Feray Mertoğlu: Herkes bu süreç için sorumluluk almalı

  • 09:04 11 Ocak 2025
  • Güncel
 
Elfazi Toral
 
İSTANBUL - PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşme sonrası verilen mesajı değerlendiren SYKP Eş Genel Başkanı Feray Mertoğlu, “Hem Ortadoğu’da hem Türkiye’de ilmek ilmek barışın koşullarını sağlamamız gerekiyor” diyerek, herkesin bu sürece katkı sunması gerektiğini ifade etti.
 
PKK lideri Abdullah Öcalan, ağırlaştırılmış tecrit koşulları altında tutulduğu İmralı Adası’nda, 23 Ekim 2024 tarihinde ailesiyle bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede öne çıkan mesajlar arasında, "Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim" ve "Tecrit hâlâ devam ediyor" ifadeleri yer aldı.
 
Bu gelişmenin ardından, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, 28 Aralık 2024’te İmralı’da Abdullah Öcalan ile bir görüşme daha gerçekleştirdi. Bu görüşmenin ardından Öcalan’ın, DEM Parti İmralı Heyeti aracılığıyla kamuoyuna sunduğu 7 maddelik mesaj paylaşıldı. Mesajda, toplumsal barışın sağlanabilmesi için tüm dinamiklere düşen rol, misyon ve sorumluluklara vurgu yapıldı.
 
Süreçle ilgili değerlendirmede bulunan Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Feray Mertoğlu, toplumsal barışın tesisi için herkesin çözüm sürecine katkıda bulunması gerektiğini belirtti.
 
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi milletvekilleriyle tokalaşmasını anımsatarak sözlerine başlayan Feray Mertoğlu, DEM Parti milletvekilleri Pervin Buldan ile Sırrı Süreyya Önder’in, 28 Aralık’ta İmralı Adası'nda PKK Lideri Abdullah Öcalan ile bir görüşme gerçekleştirdiğini ve bu görüşmede Abdullah Öcalan’ın göndermiş olduğu mesajların önemli olduğunu belirtti.  Abdullah Öcalan’ın “Koşullar oluşturulursa elimden geleni yaparım” ve “ Tecrit hala devam ediyor”  sözlerine dikkat çeken Feray Mertoğlu, “Yüz yıllık bir Kürt sorunu ve 40 yıldır çatışmalı bir süreç var.  Bunun bir şekilde çözüme ulaştırılması gerekiyor. Atılan adımlarla birlikte atmosfer hiç değişmedi. Kayyımlar bir taraftan devam etti, gözaltılar, tutuklanmalar, katliamlar, tecrit ve infaz ertelemeler devam etti. Durum böyle olunca toplumda bir güvensizlik durumu da yaratılmış oluyor. Dolayısıyla bir barış mevzusu konuşulacaksa toplumsal rızanın alınması için kimi iyileştirmeler de yapılması gerekiyor. Devletin de yapması gereken bu.  Abdullah Öcalan’ın göndermiş olduğu 7 maddelik mesajda en önemli olanı şeffaf olunması. Parlamento dışında tüm toplumsal dinamiklerle de görüşülüp bütün toplumun görüşünün alınması çok önemlidir” dedi.
 
‘Türkiye’nin de dengeden düşme ihtimali var’
 
Devamında “JINNEWS, Mezopotamya Ajansı (MA) ve Yeni Yaşam gazetesinin X hesaplarına erişim engelinin getirilmesi de, saldırıların bir parçasıdır” diyen Feray Mertoğlu, “Barıştan söz edilirken, toplumun mutabakatının da sağlanması gerekiyor. İktidarın ve ortaklarının iyileştirme gösterdiğini görmüyoruz. Bu, akıllara başka şeyler de getiriyor” dedi.
 
Orta Doğu da yaşanan savaşa işaret eden Feray Mertoğlu, “İsrail’in Filistin ve Lübnan’a, kısmen de İran’a yönelik saldırıları, dengeleri zayıflatan bir durum. Ardından da Suriye saldırılarının yapılması ABD, İngiltere ve İsrail üçlüsü ama Türkiye’nin de haberi olduğunu düşünüyoruz. Çünkü ona uygun adımlar da atılmaya başlandı. Özellikle Suriye de HTŞ’nin ve SMO’nun giderek ilerlemesi ve orada Esad rejiminin düşmesi, rejim güçlerine bir müdahalede bulunamaması Rusya ve İran’ın zayıf kalıp dengenin içerisinde yer almaması, Rusya’nın Ukrayna savaşıyla zayıflaması yaşatıldı.  Hizbullahın vurulmasıyla İran’ı dengeden düşürdüler. Türkiye’nin de dengeden düşme ihtimali var” sözlerini kullandı.
 
