Kayıp yakınları Roboskî’de katledilenleri andı

  • 13:11 28 Aralık 2024
  • Güncel
 
HABER MERKEZİ - Kayıp yakınları bu haftaki eylemlerinde, Roboskî’de katledilenleri anarak faillerin yargılanmasını istedi.
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları tarafından Amed ve Êlih’te yapılan eylemlerde kayıpların akıbeti sorularak faillerinin yargılanması istendi. 
 
Amed
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınları “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla düzenledikleri eylem 829’uncu haftada da sürdü. Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya gelen kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları kayıpların olduğu fotoğrafları ve resimlerinin olduğu pankartı açtı. Eylemde ayrıca “Roboskî katliamını unutmadık unutturmayacağız” pankartı da yer aldı. Bu haftaki eylemde 26 Aralık 1997’de Amed’de sivil polislerce gözaltına alınan ve kendisinden haber alınamayan Mehmet Özdemir’in hikayesi okundu. 
 
Burada konuşan İHD Amed Şube Sekreteri Ömer Saman, Roboskî’de katledilenleri andı. Kürt sorununun çözümsüzlüğünden dolaylı Roboskî katliamının gerçekleştiğini ve faillerinin bulunmadığını söyleyen Saman, “Toplumsal barış için onarıcı adaletin sağlanmasını istiyoruz” dedi. 
 
Bu haftaki eylemde 26 Aralık 1997’de Amed’de sivil polislerce gözaltına alınan ve kendisinden haber alınamayan Mehmet Özdemir’in hikâyesi okundu.  Açıklama öncesi konuşan Mehmet Özdemir’in kızı Seyran Özdemir, yıllardır tüm baskı ve zulme karşı kayıplarını arayan Cumartesi Anneleri’ni selamlayarak, söze başladı.  “Bir ülke düşünün ki; kendi insanlarını hukuksuzca gözaltına alıyor, vahşice katlediyor ve ortadan kaldırıyor” diyen Seyran Özdemir, “ Kayıplarının akıbetini soranlara zulüm ediyor, gözaltına alıyor, tutukluyor. Bunlarla bu acı iki kat artıyor. Bu meydanlarda olan bizler, babamızı, kardeşimizi, çocuklarımızı kaybettik. Bu meydanda kayıplarını arayanlar değişti ama iki şey değişmedi. Devletin zulmü ve kayıplarımız hala yok. Benim babamda gözaltına alınıp, kaybedildi. Ne babam ne de failleri bulunamadı. Ama iyi bilinsin ki Cumartesi Anneleri'nin karanlık ellere ve onların sahiplerine karşı çaba ve mücadelesi devam edecektir” diye konuştu. 
 
Mehmet Özdemir’in hikayesini İHD üyesi Fırat Akdeniz okudu.
 
Mehmet Özdemir’in kaybedilme hikayesi şöyle: “Mehmet Özdemir 1954 yılında Amed’in Licê’ye bağlı Araki köyünde doğar. Evli ve yedi çocuk babasıdır. Araki köyüne devlet güçleri tarafından sürekli baskın yapılmaktadır. Bu baskılardan kaynaklı Mehmet Özdemir ailesini de alarak Amed’e göç etmek zorunda kalır. Bir süre sonra ise Araki köyü devlet güçleri tarafından yakılıp boşaltılır. Mehmet Özdemir köye dönme ihtimali kalmadığı için Amed’de hayvan ticareti yaparak geçimini sağlamaya başlar. Mehmet Özdemir 26 Aralık 1997 günü sabahı hayvan pazarına gideceğini söyleyerek evinden çıkar. Buradan bir arkadaşının evini ziyaret ettikten sonra hayvan pazarının yakınındaki bir kahveye gider. Görgü tanıkları; Mehmet Özdemir’in kahvede arkadaşlarıyla otururken silahlı, sivil kıyafetli ve ellerinde telsiz bulunan iki kişinin Özdemir’e kendileriyle birlikte gelmesini söylediğini, bu kişilerle dışarı çıkan Mehmet Özdemir’in beyaz bir taksiye doğru götürüldüğünü belirtir. Yine arabanın içinde üçüncü bir kişinin de oturduğunu görenler Özdemir’in arabaya binmemek için uğraştığını, kendini yere attığını, onu tutan kişilerden kurtulmaya çalıştığını da belirtiler. Ancak Mehmet Özdemir bu kişiler tarafından zorla, şiddet uygulanarak arabaya bindirilip oradan götürülür. Olaya orada bulunan birçok kişi tanık olur. Olayın tanıklarından biri okuma yazması olmadığı için arabanın plakasını alamadığını söyler.
 
