İstanbullulardan yoksulluğa öfke: Nedeni kötü yönetim!

  • 09:02 11 Haziran 2023
  • Emek/Ekonomi
Elfazi Toral 
 
İSTANBUL - Yoksulluk karşısında yaşam mücadelesi veren İstanbullular, krizin tek nedeninin AKP-MHP iktidarı olduğunu vurguluyor. Yoksullukla boğuşurken iktidarın bütçeyi halklara değil de savaşa harcamasına tepki gösteren İstanbul halkı, “Geçinemiyoruz. Savaşa verdikleri bütçe bizleri ne hale düşürdü. Ekmeği geçtim başımızı sokacak bir evimiz bile olmayacak artık. Baştakiler gittiğinde ekonomi de düzelecek. O giderse düzelecek” diyor. 
 
Rant uğruna halkla yoksulluk dışında bir şey yaşatmayan AKP-MHP iktidarının savaş politikaları sonucu gittikçe ekonomik kriz her geçen gün daha da derinleşiyor. İnsanların ekmek dahi alamadığı zamlar ise zirve yapmış durumda. Bütçesini halk için kullanmak yerine savaşa yatıran AKP-MHP iktidarı, mermi fiyatı üzerinden de militarist söylemler ile kendisini meşrulaştırmaya çalışıyor. Yoksulluktan en çok etkilenenler ise kadınlar oluyor. Kadınlar, ev içi, bakım emeği ve birçok sorunla birlikte yoksulluğu ve sömürüyü kat be kat hissedenler arasında yer alıyor. Bu sorunlar sonucunda kadınlar büyük oranda şiddete de maruz kalıyor.
 
Yoksul kent İstanbul!
 
Yoksulluk, işsizlik, yüksek enflasyon, geçim sıkıntısı, zamlar ve birçok sorunun derinden etkilediği kentlerden biri de kuşkusuz İstanbul. Hem kentteki nüfus ve göç hem pahalılık hem de işsizlik oranıyla, AKP-MHP iktidarının halkları her geçen gün daha da yoksulluğa iten politikaları kentte yoğun bir şekilde hissediliyor. Kentteki birçok çöp konteynerinden toplanan atık besinler ile marketler ve pazarlardan atılan çürük gıdaların yurttaşlar tarafından toplanması da mevcut yoksulluk ve krizi açık bir şekilde yansıtıyor. Tüm bunlara karşı İstanbul halkı ise 21 yıllık AKP iktidarının halklara dair hiçbir şey sunmayan politikaları karşısında “Artık yeter” diyor.
 
İstanbullulara, derinleşen ekonomik krize ilişkin mikrofon uzattık.
 
‘Ekmeği geçtim başımı sokacak bir evim bile yok!’
 
Simit tezgahında su ve çekirdek satarak geçimini sağlamaya çalışan Fatma Aymaz da İstanbul’da yaşam mücadelesi verenlerden biri. Sabahın erken saatlerinde sıcak havaya rağmen simit tezgahını açarak yaşamını idame etmek için çabalayan Fatma, “Geçinemiyorum. Ev kiraları aldı başını gidiyor. Oturacak ev bulamıyorum artık. Her şey çok pahalı. Ev sahibi beni çıkarıyor, ben ne yapacağım şimdi. Ev sahipleri dünya kadar para istiyor kira için. Ben nereden, nasıl getirip vereyim. Sabahın çok erken saatlerinde çıkıp geliyorum buraya satış yapmaya ama bunu da yapamıyorum. Akşama kadar burada bekliyorum biri su, bir simit alsın diye. Eve ekmek dahi götüremiyorum. Ekmeği geçtim başımı sokacak bir evim bile olmayacak artık. Ekmek ile suya bile razıyım, artık bu duruma geldim” diyerek maruz kaldığı zorlukları anlatıyor.
 
Hasta çocuğunu tedavi edemiyor: Bütçe savaşa harcanıyor!
 
Evde 3 kişi kaldıklarını fakat geçinemediklerini ifade eden Fatma, “Evde bir çocuğum var o da hasta. Tedavi bile edecek bir maddi durumum yok. Devlet bütçeyi savaşa harcıyor, Türkiye’ye harcamıyor ki. Durum belli. Ve ekonomik krizin tek sebebi de budur”  diye belirtiyor. AKP-MHP iktidarının savaştaki ısrarını da değerlendiren Fatma, “Savaşa verdikleri bütçe bizleri ne hale düşürdü. Devletin kendi halkına hizmet etmesi gerekiyor. Ölenler bizim çocuklarımız, başkaları değil ki. Yazık günahtır bize. Sözün bittiği yerdeyiz. Burada 15 kuruşa karnımızı doyurmaya çalışıyoruz. Bir kulübem var, bir de ben varım burada” sözleriyle yaşadığı durumu özetliyor.
 
