Pazara giden kadınlar: Sepetimiz dolmuyor

  • 09:03 29 Ağustos 2022
  • Emek/Ekonomi
 
Melike Aydın
 
İZMİR - Art arda gelen zamlardan dolayı alım gücü giderek düşerken, çarşıdan pazardan eskisi gibi bir şeyler alamadıklarını söyleyen kadınlar, sorumlusu “başımızdakiler” diyor. Kadınlar “eskiden fakir yemeği olan patatesin artık zengin yemeği” olduğuna işaret ediyor. 
 
Asgari ücretin 5 bin 500 TL olarak belirlenmesinden sonra Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (TÜRK-İŞ) Temmuz ayı sonunda dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırını 6 bin 839,64 TL, yeterli yaşam standardına sahip olması için gereken harcama yoksulluk sınırını ise 22 bin 280 TL olarak duyurdu. Tek başına yaşayan bir insanın aylık ortalama yaşama maliyeti ise 8 bin 930 TL olarak açıklandı. 
 
AKP Maraş Kadın Kolları Başkanı Gönül Çitil ise açıklanan verilere, art arda gelen zamlara ve alım gücünün giderek düşmesine rağmen geçtiğimiz günlerde “Bizde kriz yok. Market sepetini istediğimiz kadar dolduruyoruz. Engel, sıkıntı yok. Kaynakları döke saça kullanabiliyoruz” açıklaması yaptı. AKP’li Gönül Çitil’in açıklamaları tepki toplarken biz de İzmirli kadınlara “Sepetinizi doldurabiliyor musunuz” diye sorduk.
 
‘Alım gücümüz düştü'
 
İşsiz Burcu Toğrul, Türkiye’nin battığını ifade ederek, alım güçlerinin düştüğünü kaydetti. Burcu, “Çantamız dolmuyor. Geçim çok zor. İki çocuğum okuyor. Gelecekten beklentimiz yok. Bu devirde çocuk yapılmasını tavsiye etmiyorum. Baştakilerin bazı değişimleri yapması lazım. İhtiyacı olan kişi kaymakamlık yardımlarından faydalanamıyor. Bir tanıdığımız gitti sadece yeşil karttan faydalandı. Çocuklarımız kötü durumda. Herkes fakir. Kim zengin bilmiyoruz, zengini göremiyoruz. Bir grup insan zengin ama kendilerine zenginler. Bizde maaş daha eve girmeden bitiyor. Okul masrafı çok bir kuru ekmekle olmuyor. Çocuklar her şeyi istiyor” şeklinde konuştu. 
 
‘Emekli parası yetmiyor’
 
Menekşe Adın ise “Emekli paramız bize yetişmiyor. Her şey pahalı. Domates, patlıcanın yanına mevsimi olmasına rağmen gidemiyoruz. Önceki yıllarda daha iyiydi. Bir kilo et değil yarım kilo bile alamıyoruz. Bir yumurta yiyemiyoruz bu yaşta yememiz gerekiyor. Üretim yok ki Türkiye’de, üretim var ama pahalılık çok. Dışarıya çalışıyoruz. Emekli 3 bin - 4 bin Lirayla nasıl geçinsin? İsterim ki her şey ucuzlasın. Halkımıza, emeklilere, fakir fukaraya yazık. Çocuklarımıza okulda yurt bulamıyoruz. Kiralar 5 bin lira. Artık neredeyse ağaçların altına çadır açacağız” dedi.
 
'Krizden devlet sorumlu’
 
“Torunumu çıkardım bir şey isteyecek diye ödüm patlıyor” diyen emekli işçi Güler Apaklı da şunları şöyledi: “Bundan devlet, başımızdakiler sorumlu. Tarım işçileri ne halde, yarın belki de domates, patlıcan bulamayacağız. 66 yaşındayım ilk defa dilimle karpuz gördüm. Ne kadar kötü bir şey. Tarlalar dikilse, çiftçiye destek verilse bunları yaşamayız. Bu sene ne salça, ne şişe domates yapacağım. Ekonomi yerlerde.”
 
‘Memlekete gidemedik’
 
Pazarın çok pahalı olduğunu, bir demet maydanozun 2 buçuk lira olduğunu söyleyen ev işçisi Xece Altun, “400 liraya pazar arabası dolmadı bile. Bu şekilde olmaz. Böyle giderse savaş çıkar.  Emeklimiz yok ne benim ne eşimin. Babamdan kalanla geçiniyoruz, çocuklarımız yardım ediyor. Biz bu yıl Dersim’deki köyümüze gitmedik elimizde yok ki gidelim” ifadelerini kullandı.
 
‘Kiracılar ve işsizler ne yapacak?’
 
Ev işçisi Gülcan Kara da, ekonomik olarak zorlanmalarına ilişkin şunları söyledi: “20 yıl önce daha iyiydi. Kaç kişi çalışıyoruz evde ama yine geçinemiyoruz. Pazar arabasını dolduramıyoruz. Artık hiçbir şey alamıyoruz. Pazar çok pahalı. Allah kiracıların, çalışmayanların yardımcısı olsun.”
 
Okul başlayacak kaygısı
 
Nuran Malik de, hayat pahalılığının insanların yaşam tarzından da anlaşıldığını kaydederek, “En kötü domates 5 lira, soğan, patates fiyatı 20 lira ise ekonomik kriz de ortada. Patates fakirin yemeğiydi ama şimdi zenginin yemeği olmuş. Bir şey alamıyoruz, fakir bir kilo, yarım kilo ile idare ediyor. İşi olup da çalışanlar neyse ama bizim gibi inşaat işçisi ise iş buldukça çalışıyor. 3 çocuğum var okul başlayacak nasıl olacak bilmiyoruz” diye ekledi. 
 
‘Artık pazardan para artmıyor’
 
2 bin lira ev kirası verdiğini söyleyen ev işçisi Melek Bulaç, “2 bin Lira kira veriyorum. 2 kızım çalışıyor gene de yettiremiyoruz. 100 liraya iki pazar arabası doluyordu. Patates 3-4 kilo alıp gidiyorduk, yumurta bir koli alırdık. Şimdi yarım koli alıyoruz, o da iki gün gitmiyor. Kızlar eve gelince yemek istiyor ama bir şey koyamıyorum önlerine. Önceden pazardan artanı biriktirirdik. Yastığa kafamızı rahat koyardık. Para artırınca kocalarımızdan saklıyorduk şimdi para bile alamıyoruz çünkü onlarda da yok. Bence düzelmez durum, başka bir başkan gelirse belki değişir. Fakirler daha fakir zenginler daha zengin oluyor” sözleri ile yaşadıkları sıkıntıları dile getirdi.