Gözaltına alındığı kabul edildi
 
Mehmet Özdemir’in eşi Enzile Özdemir, 29 Aralık 1997 günü önce İHD’ye başvurur ve eşinin zorla gözaltına alındığını, hakkında bilgi edinemediğini belirterek hukuki yardım talebinde bulunur. Orada bulunan avukatların yardımıyla Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığına bir dilekçe ile başvurur ve eşinin kahvede otururken sivil kıyafetli polis memurları tarafından alındığını belirterek akıbetiyle ilgili bilgi talep eder. Bu taleplere yanıt olarak verilen dilekçeye ‘Mehmet Özdemir,  Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına alınmıştır’ yazısı yazılır. Ancak bu yazının altına hiçbir yetkilinin imzası bulunmamaktadır. 
 
Aradan bir süre geçmesine rağmen Mehmet Özdemir’den bir daha haber alamayan ve nerede tutulduğu kendisine söylenmeyen Enzile Özdemir, yeniden yetkili kurumlara başvurur. Kendisine verilen yanıtta bu defa Mehmet Özdemir’in gözaltına alınmadığı bir yanlışlık yapılarak gözaltında olduğunun söylenmiş olabileceği iddia edilir.
 
Sonuç alınmaz
 
Mehmet Özdemir’in ailesi Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonu’na, Diyarbakır Valiliği’ne başvurularda bulunur. İç hukuktan bir sonuç alamayan Özdemir ailesi 7 Eylül 1999 tarihinde Mehmet Özdemir’in zorla kaybedilmesiyle ilgili AİHM'e başvuruda bulunur. Yapılan tüm başvurulara rağmen Mehmet Özdemir’den bir daha haber alınamaz. AİHM, 8 Ocak 2008 tarihinde esas ve usul yönünden dosya ile ilgili ihlal kararı verir.”
 
Açıklama oturma eylemi ardından sona erdi. 
 
Êlih
 
Êlih’te de İHD ve kayıp yakınları, eylemlerinin 665’inci haftasında Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi. "Kayıplar bulunsun failler yargılansın” pankartının açıldığı eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı. Eyleme yerine kayyım atanan Êlih Belediyesi Eşbaşkanı Gülistan Sönük, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Êlih Şubesi üyeleri, Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma, Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) Şubesi yöneticileri, Êlih Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri katıldı.
 
Bu haftaki eylemde Şirnex’in Qileban (Uludere) ilçesine bağlı Roboskî köyünde 34 kişinin savaş uçakları tarafından bombalanarak katledilmelerinin hikâyesi okundu. Basın metnini okuyan İHD Şube Yöneticisi Rezan Baytar, katliam sonrası yaşanan hukuksuzluğa dikkat çekerek, “Roboskîli aileler haksızlık karşısında bugüne kadar takınmış oldukları tavır adaletin ölçüsü olmaya devam edecektir. Roboskî ailelerinin ve insan hakları savunucularının mücadelesinin devam edeceğini buradan bir kez daha yineliyor, 13 yıl önce yitirdiğimiz bu gencecik insanları saygı ile anıyoruz” dedi. 
 
Açıklama oturma eylemi ile son buldu.