Çözüm iktidarın gitmesi!
 
Ekonomik krizden yakınan bir diğer İstanbullu da Fatma Bayer. Tek isteğinin yoksulluk ve krizin bir an önce son bulması olduğunu vurgulayan Fatma, “Baştakiler gittiğinde ekonomi de düzelecek. O giderse düzelecek. Umut ediyorum ki eski düzenimize kavuşacağız. Paraları zula yapanlar, arabaları, evleri çifter çifter alanlar var. Ama açım diye ortalıkta dolanıyorlar. Bütün bu ekonomik sorunların ve son zamanlarda yapılan zamların tek sebebi onlardır” sözlerini kullanıyor.
 
‘Ekonominin kötü olmasının nedeni kötü yönetilmek!’
 
Tüm ülkenin kötü bir dönem ile karşı karşıya kaldığını aktaran Birgül Derinsu, “Çoğu insan bunun farkında değil. Gidişatımızı hiç iyi görmüyorum. Yakında Uluslararası Para Fonu’na (IMF) da muhtaç olacağımızı düşünüyorum” ifadesini kullanıyor. Krizin nedeninin AKP-MHP iktidarının politikaları olduğunun altını çizen Birgül, “Ekonominin bu kadar kötü olmasının nedeni kötü yönetildiği içindir. Ülkemiz günü kurtarma derdinde. Kendisi bir şeyler üretemediği, çiftçi ve işçiyi bitirdiği için bu kadar kötü oluyor. Halk zaten yeteri kadar bir şeyler yapıyor. Halk yeteri kadar fedakarlık yapıyor zaten. Bu fedakarlığı biraz da yönetenler yapmalı” ifadeleriyle mevcut duruma tepki gösteriyor. 
 
İktidara öfkeliler: Asgari ücretle mi ev alacağım?
 
Ekonomik kriz nedeniyle büyük bir öfke duyan Saime Doğan da, krizin yalnızca soğan ve patatesten ibaret olmadığını dile getiriyor. Saime, “Tutturmuşlar soğan patates diye. Bu pahalılık artık soğandan patatesten çıktı. Tutturmuşlar, ‘vatan elden gidiyor’. Vatan nereye gidiyor? Kim vatanı veriyor da vattan elden gidiyor. Sanki onlar vatan, biz vatan hainiyiz. Takmışlar vatan da vatan diye, bitirdiler çalı çırpıyı” sözleriyle yönetim şekline tepki gösteriyor. Yaşam pahalılığından da yakınan Saime, “Çocuklarımızı evlendiremiyoruz, çocuklarımıza ev alamıyoruz. 300-400 liralık evler olmuş 4-5 trilyon. Nereden getirip alayım ben? Nasıl alacağım ben evi, asgari ücretle mi alacağım? Çocuklarımız ne olacak? Burada iki odalı daireler olmuş 10 bin lira. Nereden getirip vereceğim” ifadeleriyle krizin yarattığı zorlukları sıralıyor.
 
‘Kriz zengini zengin etti fakiri fakir’
 
Halktan alınan vergilerin akıbetini de soran Saime, “Ne için bu kadar çaba gösteriyoruz, bunun için mi? Bir evim, bir ayakkabım, bir yaşamım olsun diye. Robot muyuz biz yani. Tuzu kuru olanlar her yerden para kazanıyor. Herkes atıp tutuyor. Gel de sen bir de bana sor, ben ne diyorum bakalım. Ekonomi kriz zengini zengin etti, fakiri de fakir etti” sözlerine yer veriyor.
 
En kötü dönem: AKP iktidarlığı!
 
Alışveriş yapmak için manavın yolunu tutan Aysel Arsoy, yalnızca iki demet maydanoz ve bir demet roka almak için geldiklerini ve karşılığında da 50 lira ödediğini söylüyor. Ekonomik krizin tüm halkı etkilediğini belirten Aysel, “Düzelecek diye umuyoruz. Ben ekonomist değilim. Ama ne yaşadığımı biliyorum. Hiçbir devrede böyle bir şey yaşamadık. Bizler her dönemi gördük ama bu kadar kötü bir dönem ile karşılaşmadık”  diyerek, tüm bu yoksulluk ve zamların AKP iktidarının politikaları sonucu yaşandığını vurguluyor.