‘Tüm dinamiklere görev düşüyor’
 
Onurlu bir barış ve demokratik bir çözüm için müzakerelerin başlatılması gerektiğini vurgulayan Feray Mertoğlu, “Cezaevleri hâlâ dolu. Tecrit hâlâ devam ediyor. Tutuklamalar, kayyım atamaları sürüyor. İnsanlar açlık sınırının altında geçim sıkıntısı yaşıyor. Yıllardır savaşa, militarizme, güvenlik politikalarına ve IŞİD çetelerine verilen destek, halkın giderek daha fazla yoksullaşmasına neden oluyor. Halklar savaşa rıza göstermiyor. Dolayısıyla bu durumun iyileştirilmesi gerekiyor.
 
Bütün bunlara baktığımızda, bu süreç bizi barışa götürebilir mi? Burada hem iktidarın halkı aldatmayan, kutuplaştırmayı sona erdiren ve somut adımlar atan bir yol izlemesi gerekiyor hem de toplumsal dinamiklerin sorumluluk üstlenmesi önemli. 2013-2015 sürecindeki eksikliklerden ders çıkararak, toplum ve halklar barış istiyor. Bu nedenle herkesin bu sürece katkı sağlaması şart” diye belirtti.
 
‘Öcalan’ın koşullarının iyileştirilmesi gerekiyor’
 
Feray Mertoğlu değerlendirmelerine şöyle devam etti: “Herkesin, barışın inşa edilmesi için kendi cephesinden barışa hizmet edecek adımlar atması ve barışa giden yolun koşullarını yaratması gerekiyor. 2015’ten sonra patlamalar ve çeşitli sıkıntıların yaşandığı, giderek kurumsallaşan AKP-MHP iktidarının yarattığı bir rejimle karşı karşıyayız. Artık bu rejimin demokratikleşmesi gerekiyor. Demokratik olmayan bir toplumda barıştan söz etmek mümkün değil. Bu nedenle, barışa giden yolu açan, yol temizliği yapan ve bu sorunları iyileştiren çalışmalar yapılması gerekiyor. Özellikle iktidarın üzerine düşen sorumluluk çok fazla. ‘Ezdik, gömdük, gömeceğiz’ gibi söylemlerden vazgeçilmesi gerekiyor. Cezaevlerinde haksız ve hukuksuz bir şekilde yatan tutuklular var. Gözaltına alınan ve tutuklanan gazeteciler hâlâ serbest bırakılmayı bekliyor. Tüm bu sorunlara çözüm üretilmesi şart. Barış herkes için önemli ve herkesin sözünü söylediği bir ortama ihtiyaç var. İktidar gerçekten samimi adımlar atmayı hedefliyorsa, bu gelişmeleri sağlamak zorunda. Ayrıca, ‘Koşullar oluşturulursa teorik ve pratik güce sahibim’ diyen Öcalan’ın koşullarının iyileştirilmesi gerekiyor.”
 
‘Barışın koşullarını bulmamız gerekiyor’
 
Parlamentodaki diğer partilerin de Kürt sorununa dair korkmadan konuşması ve bu konuda net bir duruş sergilemesi gerektiğini kaydeden Feray Mertoğlu, barış için bir adım atılacaksa, bunun yöntemlerini belirlemenin ve uygulamanın önemine değindi. Feray Mertoğlu, “Bu sorun TBMM’de çözülecekse, burada en büyük sorumluluk parlamentoya düşüyor. Barış ve demokrasi isteyen, örgütlü ya da bireysel olarak bu konuda mücadele eden herkesin barış için bir söz söylemesi gerekiyor. Çünkü bu mesele, bizim yarınlarımız ve çocuklarımız için hayati bir öneme sahip.
 
Herkesin, insanca, kardeşçe, eşit ve özgür bir toplum inşa etmek için bir şeyler yapması gerekiyor. Süreç ya da barış denilebilecek bir durum henüz tam anlamıyla oluşmasa da, bir başlangıç yapılmış durumda ve buna dair herkesin elinden geleni yapması lazım. Çünkü bu sorun, yalnızca bir kesimi değil, hepimizi ilgilendiriyor.
 
Hem Orta Doğu’da hem de Türkiye’de barışın koşullarını adım adım, sabırla yaratmamız gerekiyor. Herkesin bir arada yaşayabileceği bir iklimi kurmak için gücümüzü birleştirmek zorundayız. Kamuoyunun, emperyalist yayılmacı politikaların karşısında birlikte hareket etmesi büyük önem taşıyor. Herkes, yapabileceği ne varsa yapmalı” dedi.