Sokağa çıkma yasağından barış talebine…

  • 09:02 15 Aralık 2025
  • Güncel
Neslihan Kardaş 
 
ŞIRNEX- Sokağa çıkma yasağında eşini kaybeden ve dört çocuğuyla birlikte 10 yıldır yaşam mücadelesi veren Zeycan Taşkın, “Biz barış istiyoruz. Eşimi kaybettim, çok büyük acılar yaşadım ve başkalarının da bu acıyı yaşamasını istemiyorum” dedi.
 
Şirnex’in Cizîr ilçesinde 14 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında yüzlerce kişi katledildi; kentte savaşın izleri hâlâ silinmiş değil. Çocuklarını kaybeden sayısız aile, annesiz ve babasız bırakılan yüzlerce çocuk var. Cizîr’de kime dokunulsa, yasaklar döneminden kalan derin bir acıyla karşılaşmak mümkün.
 
O dönemde halkın sürdürdüğü direniş, bugün de farklı biçimlerde devam ediyor. Yasaklar sürecinde eşi Cabbar Taşkın’ı kaybeden Zeycan Taşkın da bu acının tanıklarından biri. Zeycan Taşkın, eşini kaybetmesinin ardından, en büyüğü 15, en küçüğü 9 yaşında olan çocuklarıyla birlikte 10 yıldır ağır bir yaşam mücadelesi veriyor.
 
Baskılar nedeniyle kaybettiği eşinin fotoğraflarını dahi evinin duvarına asamayan Zeycan Taşkın, yasaklar sürecinde yaşadıklarını anlattı.
 
‘Feryat sesini duydum ama gidemedim’
 
Eşi Cabbar Taşkın’ı Cizîr’de ilan edilen sokağa çıkma yasağında kaybeden Zeycan Taşkın, eşinin lavaboya gitmek için evden çıktığını ve o esnada açılan ateşle birlikte eşinin çığlığını duyduğunu belirtti. Eşinin feryadını duyan ancak havada uçuşan mermiler nedeniyle yanına dahi gidemeyen Zeycan Taşkın, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Feryat sesini duydum ama gidemedim. Korktum. Ben de gidersem ve ölürsem çocuklarım kimsesiz kalır diye korktum. Ardından uzun bir süre bekledim, saat gecenin dokuz onuydu. Sonra o tarafa doğru gittim. Bir feryat, hemen ardından derin bir ‘ah’ sesi duydum. Biraz ilerledikten sonra eşimi boylu boyunca yerde gördüm. Bana ne olduğunu ben de anlamamıştım, onun yanına varamamıştım daha. Gözlerimi açtığımda evdeydim, kendi yatağımdaydım.”
 
‘Cenazemiz iki gün taziye evinde kaldı’
 
Zeycan Taşkın, gözlerini sabah saatlerinde açtığını, yanında ise 9 ve 10 yaşındaki çocuklarının olduğunu söyledi. Feryat figan eşine bakmaya gittiğini belirten Zeycan Taşkın, “Eşime bakmak için gittim ama orada değildi. Sabah saat dokuz gibiydi. Cenazelerin taziye evine götürüldüklerini biliyordum. On yaşındaki oğlumu alıp taziye evine gittim. Taziye evinin içine girdim ama halk benim içeri girmeme izin vermedi. İkinci kez kimseye görünmeden, oğlumla birlikte tekrar içeri girdik. Cenaze bir masanın üzerindeydi. Ben her şeyin farkındaydım, biliyordum ama oğlum bilmiyordu. Korkuyordum, titriyordum. İlk başta yaralıdır diye düşündüm. Oğlum bir çocuktu ve korkuyordu, ben de korkuyordum. Üçüncü defa battaniyeyi kaldırınca, ‘Hasan oğlum, babanı öldürmüşler’ diye bağırdım. Bunu söyleyince Hasan kaçmaya başladı, bağırış çağırış ve feryat figan taziye evinden kaçtı. Ardından ben de koştum çünkü oğlumun da öldürülmesinden korkuyordum. Oğlumu alıp eve gittik. İki gün evde kaldık, cenaze de iki gün taziye evinde kaldı. Ardından cenazeyi hastaneye götürdüler” sözlerini kullandı.  
 
‘İki küçük çocuğumla yalnız kalmıştık’
 
14 ve 15 yaşındaki çocuklarının çalışmak için başka bir kente gittiklerini anlatan Zeycan Taşkın, şöyle konuştu: “Artık kendi evimizde uyuyamıyorduk çünkü iki küçük çocuğumla yalnız kalmıştık. Kayınpederim de diğer oğlunun evine gitmişti. Ben yalnız kalınca akrabalarımız bizi alıp kayınpederimin evine götürdüler.”
 
‘Eşimden geriye hiçbir şey kalmadı’
 
Eşini kaybettikten sonra her anlamda çok zorlandığını ifade eden Zeycan Taşkın, “Çok rezillik gördüm, çok yokluk yaşadım. Geçimimizi yaz aylarında fındık toplayarak sağlıyoruz. Eşimden geriye hiçbir şey kalmadı. Eşimin ailesi bana yardımcı olmadı, bana bir şey vermediler. Kendi başıma çalışıyorum ama artık hastayım. Şeker, tansiyon ve kolesterol gibi birçok sağlık sorunu yaşıyorum. Artık çocuklarıma bakmakta zorlanıyorum” ifadelerini kullandı. 
 
‘Başkalarının da bu acıyı yaşamasını istemiyorum’
 
Zeycan Taşkın, son olarak başlayan sürece değinerek, “Biz barış istiyoruz. Kimsenin ölmesini istemiyoruz. Ben eşimi kaybettim, çok büyük acılar yaşadım. Başkalarının da bu acıyı yaşamasını istemiyorum. Başka hiçbir annenin yüreğine acı düşsün istemiyoruz” dedi.