AMED - Türkiye’nin Güney Kurdistan’ın Silêmanî kentinde 23 Ağustos’ta düzenlediği saldırıda katledilen Gazeteci Gülistan Tara’nın ailesi MKG’yi ziyaret ederek Özgür Basın çalışanları ile bir araya geldi.

 

‘Gülistan’ın kalemi yerde kalmayacak’

 

Ziyarette söz alan Dicle Tekik, Gülistan’ın kaleminin yerde kalmayacağını dile getirerek, Gülistan’ın onurlu mücadelesinin devam edeceğini belirtti. Dicle, kendilerini yalnız bırakmayan Özgür basın emekçilerine teşekkür etti.

 

Mücadeleci kadın iktidar hedefinde

 

MKG Başkanı Roza Metîna da, yıllardır özgür basına yapılan saldırılara değinirken, “Kadın gazetecilerin mirasına sahip çıkmak için MKG’yi kuruldu. Basın şehitlerinin hiçbir zaman ne kameraları ne de kalemleri yerde kalacak. Biz kadın gazeteciler olarak onların mirasını devam ettireceğiz. Çünkü onlar bu mücadeleyi sadece gazeteciler için değil, Kürt halkı için veriyor. Yıllardır Kürt halkının hem diline, hem örgütlülüğüne hem de mücadelesine karşı bir saldırı var. Biz de bu saldırılara karşı hep beraber mücadelemizi sürdüreceğiz. Gülistan Tara ve Hero Bahadîn’e karşı yapılan bu saldırıya karşı tavrımızı ortaya koyacağız. Hiçbir zaman o duruşumuzu kaybetmeyeceğiz. Özgür basın gazetecilerinin ve kadınların rolü, misyonu ve eylemselliği çok önemlidir. Kürt halkına karşı olan bu sistem de bunu iyi biliyor. Bunu bildikleri için de Kürt kadınları hedef alıyor. Bugün Gülistan Tara ve Hero Bahadin’in hedef alınması da Kürt kadınların ve mücadelelerinin hedef alınmasıdır. Ama biz hiçbir zaman bu saldırılara boyun eğmeyeceğiz. Karşımızda tekçi ve erk bir zihniyet var. İktidar ne kadar değişirse de devletin bu politikası hiçbir zaman değişmiyor” ifadelerini kullandı.

 

‘Kürt halkı 1 Eylül’ü tecrit altında geçirdi’

 

“İktidar Kürt halkını yok sayarak ayakta kalıyor. Çünkü varlığını bizim yokluğumuzda buluyor” diyen Roza, Kürt halkının 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü de yoğun saldırı ve tecrit altında geçirdiğine dikkat çekerek şunları belirtti: “Amaçları bizim gözümü korkutmak ama bizim ne gözümüz korkar ne de geri çekiliriz. Dün 1 Eylül Dünya Barış Günü’ydü. Onlar kendilerine barışı ve birliği savunduklarını söylüyor ama biz Kurdistan ve Türkiye’de 1 Eylül’ü yoğun savaş ve tecrit altında geçirdik. Ayrıca cezaevindeki arkadaşlarımız da 1 Eylül’ü yoğun tecrit ve baskı altında karşıladı.”