu erkekten şiddet gördüğü için karakola giden kadınları eve dönmeye ikna eden polisler var.
 
Tecavüzcü müvekkillerini savunurken mağdur için “O saatte o kıyafetle orada işi neydi?” diyen avukatlar var.Takım elbise giydiği için çocuk istismarcılarına iyi hal indirimi veren hakimler var.
 
Cumhurbaşkanı’nın iş isteyen bir kadına “İşte kocan çalışıyormuş ya?” demekten geri durmadığı bir siyasi iklimde... Bu ülkede duruşma sırasında kadın avukatın giysisine laf söyleyen bir hakim de var artık.
 
Durun daha bitmedi. İkinci adresimiz İzmir. Kınık Adliyesi'nde Asliye Ceza ve Sulh Hukuk Mahkemeleri'nde zabıt katibi olarak görev yapan G.Ö. 16 aydır birlikte çalıştığı Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi F.T.  hakkında kendisine mobbing uyguladığı iddiasıyla şikayet dilekçesi verdi. Ancak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmek üzere Kınık Cumhuriyet Savcılığı'na verdiği dilekçesinde hakimi rencide ettiği gerekçesiyle kendisine 1 yıldan 2 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. Kınık Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi  F.T. şikayetçisi olduğu iddianameyi kabul ederek, davayı açtı. Ardından da tensip zaptı düzenledi ve kendisine de 21 Mayıs'a verdiği duruşma günü için davetiye çıkardı. F.T., geçen 21 Mayıs günü görülen ilk duruşmada hem müşteki hem de hakim olarak yer aldı.
 
Bu da oldu işte. Bir mahkeme salonunda bir kimse hem hakim hem de müşteki olarak yer aldı.Ülkenin “sıfır tolerans” yargısı gözler önünde.
 
Daha ne olsun. Darısı bizi kıskananlara…